Bir çocuksanız, Ramazan sihirli bir dünyadır. Keşfedilmek için sizi bekler. Okuldan eve dönerken kubbelere asılan ışıklı mahyaları okumaya çalışırsınız. Pide kuyruklarını görür, çantayı eve bırakır bırakmaz pide almaya koşarsınız. İftara yakın sokaklara yayılan yemek kokuları karnınızı acıktırır. İbadete saygıdan sokakta yemek yenmeyeceğinizi anlarsınız. Ailece açılan oruç, ağza atılan ilk hurma kıymetlidir. Şükretmeyi, sabretmeyi kimseden nasihat almadan görerek öğrenirsiniz. Ramazan boyunca yaşanan her şey bir masal gibidir. En çok sahurda neler olduğunu merak eder, 'anne beni de sahura kaldır' diyerek işinizi şansa bırakmazsınız. Sahi, ne güzel şeydir cemaat toplanana kadar camide koşup sınıf arkadaşınızı bulmak. Tuttuğunuz ilk orucun gururunu yediğiniz ilk hurma ile yaşamak. Tekne orucunu öğrenip babanızdan harçlık almak. Oruç mevsimi adlı kitapta ne güzel anlatmış Erol Erdoğan: "İbadetler içinde en çocuksu olanı oruçtur. İçinde mistik unsur barındıran her şey; insanın doğal ve saf yönüne hitap etmesinden dolayı çocuksu bir damara sahiptir. Ancak Ramazan'ın çocuksu damarı daha coşkuludur. Ramazan'ın gökkuşağı kadar zengin folklorik yönünü, toplumların kendi kültürleri oluşturmuş olsa da oruç ibadetinin ve Ramazan ayının özünde böyle bir doğurucu yön var."
Tekne orucu tutuyorum
"Anne ben de oruç tutacağım" dediğimde sekiz yaşındaydım. Annem hevesimi kırmak istememiş ama bütün gün aç kalmamı da yaşıma uygun görmemiş olacak ki, "Çocuklar tekne orucu tutar" demişti. İyi de neydi bu tekne orucu? Annem: "Çocuklar öğleden sonra başlar oruca, arada yemek yiyebilir, iftarda da herkesle orucunu açar" demişti. O gün mahalledeki bütün çocuklarla tekne orucu tutup, herkesin coşkuyla yaşadığı bu aya biz de ucundan kıyısından dâhil olmuştuk. Bu bizim küçük dünyamızda büyük ve sihirli bir yolculuktu. Sabretmeyi de o gün ögrendik.
Masal gibi geceler
Evdeki herkesin gecenin yarısında kalkıp özenle hazırlanmış o sofraya oturmalarının ne kadar imrenilen bir durum olduğunu çocuk olan bilir. O da evin bir ferdidir ve o sofraya oturmak hakkıdır. Uyku da tatlıdır ama yine de anneyi sıkı sıkı tembihler: "Anne beni de sahura kaldır, unutma bak, tamam mı?" Anne uyandırmaya kıyamazsa evdeki sesler ve yemek kokularını duyan çocuk uyanır, önce anneye sitem eder ve sofraya kurulur. Çocuk dünyası için ne kadar sihirlidir sahura kalkmak. Düşünsenize çocuksunuz ve gece saat üçte kalkıp o atmosferi yaşayabiliyorsunuz. Hadi, hatırlayın çocukluğunuzu ve çocuğunuza izin verin, o da sahura kalksın.
NEŞELİ ÇOCUKLAR
Önce yap sonra oyna
Bu hafta 4-12 yaş aralığındaki çocuklar için yaratıcılıklarını teknoloji ile birleştirebilecekleri bir etkinlik var. Çocuklar önce rengarenk oyun hamurları ile dinazor, tırtıl, arı, çiçek, kelebek gibi şekiller yapacaklar. Sonra yarattıkları bu karakterleri taratarak tablete aktaracaklar. Dijital ortamda hayat bulan karakterlere dokunup, oyunlar oynayabilecekler. Ücretsiz olan bu etkinlik, bugün ve yarın saat 12.00- 20.00 arasında Vadistanbul AVM'de sizi bekliyor.
Haydi çocuklar şenlik var
Kadıköy'de bulunan Koşan Kaplumbağa Anaokulu, yarın bahçesinde çocukları ağırlayacak. Saat 12.00-18.00 arasında düzenlenecek şenlikte çocuklar, deney ve tuz seramiği atölyesi, bahar taçları, stres topları, isimli bileklik yapımı gibi etkinliklerden istediklerine katılabilecek. Çocuklar eğlenirken ebeveynler sadece bakmakla kalmayacak, annebaba- çocuk oyunlarına katılabilecek. Saat 16.00-17.00 arasında ise Çok Amaçlı Salon'daki tırmanma duvarında, profesyonel dağcı eşlikçiler çocuklar için tırmanış atölyesi düzenleyecek.