Papa'nın cenazesini de atlattık. Cümlemize geçmiş olsun. Bizden önceki nesiller, Ghandi, Kennedy cenazesi izlediler, bize de Papa II. Jean Paul nasip oldu. Tanıdığım çok dindar bir avukat, Roma'da cenazenin yapıldığı gün olan davasını erteletirken "Bunların hepsi fanatik" diye söyleniyordu. Papa II. Jean Paul'ün hayatı kadar ölümü de medyatik oldu. Tabii kilise açısından bakılırsa pek çok insan birden Katolikliğini de keşfetti. Ne kadar çok "gizli Katolik" varmış diye düşündüm. Müzik kanalı MTV'de ekrandan günlerce altyazı halinde akan mesajlarda Katolik gençliğin ızdırabı, bazı şeyleri geç anlamış olmanın pişmanlığı da geçip gidiyordu. Bu büyük olaya herkes bir ucundan katıldı. Orada olmak önemliydi. Tabii kitlenin heyecan dalgasına katılamayan "soğuklardan" olduğum için hayretler içinde kaldım. Bence bu komünikasyon olayını Vatikan'dan iyi bilen yok. Papa'nın hastaneye kaldırıldığı günlerden itibaren medya aracılığıyla yaratılan ilgi ve dahası ağırlaştığı söylendiği günden itibaren o damla ile verilen sağlık haberleri, kardinallerin açıklamaları, o şaşaalı ve gizemli mizansen milyonlarca insanı televizyon başında hipnotize etti. Hatta "ilahi güç" onları San Pietro Meydanı'na kadar sürükledi. Roma'ya kendi nüfusu kadar ziyaretçi akın etti.
GLOBAL LİDERE VEDA
Tüm televizyonlar aralıksız naklen yayın yaptılar. Vatikan'dan çok Vatikancı bazı izleyiciler, bir kısım yayınlarda 'reklam arası' verildi diye sinirlendi. Globalleşmiş Katolik Kilisesi'nin global lideri Papa'nın karizması bu cenaze töreni ile iyice tavan yaptı. Arap televizyonları bile Roma'dan naklen yayın yaptılar. Anlaşıldığı üzere, bir devlet adamı ve bir din adamı olarak Papa'ya duyduğum saygı ve her insan gibi ölümüne duyduğum üzüntüye rağmen yapılanları abartılı buldum. İnsani bir Papa'nın biraz daha insani boyutlarda cenaze töreni yapılamaz mıydı? Bu medya şovuna ne gerek vardı, desem biliyorum yanlış olacak. Medya çağındayız.
DAHA ÖNCE Mİ ÖLDÜ?
Bu arada İtalyan basınında Papa'nın daha önce öldüğüne ait küçük haberler de çıktı. Benim de başıma komik bir olay geldi. Papa'nın ölümünden sonraki günlerde bindiğim bir taksinin şoförü Papa sohbeti yaparken, eşinin Vatikan'da çalıştığını ve aslında perşembe günü saat 12.00'de öldüğü fısıltıları olduğunu söyledi. Aynı gün dönüşte bindiğim diğer bir taksi şoförü de Polonyalı üst düzey üniversite rektörü olan bir rahibin akrabası olduğunu anlatıyordu. Kendinden gayet emin "Bize Papa'nın ilan edildiğinden 1.5 gün önce öldüğü söylendi" dedi. Bu tez pek çok insanın aklından geçmiyor değil. Fısıltı gazetesi çalışıyor. Halkın dışında bu fısıltıları daha güvenilir insanlardan da duyduk. Doğru ya da değil ne değişir? Ancak doğruysa 1.5 günde Vatikan yetkililerinin yaptıkları açıklamalara tekrar göz atıp başka bir açıdan da değerlendirebilirsiniz. Beni en çok neredeyse kendinde olmayan, son günlerinde bile ekranlarda konuşmaya çalışırken ağzını açamayan "zavallı bir ihtiyarın" üzüntü verici imajı etkilerken, yakınındaki kardinallerin, ölmeden önce ağzından çıkan "Gençler sizi bekliyordum, geldiniz, teşekkür ederim" şeklindeki mesajını toparlamaları etkiledi. Papa'nın yaşarken de öldükten sonra daha da katlanarak Katolikler için bir idol olduğunu gördük.
