İngiltere'de siyaset okudu, yetmedi, Paris'e tasarım eğitimi almaya gitti. Şehrin şık çiçekçi vitrinlerine hayran kalınca, hayatı değişti. Ege Soley, dört yılda bir yandan Paris'in en ünlü çiçekçilerinden Pascal Mutel'nin yanında çalıştı, bir yandan da Çiçekçilik Okulu'na devam etti. Şimdi İstanbul'da kendi dükkanını açan 28 yaşındaki Soley, çiçekçilik işinin estetik ve renkli bir iş gibi görünmesine rağmen, aslında kararlılık ve fiziksel güç istediğini anlatıyor: "Paris'te dört yıl sabah saat 05.00'ten akşam 20.00'ye kadar çalışmaya bu işi sevmesem katlanamazdım. Çiçekçiliğe başladığımda ilk günden itibaren İstanbul'a dönüp bu işi yapmaya karar verdim. Evet, çok yoruluyorsunuz ama ben dirayetliyim. Hem kendime güveniyorum hem de cesurum. Gereken her şeyi toplamışım içimde... Bir noktadan sonra karar verince her şeye o gözle bakmaya başlıyorsunuz. Elinizde ne var, nasıl değerlendirmelisiniz, çöpe gitmemesi için neler yapmalısınız? Ondan sonra tamamen bu işe odaklı geçirdim son iki yılımı." Ege Soley, Corvus şaraplarının yaratıcısı olan babası Reşit Soley'in, onun kendisi gibi mimarlık eğitimi almasını istediğini, ama yine de mesleki kariyerinde onu serbest bırakıp desteklediğini söylüyor: "Babam, çiçek işinde bu kadar ciddi olacağımı beklemiyordu. Çünkü ben hep kendi bildiğim gibi ilerledim. Babam bana 'Mimarlık oku,' dedi, ben siyaset okudum. Sonra, Maçka'daki dükkanını bana verme fikrine sıcak baktı. Aslında bana teklif ederken alacağımdan emin olmadığını zannediyorum. Ama ben kararımı çoktan vermiştim." Yanında dört yıl çalışıp, mesleki inceliklerini öğrendiği Pascal Muttel'ye Türkiye'ye dönüp, kendi dükkanını açacağını söylemesi ise kolay olmamış: "Pascal'a 31 Aralık günü aniden 'Ben Türkiye'ye döneceğim,' dedim. Hiç beklemiyordu, çok şaşırdı. Çünkü son dönemlerde asistanı gibiydim. Ayrıca Türkiye'den gelmiş, üç-dört dil bilen bir genç onu çok etkiledi. Beni dükkana bağlamaya başladığını anladığımda kaçmaya karar verdim."
OTELLERE ÇİÇEK YERLEŞTİRMEYİ SEVİYORUM
"Türkiye'de çiçek, ihtiyaç gibi düşünülmese de bize Tanrı'nın bir hediyesi. Yapmayı bildiğim en iyi iş otel, lokanta ve evlerin içini yerleştirmek. Paris'te haftada iki-üç gün, çiçekleri tazelemek için sabahın 05.00'inde otellere gidiyorduk. Champs Elysees'de Foquette Oteli'ne gidip 07.00'deki kahvaltı için hazırlık yapıyorduk. Paris'in soğuğunda, karında... Bir gün çiçekler değişiyor, ertesi gün bakımını yapıyorsunuz. Çiçekler kurumuşsa, bir şey uydurmanız gerekiyor. Kasalarca çiçek taşıdık."