Bu arada artık kimseye şiir tercümesi için yalvarmıyorum.
Hazır çevrilmişi her daim el altında nasılsa:
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte...
Mezarda yatanların toz toprak her biri
Zerre zerre dağılıp gitmiş bedenleri...
Ne şarab ki, bir içen sızmış
Mahşer'e dek, İşten-güçten habersizler, asırlardan beri...
Senden benden önce de vardı, bu gün ve bu gece
Felek dönüp durmadaydı hep, bu gördüğünce...
Usulca bas toprağa, çünkü bastığın yer,
Bir güzelin gözbebeğiydi, beş-on yıl önce...
Ömer Hayyam