Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Kuyruk sahtekarları

Geçen gün Migros'tayım. Alışveriş arabasıyla kasaya geldim. Önümdekinin hesabı görülürken, kuyruğa 30 yaşlarında bir adam girdi.
Elindeki iki ürünü vücudunun üst kısmında tutmasından ve suratına taktığı sahte gülümsemeden, öne geçmek isteyeceğini anladım.
Nitekim aramızdaki aileye bir şeyler söyledi. Ailenin babası beni göstererek "Bu bey izin verirse geçin" dedi. Çatık kaşla şöyle bir göz attım. Reddedeceğimi anladı. "Canım o kadar beklemiş, niye bana izin versin ki di mi ama he he..." dedi. Yandan çarklı vicdan yapıyor.
"Bak kardeşim, şurada jet kasalar var. Git elindekileri oradan geçir, bilmiyorsan yardım ediyorlar" dedim. Cevabı hazırlamış. Anında, "Kredi kartım yok" dedi.
Yalan söylediğine eminim ama o anda nasıl ispatlayayım?
Derken sıra bana geldi. İşlem yapılırken jet kasalara doğru baktım ki ne göreyim: Bizim sahtekar kartını kullanarak geçmekte.
Bu konuda araştırmalar var. Mesela fotokopi sırasındaki üniversite öğrencilerine, araştırmanın asistanı üç soru yöneltiyor:
1) "Affedersiniz, beş sayfa çekeceğim, makineyi kullanabilir miyim?" 2) "Affedersiniz, beş sayfa çekeceğim, makineyi kullanabilir miyim, çok acelem var da..." 3) "Affedersiniz beş sayfa çekeceğim, makineyi kullanabilir miyim, çünkü kopyalarını almak gerek..."
Sonuç: İlk cümle yüzde 60, ikincisi yüzde 94, son derece manasız üçüncüsü ise yüzde 93 oranında başarı sağlıyor. Araştırmacılar "Burada 'Çünkü' sihirli kelime durumunda. 'Çünkü'den sonra ne derseniz deyin, insanların çoğunu ikna edersiniz" diyor.
Peki herif bana 'çünkü'lü bir cümle kursaydı, kasada önüme geçmesine izin verir miydim? Vermezdim. Çünkü o eski araştırma aklımdaydı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA