Barbie bebekler 1959 yılında hayatımıza girmiş. Yani bu yazıyı okuyan hemen herkesin bir Barbie oyuncağı olmuş ya da olmasını istemiş olabilir. Çünkü benim gibi çocukluğu 90'larda geçenler için hemen ulaşılabilir bir oyuncak değildi. Pahalıydı ve belli mağazalarda satılırdı. Daha da ilginci ben ilk Barbie bebeğimi bir eczaneden almıştım. Sarışın, uzun boylu, incecik ve renkli gözleriyle kusursuzluğu simgeliyordu Barbie'ler. Ona benzemek isteyen çocuklar az değildi. Bu isteğini saplantı haline getirip sayısız ameliyat geçirerek kendini Barbie'ye benzeten gençler oldu. Çocukluğumuza kazıdığı 'kusursuzluk' imajıyla sarstığı psikolojiler de az değil yani. Oysa hayat kusursuz değildi. Zamanla bilinçlenen ebeveynler, bu güzel oyuncağın çok da masum olmadığını fark etti. Bunun üzerine daha gerçekçi Barbie'ler üretildi. Kalın belli, kısa boylu, farklı saç renklerinde olanlar... Ancak hayatın başka gerçekleri de vardı. Siyahi ve başörtülü Barbie'lerle de hayata yaklaşma hamlesi devam etti.
PROTEZLİ BEBEKLER DE OLACAK
Yeterli değildi, yaşam çeşitliydi. Şirket 1997 yılında tekerlekli sandalye ve protez bacaklı Barbie bebekler üreterek çeşitliliğe önem verdiğini göstermek istiyordu. Gülümse Becky adını taşıyan kahverengi saçlı bebeğin pembe bir tekerlekli sandalyesi vardı. Ancak serebral palsili bir çocuk, tekerlekli sandalyeli bebeğin, Barbie'nin rüya evinin asansörüne sığmadığını söylemişti. Engeller görülse de, tekerlekli sandalyeli Barbie'nin hayata katılımı için engeller kaldırılmamıştı. Firma, bu şikâyeti haklı bularak evlerin artık buna göre tasarlanacağını söyledi. Şimdilerde şirket 2019 koleksiyonunda yer alacak seride fiziksel engelli oyuncaklar da olacağını duyurdu. Firma, üretilecek protezli bebek için, doğuştan önkolu bulunmayan, 13 yaşındaki Jordan Reeves ile birlikte çalışıyor. Protez kısmının çıkarılabilir olmasıyla firma, daha gerçekçi bir oyuncak üreteceğini söylüyor. Bu oyuncaklar özellikle benzer sorunlar yaşayan çocuklar için önemli. Bu yüzden Barbie'nin tüm aksesuvarlarının da engelli bebekler için tasarlanmış olması gerekiyor. Barbie'nin rüya evinde engelli rampasının olacağını firma açıkladı. Ulusal Engelli Hakları Ağı yöneticisi Curt Decker, yeni oyuncakların engelli insanlarda bir sorun olmadığını çocuklara göstereceğini savunuyor. Biz de uzmanlara, Barbie'nin bu yeni hamlesinin çocukların dünyasında nasıl algılanacağını, nasıl farklılıklar yaratabileceğini sorduk.
ENGELLİ BİREYİN DÜNYASINI TANIYACAK
Özel Eğitim, Odyoloji ve Konuşma Bozukluğu Uzmanı Sevda Karaca Al: "Hayatı birlikte yasayıp paylaştığımız engelli bireyleri küçük yaşta oyun ve oyuncağı aracılığıyla tanımak, gerçek hayatta engelli bireyi görünce dışlamak, korkmak yerine farklı gelişen bireylerle ilgili olumlu tutum sergilemelerine, onları anlamalarına fırsat verir. Farklı gelişen bireyi dâhil eden, kapsayıcı bir adım kusursuz görünüş yerine engelli bireylerin dünyasını tanıtır."
OYUNCAKLAR DIŞ DÜNYA İLE PARALEL OLMALI
Liv Hospital'dan Klinik Psikolog Emrah Polat: "Oyuncakların çocukların gelişimi üzerinde fazlaca etkisi bulunuyor. Özellikle dış dünyayı keşifte oyuncaklar kritik bir role sahip. Çocuk oyuncak sayesinde olumlu ve olumsuz duygular ve düşünceler edinebilir. Dış dünyayı keşfederken oyuncakların dış dünya şartları ile paralel olması da oyuncak seçiminde önemli bir kriterdir. Esasında oyuncakların rolü öğretici olmak ve çocukların hem kendini hem de dış dünyayı keşfini kolaylaştırmaktır. Kız çocukları için bebekler büyük önem taşır. Çocukta bebekler sayesinde dış görünüm, bakım verme gibi kavramlar gelişir. Bunun yanı sıra, güzel olmak, kusursuz olmak, bir bütün olmak, birçok şeye sahip olmak gibi içeriklere sahip olan bebeklerin esasında çocukların gelişimini bu anlamda olumsuz etkilediği söylenebilir. Çünkü çocuk bu kavramları öğrenirken hayatın içindeki bu kavramlara zıt olan kusurlu olmak, fiziksel olarak güzel sayılmamak, fiziksel olarak bir engeli olmak gibi kavramları öğrenemediği için bu kavramlarla karşılaştığında maalesef ki yönetemez ya da baş edemez. Bu yüzden bazı bebek oyuncaklar gibi zayıf ve kusursuz olmak adına birçok cerrahi operasyon geçirmeye yöneliyor insanlar. Her şeyin bir sınırı olduğu gibi bu durumun da bir sınırı var ve kişiler bu sınırı algıladığında bu sefer de depresyon veya kaygı bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklar baş gösteriyor" diyor