İlk defa 1945'te Ali Gürsoy tarafından üretime baslayıp bugünlere kadar, büyüyerek gelen Palmiye Soguk Hava Deposu, yılın 12 ayında kesintisiz üretim yapıyor. Eskisehir'de birçok ilki gerçeklestiren firmanın müdürü Erol Karakaya çalısmalarını, hedeflerini ve sektörel sıkıntıları SABAH'A anlattı.
Palmiye Soguk Hava Deposu serüvenine nasıl basladı?
Ilk olarak 1945'te dede Ali Gürsoy tarafından baslayan üretim, baba Mehmet Gürsoy'dan sonra Sefaattin Gürsoy'un 1986'da belgelerini almasıyla çiftçi olarak resmiyet kazanmıs. 1999-2000'li yıllarda ürettikleri yesil sebzeleri ortak olarak satın aldıkları dükkânda kendi adlarına satısa çıkarıyorlar. Antalya'da baslattıkları bu çalısma ile Palmiye Tarım'ın öyküsü baslıyor. Zamanla isler daha da büyüyor, Eskisehir'de bulunan ekim alanları da genislemeye baslıyor. 2006'da geldigimizde devletin verdigi hibe ile buzhane soguk hava deposu kuruldu. Soguk hava deposu bizim için çıgır oldu ve 2007'de Antalya'daki dükkân ortaklıgından ayrılarak tamamen kendimize ait kendi dükkânlarımızı aldık.
Hangi sebzelerin üretimini yapıyorsunuz?
Yapragı yenen bitki dedigimiz ürünler yetistiriyoruz. Marul, maydanoz, tere, yesil sogan, ıspanak, havuç, pancar, turp, lahanagiller ürettigimiz sebzelerimiz. Bunun yanında kivi ve yerli muz isi yapıyoruz.
Hayata geçirdiginiz ya da gelecekte düsündügünüz projeler neler?
2009'da ilk olarak seracılık faaliyetlerine basladık. Istikrarlı bir sekilde de devam ediyorduk ancak son yagıslarla seralarımız çöktü. Fakat fide seramız devam ediyor orada bir sorun yasanmadı. Ama ilk etapta Bilecik bölgesinde bir arazimiz var oraya tamamen sera ve yanına da fidelik yapmayı düsünüyoruz. Eskisehir'de ilk fide serasını da biz kurduk ve dedigim gibi daha da bu isi büyütmeyi hedefliyoruz. Daha sonraki isimiz ise buzhane sayısını 3'e çıkarmak olacak. Suan 1 tane var ve asamalı olarak 3 buzhane kurmak istiyoruz. Bunların yanında yılın ilk çeyreginde plastik kasa üretimine baslıyoruz. Bu projemiz de Eskisehir'de bir ilk olacak.
Plastik kasa üretimine neden ihtiyaç duydunuz?
Biz kasa konusunda sıkıntılıyız. Mesela gidip Beypazarı'ndan alıyoruz kasayı. Peki, bu sıkıntı neler getiriyor, sıralayacak olursak; birincisi kendi paramı Beypazarı'na götürmüs oluyorum. Ikincisi nakliye ödüyorum, masraf yapıyorum. Üçüncüsü bir yere bagımlı durumdayım. Biz de düsündük düsündük bu is böyle olmaz dedik. Tam o sırada bizim Ankara' da hibe destek islerine bakan arkadaslarımızdan haber geldi. Bursa Eskisehir Bilecik Kalkınma Ajansı'nın (BEBKA) bir projesi var. Geri dönüsümden plastik kasa yapılıyor. Olur mu olmaz mı diye düsündük, BEBKA'nın kriterleri yüksek sonuçta. Sansımızı deneyelim istedik, evraklarımızı hazırladık. Basvurduk ve çıktı. Yetkililer geldi nasıl yapacagımızı dinledi. Bunun belli bir hibe oranı var. Baktık olacak bu is. Basladık biz de, tesis Sakintepe bölgesinde depomuza yakın olacak.
Bu proje Eskisehir'e ne kazandıracak?
En basta çevresel olarak çok sey kazandıracak. Bana ham madde ihtiyaç olacak. Ham madde kaynakçıları daha çok toplama yapacak. Islenmis çöpün geri dönüsümü kolaylasacak, çiftçi istedigi zaman kolaylıkla bende olan kasalardan alabilecek. Para Eskisehir de kalacak, nakliye ödemeyecegiz ve bir isim olacak. Plastik kasa ihtiyacı olan herkes arastırma yaptıgında Eskisehir e yönelecek. Su an 800 tonluk tek makinemiz ve iki adet ayrı üretim yapabilecegimiz kasa kalıbımız var ama ilerleyen günlerde makine ve kalıp sayımız artacak. Daha sonra islenmis çöpü alıp ham maddeye çevirip karsıdan çöp girip diger taraftan kasa çıkacak hale getirmeye çalısacagız. Düsüncemiz simdilik bu.
Insanların sizin ürünlerinizi neden tercih etmesi gerektigini de anlatır mısınız?
En büyük farkımız 12 ay süreklilik. Bizde bir kisi buraya geldigi zaman istedigi ürünü 4 mevsim bizde bulur. Bizde süreklilik esas. Kaliteli ve dürüst hizmetlerimizle tüketici dostu bir firma olarak çalısıyoruz. Son dönemde tarımsal üretimdeki tecrübe fidecilik ve seracılıkla da pekistirdik. Bu yüzden tüketiciler bizi tercih etmeli diyoruz.
HELAL GIDA KALİTE BELGESİNE SAHİP
Palmıye, Çiftçi Kayıt Sistemi kaydı olan bir sirket. 2 bin 500- 3 bin dönüm arası üretim yapabilen kapasiteye sahip olan firmanın Antalya'da 300 dönüme yakın yeri var. 12 ay üretip, hizmet etmeye çalıstıklarını söyleyen Erol Karakaya "Yazın yevmiyecilerle birlikte 300- 350 kisi çalısan personelimiz oluyor. Yani çogu fabrikadan daha çok çalısanımız oluyor. Firmamız aynı zaman da kaliteye de son derece önem vermektedir" dedi. Palmiye olarak ISO 9001-2008, ISO 22000 (HACCP), OHSAS 18001 ve HELAL gıda kalite belgelerini almıs olduklarını da sözlerine ekleyen Karakaya söyle devam etti: "Bizim isi 3-4 gruba ayırmak gerekiyor. Öncelikle söyle söylemek lazım; Palmiye olarak biz kendi bildigimiz güvendigimiz tohumları alırız, fide serasında yetistiririz, tarlaya getiririz, bir bebek edasıyla büyütürüz daha sonra tarladan hasadını yapar depomuzda isletiriz. Fazla ürün varsa elimizde soguk hava deposuna koyarız. Her gün TIR'larımızla Antalya' ya sevk ederiz. Sadece Antalya degil çevresi ve Eskisehir'in esnafına da çalısmalarımız var. Ikinci etaba gelirsek herhangi bir müstahsil gelir ve örnegin marul fidesi ister. Biz onlara da fideyi üretip verir ve ekmelerini saglarız."
PAZARCILIK SONA ERİYOR
'Palmıye
Soguk Hava Deposu Müdürü Erol Karakaya "Bazı marketler var il dısından geliyorlar, onlardan önce yerli manavlar daha fazlaydı. Buraya gelir sebze meyve alır giderlerdi. Marketler açıldı, onların bir ayagı halci. Sehir dısından komisyon usulü mal alıyorlar. Bu iste perdenin arka yüzü var. Çok fazla manavımız kapandı. Para akısı il dısına oluyor. Para Eskisehir'de kalmıyor, sehrimize fayda saglamıyor. Oysaki bu firmalar toptan alımı bulundukları ilde yapsa para akısı sehrimizde olur. Zaten artık pazarcılık bitiyor diger taraftan yeni nesil bu islerle ugrasmak istemiyor" diye konustu.
