TAM OLARAK KOLİK NEDİR?

3. hafta civarı başlayan , ortalama 3. aya kadar devam eden ve özellikle akşamları 3 saate yakın süren anlamlandırılamayan (bebek aç değil, altı değiştirilmiş ve temiz) ağlama atakları durumudur.

NEDEN OLUR?

Nedeni belli değildir ama ilişkilendirmiş hipotezler vardır.

1. Nörogelişimsel: Çalışmalar koliğin bebeklerdeki normal ağlamanın en üst noktası olduğunu göstermektedir. Kolikli bebeklerde ağlama normal bebeklerle aynıdır ama daha uzunudur.

2. Psikolojik: Gebelikte stres ve fiziksel yakınmalar, aile içi sorunlar , doğumda olumsuz tecrübeler, genç anne, annenin eğitim düzeyi, baba ile birlikte yaşamama, sosyal desteğin yetersiz olması, doğum sonrası depresyon de kolik gelişimiyle ilişkili bulunmuştur.

3.Bazı çalışmalar bu bebeklerde safranın oluştuğu, yoğunlaştığı ve karaciğerden on iki parmak barsağına (ince barsağın ilk kısmına) taşındığı yerde gelişim gecikmesinin olması

4.Sigara dumanı bir diğer faktör olarak gösterilmiştir. Evde sigara içen birey sayısı ne kadar fazla ise, bebekte kolik görülme olasılığı ve şiddeti o kadar fazladır. Bir çalışmada ise anne gebelikte ve doğumdan sonra sigara içiyorsa riskin 1.5 kat arttığı bildirilmektedir. Baba günde 15'den fazla, anne gebelikte günde ondan fazla sigara içmişse ve doğumdan sonra da içmeye devam ediyorsa, kolik % 69 daha sık görülmektedir.

5. Düşük doğum ağırlığının kolik riskini artırdığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır.

6. Beslenme: Biberonla besleme, yatay pozisyonda besleme ve beslenme sonrası gaz çıkarmama kolik nedenidir.

7. Alerji: İnek sütü proteinine karşı alerji nedeniyle ortaya çıktığını bildirmektedir. Buna karşın başka bir çalışmada kolikte daha az alerjik madde içeren mama kullanımının işe yaramadığını ileri sürülmektedir. Besin alerjisi bu bebeklerin çok az kısmında neden olabilir.

8. Mide- bağırsak hormonları: Kolikli bebeklerde iki hormonun düzeylerinin yükseldiği bilinmektedir.

9.Reflü (GER): koliğin reflünün tek belirtisi olabileceği ileri sürülmektedir.

KOLİKLE KARIŞAN VE MUTLAKA AYIR EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR

1. İnfeksiyonlar: idrar yolu infeksiyonu, pamukçuk, ağızda aft gibi yaralar, kulak ve akciğer enfeksiyonları ve menenjit

2. Cerrahi acil durum teşkil eden fıtık, testis problemleri ve bağırsak düğümlenmesi gibi durumlar

Kolikte unutulmaması gereken en önemli nokta?

Aile her şeyi doğru yapsa bile kolik durumu yaşanabilir. Kendilerini suçlamamaları gereklidir.

TEDAVİ:

Davranışsal kolik tedavisi

Aşağıdaki yöntemler, ağlayan bebeği rahatlatmak için denenebilir:

1. Bebeğin kucakta, , yatağında, hamakta elle veya otomatik bebek salıncağında ritmik şekilde sallanması. Çok sert sallama boyunda yaralanmaya yol açabileceğinden dikkatli olmak gerekir.

2. Arabasıyla gezdirmek.

3. Bebeğin kucağa alınıp göğse yaslanmış şekilde tutulması. Sarılmak, bebekte güven hissi uyandırır. Bu arada, sırtına, hafifçe, aralıklı olarak minik vuruşlar uygulamanın da yararı olur.

4. Bebeğe çok sıkı olmayan kundak yapılması

5. Bebeğe masaj yapılması. Okşanmaktan ve dokunulmaktan hoşlanan bebekler için masaj, sakinleştirici olabilir.

6. Karına sıcak havlu, sıcak su torbası uygulaması

7. Bebeğe ılık banyoya yaptırma

8. Şarkı söylemek. Bebeğin hangi müzik türünden hoşlandığını keşfetmeye çalışmalıdır. Beğendiği bir melodi tekrar tekrar söylenebilir.

9. Beyaz gürültü ve ritmik seslerden yararlanma.

ANNEYLE İLGİLİ YÖNLER:

1. Anne sütü alan bebeklerde aynen devam edilmesi ama mama alıyorsa anti-alerjik mamalara geçilmesi uygundur.

1. Bir derlemede süt ve süt ürünleri, buğday, yumurta ve fındığın diyetten çıkarılmasının yararı olacağı bildirilmiştir.

2. Emzirme sürelerinin çok uzun tutulmaması( fazla hava yutmasına sebep olduğu için)

3. Annenin aşırı çay, kahve ve çikolata tüketmemesi

4. Annenin rezene, kimyon, papatya içerikli çayları tüketmesi

SONUÇ:

Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Derneği (ESPGHAN) 2013 yılında infantil kolik tedavisi ile ilgili öneriler düzenlemiştir.

*Kolik geçici bir durum olduğundan aileye danışmanlık ve rahatlatmanın en önemli yaklaşım olduğu,

*İlaç tedavileri için yeterli kanıtın bulunmadığı,

*Anne sütü alan kolikli bebeklerde bebeğe hipoallerjenik mama önerilmemesi gerektiği,

*Anne sütü alan ve dört ayın altında olan ciddi ve iyileşmeyen kolik olgularında ve eğer inek sütü allerjisinin diğer bulguları (diare, kusma, egzema vb) bebekte varsa anneye hipoalerjen diyet önerilebileceği, bebekte düzelme olursa ileri testlerle inek sütü allerjisi tanısının kesinleştirilmesi gerektiği,

*Soya bazlı ve laktozsuz mamaların, laktaz enziminin, probiyotiklerin, bitkisel ve manipulatif tedavilerin önerilmesi için yeterli kanıt olmadığı bu öneriler içinde yer almaktadır.

Özetle geçici bir durum olan kolik dönemi için davranışşal yaklaşımlar yeterli olmaktadır. Ekstra yoğun ilaç tedavilerine gerek yoktur.