Özellikle yaz gelince, yazlıkta büyük anne ve büyük babaların yanında haftalarca kalmaları sebebiyle çocukların anne babalarından ayrı geçirdiği süre de artıyor. Peki, zorunluluk olmadıkça çocuklardan ayrı kalma süresinin en fazla kaç gün olması sağlıklı? Anne ve babaların hem birlikte özel zamanlar geçirmeye hem de bireysel olarak kendilerine zaman ayırmaya ihtiyaçları olabiliyor. Ancak diğer taraftan çocukların anne ve babalarından belli bir süre ayrı kalmalarının, psikolojik gelişimleri açısından çok da sağlıklı bir durum olmadığı belirtiliyor. Çok sıra dışı durumlar olmadığı sürece küçük çocuklardan birkaç gün için üst üste gözden uzak olmak, onlarda devamlılık duygusunu zedeliyor ve terk edildiklerini düşünmelerine neden oluyor. Anne-babanın kendilerine vakit ayırmak için çocuklarından fiziksel olarak uzak kalmalarının şart olmadığını vurgulayan Psikolog Nazende Ceren Öksüz, çocuklara çok daha iyi gelen, sağlıklı ve kalıcı önerilerini bizimle paylaştı. ANNE VE BABALAR ÇOCUKLARINDAN EN FAZLA KAÇ GÜN AYRI KALMALI? Çocuğun anne-babasıyla kurduğu bağ, başka hiçbir yetişkinle gerçekleşemez. Bu yüzden de çocukların anne-babalarından uzak kalmaları genel olarak uygun değildir. Bununla birlikte çocuklar istikrarlı bir hayat düzenine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle sık değişen bir yaşam düzeni, çocukların iç dengesini de olumsuz etkiler. Ayrıca çocuklar anne-babadan uzak kaldıklarında, başka bir düzene alışırlar ve tekrar onlarla bir araya geldiklerinde her iki taraf için de eski düzene dönmek zor olabilir. Bu nedenle çok sıra dışı durumlar olmadığı sürece çocukların anne-babalarından ayrı kalmamaları yerinde olur. Peki, nedir bu sıra dışı durumlar? Örneğin; anne-babanın sağlık sorunu yaşaması, iş hayatının getirdiği zorunluluklar, çocuğun güvenliği ya da gelişimi açısından uygun olmayan ortam koşulları gibi nedenlerle bazen ayrılıklar da kaçınılmaz olabiliyor. Tüm bu olumsuz koşulların ille de uzak kalmayı gerektirdiği durumlarda ebeveynler en az haftanın iki gününü çocuklarıyla birlikte geçirmeliler. Buradaki bir diğer önemli nokta ise çocukla geçirilen zamanın düzenli ve kaliteli olması. Çocuk anne-babası ile bir araya geldiği zamanlarda kendisini rahatça ifade edebiliyor olmalı. 6-7 yaşlarından önce, birkaç gün için üst üste gözden uzak olmak, çocuktaki devamlılık duygusunu zedeleyebilir. Çünkü çocuk için gözden uzak olan bir şeyin devamlılığı şüphelidir. Uzak kaldığı anne-babasının kendisini terk ettiğini düşünebilir. Anne-baba açıklamış olsa bile, çocuğun duygusal olarak bunu idrak edip etmeyeceğini öngörmek zordur. Anne-babaların bazı akşamlar baş başa yemeğe çıkmak gibi kendilerine küçük zamanlar ayırması iyi olabilir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki; anne-babaların kendilerine zaman ayırabilmeleri için çocuklarından fiziksel olarak uzak kalmaları şart değildir. Çocuklarının yanında da kendilerine zaman ayırabilmeyi öğrenmeleri daha sağlıklı ve kalıcı olacaktır. Örneğin; anne-baba kitap okuyacaklarsa bunu hep birlikte gerçekleştirilecek bir okuma saatine çevirebilirler. Anne yemek yapacaksa çocuğunu da sürece dahil edebilir ya da kendi başına bir şey yapmak istediğinde çocuğunun da gözünün önünde ve tek başına oyalanabileceği bir oyun kurabilir. İŞ İÇİN EVEDEN ERKEN ÇIKAN VE GEÇ DÖNEN ANNE BABALAR NELERE DİKKAT ETMELİ? Evden çıkarken çocuğa akşam kaç gibi geleceğini söylemek gerekir. Eğer çocuk saat okumayı henüz bilmiyorsa anne ve baba akrep ve yelkovanı olan bir saat üzerinde gösterebilirler. Ya da örneğin; 'Sen okuldan gelip yemeğini yedikten sonra' gibi çocuğun da takip edebileceği tahmini bir zaman verilebilir. Eğer görüntülü konuşma yapılabilen bir telefon var ise gün içerisinde zaman buldukça çocukla bu telefondan görüşülebilir. Eve gelindiğinde ise çocuğun istediği biçimde ve anne-babanın belirlediği sürede oyun oynanmalıdır. Bu süre; her akşam yarım saat ile bir saat arası olarak belirlenebilir. ÇOCUKTA KAYGI VE GÜVENSİZLİK HİSSİ OLUŞTURMAMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Her çocuğun mizaç özellikleri farklıdır. Bu nedenle farklı tutumlar gerekebilir. Öncelikle çocuğun duygularını ifade etmesine fırsat verilmelidir. Belli bir durumla ilgili konuşurken, 'Peki bununla ilgili sen ne hissediyorsun? Senin bununla ilgili fikrin ne?' gibi sorular sorulabilir. Çocuğun kullandığı eşyaları (belirli sınırlar çerçevesinde kalmak koşuluyla) kendisinin seçmesine müsaade etmek, kural koyulacaksa alternatifler sunarak onun seçmesini sağlamak özgüvenini geliştirir. Aşırı kuralcı ve baskıcı olmamak gerekir. Bunun yanında her çocuğun belirli kurallara ve tutarlılığa ihtiyacı vardır. Bu da çocuğun kaygısını azaltmasında ve iç dengesini korumasında yardımcı olur. Anne-babanın ortak dil oluşturması da bu anlamda önem taşır. AYRILMA KOKUSU OLAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI? Ayrılma korkusu kendiliğinden gelişen bir durum değildir. Eğer bir çocukta ayrılma korkusu var ise bunun nedenleri araştırılmalıdır. Bazı durumlarda çocuk anne-babadan ayrılabilse de anne-baba çocuktan ayrılamayabiliyor. Ve bu tablo, çocuktan kaynaklı gibi görülebiliyor. Bu gibi durumlarda anne-babanın duygularınıyönetebilmesi için çalışılması gerekir. Ya da belirli bir durum ayrılık korkusunu tetiklediyse bu durumu çözümlemek gerekir. ÇOCUKLARI HAFTALARCA BÜYÜKLERİN EVİNE VEYA YAZLIĞINA BIRAKMAK DOĞRU MU? Çocuk dünyaya gelmeden önce anne-babanın bu gibi durumları düşünüp hayatlarını ona göre organize etmeleri yerinde olur. Çocukların annebabalarından çok uzak kalmalarını önermem. Ancak yazlık konusu çocuğa ve diğer koşullara göre değerlendirilmelidir. Özellikle büyük şehirlerde büyüyen çocukların yazın yazlığa ya da köylerine gitmeleri birçok açıdan iyi olabiliyor. Yine de haftalarca anne-babadan uzak kalınması uygun değildir. ZORUNLU YAŞANAN UZUN SÜRELİ AYRILIKLARDA BUNLARA DİKKAT EDİN! ● Eğer mümkünse görüntülü telefon görüşmeleriyle çocukla iletişime devam edilmeli. ● Giderken çocuğa kesinlikle açıklama yapılmalı. Anne-babanın ne kadar süre çocuktan ayrı kalacağı, onun yaşına uygun şekilde anlatılmalı. Aksi şekilde, yani gizli saklı uzaklaşmalar çocukların güven duygusunu sarsar. ● Dönüşte çocukla keyifli aktiviteler yapılacağı sözü verilmeli ve bu, gerçekleştirilmeli. ● Böyle aralardan sonra bazı çocuklar, öfkeli ya da aşırı kayıtsız davranabiliyorlar. Anne-babanın bu durumda her zamanki sıcaklıkta davranması ve çocuğun kendisini ifade etmesine fırsat vermesi gerekli. 'Neden böyle davranıyorsun' 'Böyle davranınca çok üzülüyorum' gibiifadeler çocuğun içine kapanmasına ya da kendisini suçlamasına neden olabilir. Ancak 'Bana çok öfkelisin galiba' gibi sadece durumu özetleyen kısa geri bildirimler vererek çocuğu dinlemek uygun olur. Oyun çağındaki çocuklar da kendilerini oyun oynarken daha çok ifade edecektir.