Hükümetin normal doğumu teşvik edip sezaryeni azaltmak amacıyla getirdiği yeni yasal düzenlemenin ardından tartışmalar sürerken sezaryenle doğum oranlarında ise gözle görülür azalma yaşandı. Türkiye'nin üçüncü büyük ili İzmir de kısa sürede yasaya uyum sağladı.İzmir Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. İlhan Gürbüz, yasayı desteklediklerini, anne ve bebek için en sağlıklı doğum yönteminin aksi yönde bir tıbbi zorunluluk olmadıkça normal doğum olduğunu belirterek, "Yasal düzenlemenin ardından İzmir'de hedeflenen rakamlara ulaştık" dedi. Yeni düzenlemeyle, gebe veya rahimdeki bebek için tıbbı zorunluluk bulunması halinde doğum, sezaryen ameliyatı ile yaptırılabiliyor. Gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen anne veya bebekte meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekim sorumlu tutulamıyor. İzmir'de görüştükleri tüm anne adaylarına bunu yıllardır anlattıklarını belirten Dr. İlhan Gürbüz, "Biz de tıbbi olarak gerekli olmadığı sürece normal doğum yapılması gerektiğini savunuyoruz. Elbette kemik yapısı dar olan bir anne çocuk normal yollarla doğamayacağı için sezaryen olur. Ya da başka birtakım tıbbi gerekçeler olabilir. Ancak sezaryenin diğer ameliyatlardan farkı yok. Sezaryen de bir anestezi. Bu yöntemle doğum yarım saat, 45 dakika sürüyor ama ameliyat sonrası iyileşme süreci yaşıyorsunuz. Normal doğumdan sonra ise 1 gün sağlık kuruluşunda yatıp bebeğinizle yürüyerek evinize gidiyorsunuz. Bu konfor açısından anneye çok önemli bir kazınım" dedi.
HEDEFE ULAŞTIK
İzmir'de her yıl 50 ile 53 bin arasında doğum yapıldığını kaydeden Gürbüz, "İlk doğumu sezaryen olan annenin tıbbi gerekçeler nedeniyle ikinci doğumu sezaryenle yapması daha uygun. Ancak primer sezaryen dediğimiz ilk doğumda durum farklı. Geçtiğimiz yıl primer sezaryen oranı yüzde 61'di. Önceki yıl ise yüzde 63 seviyesindeydi. Yeni düzenlemenin ardından ise bu oran yüzde 57.9'a geriledi. 4 puanlık bir düşüş var. Hedeflenen de buydu. Bu da yönetmeliğin uygun şekilde çalıştığını gösteriyor" diye konuştu. Sezaryenin kamu hastanelerinde önerilmediği, dağılıma bakıldığında özel hastane ve sağlık kurumlarında daha fazla yapıldığını ifade eden Gürbüz, "Özelde sezaryenle doğum oranı daha fazla. Yüzde 75'lere kadar çıkabiliyor. Kamuda ise çok daha düşük. Bu işi maddi getiriyle mi konuşmak lazım yoksa endikasyonu olanlar özeli mi gidiyor şeklinde yorumlanır bilemiyoruz. Ancak sağlığa ekonomik olarak bakılmaması lazım" dedi.