Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu, Yemen'de yaşanan insanlık dramında mağdur olanlara Türkiye'nin el uzattığını söyledi. AFAD, insanların açlıktan öldüğü Yemen için başlattığı insani yardım kampanyası sürüyor.
TÜRKİYE EL UZATTI
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu, Yemen'de yaşanan insanlık dramında mağdur olanlara Türkiye'nin el uzattığını söyledi. AFAD, insanların açlıktan öldüğü Yemen için başlattığı insani yardım kampanyası sürüyor.
YEMEN'DE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR
AFAD Başkanı Güllüoğlu, "Yemen'de 2015 yılında şiddetlenen çatışmalarda bugüne kadar 29 milyonluk ülke nüfusunun 22.2 milyonu yardıma muhtaç duruma geldi. 5 milyon çocuk yetersiz beslenme, temiz suya ulaşımın olmaması, ilaç ve tıbbi malzemelerdeki eksiklikler gibi nedenlerle kolera başta olmak üzere salgın hastalıklarla mücadele ediyor" dedi. İşte Güllüoğlu'nun Yemen ile ilgili verdiği önemli bilgiler….
YEMEN'DE NELER OLUYOR?
Yemen, 2011 yılında başlayan Arap Baharı'na oldukça hazırlıksız yakalanmış ve ilk olarak 27 Ocak 2011 tarihinde San′a Üniversitesi'nde başlayan öğrenci hareketlerinin sokaklara sıçraması üzerine yönetim, gösterileri kanlı biçimde bastırdı. Bu olay ülkede günümüze kadar sürecek olan iç savaşın da fitilini ateşledi.
HUSİLER PARLAMENTOYU FESH ETTİ
Ülke de Husiler olarak bilinen bir grup Eylül 2014'te San′a'yı ele geçirerek yönetime el koydu. Parlamentoyu fesheden Husiler, Geçici Ulusal Konsey kurduklarını ilan ettiler. Başlangıçta Cumhurbaşkanı Hadi ve kabinesi istifa ederek Suudi Arabistan'a sığınmış olsa da Hadi bir süre sonra istifasını geri alarak görevine devam ettiğini duyurdu.
MEZHEP ÇATIŞMASINA DÖNDÜ
Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin tutumlarıyla Yemen'deki olaylar tamamen mezhebî bir çatışmaya dönüştü. Husi yönetimini başta Körfez ülkeleri olmak üzere BM, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri de tanımayı reddetti.
ŞİDDET OLAYLARINDAN NE KADAR İNSAN ETKİLENDİ?
Krizin iç savaşa dönüştüğü 2014 yılından bu yana Yemen'de 14.718 kişinin çatışmalara bağlı sebeplerden öldüğü tahmin ediliyor. Savaştan dolayı yaralananların sayısının 88.000'i aştığı, 70.000 kişinin ise kayıp olarak kayıtlara geçtiği de gelen bilgiler arasında. Kriz boyunca yaşanan çatışmalarda kamu binaları, altyapı tesisleri, okullar, sağlık binaları, kısacası ülkedeki belli başlı tüm yapılar zarar gördü..
TÜRKİYE YEMEN'DE NASIL ADIMLAR ATIYOR?
AFAD, bilindiği üzere dünyanın birçok yerine insani yardımda bulunuyor. Peki AFAD, Yemen'de ne kadar süredir aktif olarak ne yapıyor dersek; Türkiye, Arap Baharı süreciyle birlikte Yemen'de de başlayan özgürlük taleplerini destekledi... Ancak Yemen'deki sürecin krize dönüşmesi üzerine Türkiye, KİK tarafından başlatılan çözüm çabalarını desteklemiştir. Hadi hükümetini meşru hükümet olarak tanıyan Türkiye, 2014 yılında Husilerin yaptığı darbeye karşı çıkmıştır. Arap Koalisyonu'nun askerî operasyonlarına açıkça destek vermeyen Türkiye, ülkede özellikle giderek tırmanan insani krize odaklanmış durumdadır. Siyasal anlamda Türkiye, Yemen'deki meşru hükümetin yanında olmakla birlikte çatışmalarda taraf olmamaya özen göstermektedir.
MEŞRU HÜKÜMETE DESTEK
Türkiye, Yemen'in barış, istikrar ve toprak bütünlüğünü desteklemekte, bütün platformlarda bu yönde çaba sarf etmektedir. Türkiye Husilerin başkent Sana'yı ve devlet kurumlarını ele geçirmeleriyle başlayan süreçte meşru hükümete destek vermekte, yerleşik parametreler olarak kabul edilen BM Güvenlik Konseyi'nin 2216 (2015) sayılı kararı, Ulusal Diyalog Konferansı (UDK) sonuçları ve KİK girişimi çerçevesinde soruna kapsayıcı bir siyasi çözüm bulunması gerektiğini savunmaktadır.
AFAD TARAFINDAN YEMEN'E YAPILAN YARDIMLAR
Yemende meydana gelen iç karışıklıklar nedeniyle 2015-2018 yılları arasında AFAD tarafından Yemen'e çoğunluğu gıda ve sağlık malzemesi olmak üzere toplam 11.7 milyon değerinde insani yardım ve UNICEF aracılığıyla 1.000.000 ABD Doları (3.430.000 TL) nakdi yardım yapılmıştır. AFAD tarafından toplam 15,1 milyon TL değerine insani yardım yapıldı.
Dışişleri Bakanlığı ile temas kurulmuş olup, AFAD ve Diyanet İşleri Başkanlığından oluşan bir heyet ile bir çalışma ziyareti ardından da insani yardımların koordinasyonu için çalışmalar devam etmektedir. Bununla birlikte 7 Aralık 2018 tarihinde Yemen'e yardım maksadıyla Yemen Açlıktan Ölüyor. Yemen'e umut ol sloganıyla bir kampanya düzenlenmiştir.
AFAD OLARAK...
AFAD kurum olarak acil, afet ve insani yardım kurumu olarak ülkemizde ve dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen felaketlere müdahaleden, yardımların ulaştırılmasından sorumludur. Ayrıca, felaket sonrası iyileştirme süreci kapsamında kalıcı projeleri yerine getirmektedir.
YURTDIŞINDAKİ DİĞER SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÇALIŞMALARI VAR MI?
Yemen'de meydana gelen insani krizde mağdurum durumda olan insanlara dünya da kayıtsız kalmaksızın yardımlarını ulaştırmak için çalışmaktadırlar. Başta, Türk Kızılay'ı olmak üzere, ülkemiz sivil toplum kuruluşları, BM Afet ve İnsani Yardım ajansları çatışma olan bölgelerinde açlıkla mücadele ederek ihtiyaçların karşılamaktadırlar.
YEMEN'DEKİ BU İNSANİ KRİZ ULUSLARARASI MEDYADA NASIL YANKILANIYOR?
Dünya haber ajansları belli aralıklarla Yemen'de yaşanan dramı konu etmektedir. Ancak, insanların ihtiyaçları her geçen gün artmakta, her 10 dakika da bir çocuklar hayatını kaybetmekte, 5 milyondan fazla çocuk eğitim alamamakla karşı karşıya durumdadır.
AFAD'IN BUNDAN SONRAKİ ÇALIŞMALARI NASIL OLACAK?
Yemen'de 2015 yılında şiddetlenen çatışmalarda bugüne kadar 29 milyonluk ülke nüfusunun 22.2 milyonu yardıma muhtaç duruma geldi.5 milyon çocuk yetersiz beslenme, temiz suya ulaşımın olmaması, ilaç ve tıbbi malzemelerdeki eksiklikler gibi nedenlerle kolera başta olmak üzere salgın hastalıklarla mücadele ediyor. Ülkede her 10 dakikada, 5 yaşından küçük bir çocuk, önlenebilir sebepler yüzünden, hayatını kaybediyor. #YemeneUmutOl
YEMEN'E UMUT OLMA VAKTİ
Hiçbir çocuk açlıktan ölmemeli; ilaç bulunamadığı için annesiz kalmamalı.
AFAD, Yemen'de vicdanları yaralayan bu insani krizin kurbanlarına destek olmak için bir yardım kampanyası başlattı.
"Yemen" yazıp 1866'ya göndererek 10 TL katkıda bulunabilir ya da AFAD internet sistesi üzerinden bağış yapabilirsiniz. Şimdi Yemenli çocuklara ve Yemen'e umut olma vakti! Bundan sonra her 10 dakikada bir çocuğun yaşama tutunabilmesi için....
YEMEN'DEKİ ÇATIŞMA DİNAMİKLERİ
Yemen siyasal sahnesindeki gerilim ve çatışmaları belirleyen ideolojik, stratejik, ekonomik ve sosyal birçok faktör olduğunu belirtmek gerekir. Tarihî kökenleri de bulunan kronikleşmiş bu meseleler, ülke içerisinde karmaşık bir sorunlar kümesi olarak çatışmaların niteliğini, zamanını ve dinamiklerini büyük ölçüde belirlemektedir:
STRATEJİK KONUM
Yemen'in içinde bulunduğu coğrafya ona eşsiz bir stratejik konum kazandırmıştır. Uluslararası ticaret ve güvenlik konusunda merkezî bir noktada yer alan ülkenin Asya, Ortadoğu ve Afrika'nın kritik kesişme noktasında olması, birçok bölgesel ve uluslararası gücün burayla ilgili hesaplar yapması gibi bir sonucu doğurmuştur. Bu nedenle Yemen'de çatışmaları belirleyen en önemli dinamiklerin başında; yabancı güçlerin buraya olan yakın ilgisi ve doğrudan veya dolaylı olarak burası için rekabete girmeleri gelmektedir.
KÜRESEL GÜÇLERİN KAPIŞMA ALANI
1960'lı yıllarda Mısır ve Suudi Arabistan'ın taraf olduğu çatışmalar, 1990'larda ABD ve Batılı ittifakın el-Kaide bahanesiyle yürüttüğü savaş siyaseti, günümüzde de İran-Suud-BAE eksenli iç savaş ve nihayetinde uluslararası ticarette yaşanan rekabet sonucunda Çin ve ABD'nin taraf olduğu mevzi kapma mücadelesi, Yemen'i bu küresel güçlerin kapışma alanına dönüştürmüştür.
MEZHEBÎ YAPI
Yemen'deki çatışmaların niteliğini ve sürekliliğini belirleyen ikinci unsur mezhebî ayrılıklardır. Ülkenin yaklaşık % 35'lik kesimini oluşturan Zeydi azınlık ile % 65'ini oluşturan Sünni çoğunluk, çağlar boyu bir arada yaşamayı başarmış olsa da modern dönem siyasal dengeleri ile birlikte taraflar arasında büyük bir güven sorunu ortaya çıkmıştır. Bu güven kaybında, Osmanlı sonrası süreçte ülke içinde tüm mezhebî unsurları tatmin edecek adil bir siyasal düzen kurulamaması başat rol oynamıştır.
YOKSULLUK
Yemen'deki çatışmaları belirleyen üçüncü faktör de halkı doğrudan etkileyen sosyoekonomik durumdur. Çevresi zengin petrol ülkeleri ile kuşatılmış olduğu halde kendisi dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Yemen'de eğitimden sağlığa, kültürden toplumsal yapıya kadar birçok alanda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntılar ülkede radikal grupların ortaya çıkışını kolaylaştırmakla kalmayıp gergin bir toplumsal yapının meydana gelmesinde de belirleyici olmuştur.
KOMŞU ÜLKELER
Yemen'deki çatışma ve gerilim halinin bir diğer sebebi de başta Suudi Arabistan olmak üzere yakın ve uzak komşularından kaynaklı sorunlardır. Osmanlı sonrası dönemde, iki ülkenin kuruluşundan itibaren, Suud ve Yemen arasındaki sınır tartışmaları hiçbir zaman bitmemiştir. Gerek toprak (Asir bölgesi ve bazı adaların aidiyeti gibi) olarak gerekse petrol rezervi bulunan araziler konusunda, iki taraf halen ihtilaflıdır. Bu da söz konusu komşuların Yemen içinde çeşitli gruplar aracılığı ile istikrarı bozmalarına sebep olmaktadır.
FEODAL YAPI
Yemen'deki çatışmaların niteliğini belirleyen bir diğer önemli unsur da toplumun hâlâ kabilevi ve aşiret aidiyetleri üzerinden birbirini tanımlamasıdır. Bu durum hem merkezî bir Yemen devlet otoritesinin sağlanmasını önlemiş hem de kabile ve aşiret reislerinin bireysel olarak yaptıkları koalisyonlar ve diğer ülkelerle giriştikleri ittifaklar sebebiyle çoğu zaman çatışmalara yol açmıştır. Bugün dahi ülkenin birçok bölgesinde devlet otoritesi yerine yerel aşiretlerin sözü geçmektedir. Devlet otoritesinin hiçbir zaman güçlenme imkânı bulamadığı ülkede, zayıf iktidarlar istikrarı sağlamakta hep zorlanmıştır.
BÖLGESELCİLİK REKABETİ
Yemen'deki çatışmaları besleyen bir diğer önemli faktör de bölgeselciliktir. Kültürel, ekonomik, mezhebî ve psikolojik farklılıklardan kaynaklanan bu yapı, özellikle kuzey-güney ayrımı olarak kendini göstermektedir. Tarih boyunca sahil kesiminin bulunduğu güney vilayetleri ile kırsal kuzey vilayetleri arasında ekonomik anlamda fark olmuştur. Bu da süreç içinde farklı sosyoekonomik gerçeklere dayanan iki ayrı toplumsal yapı meydana getirmiştir.
ÜLKEDE AYRIMCILIK VE ÖFKE BESLENİYOR!
Bu ayrımı derinleştiren en önemli siyasi miras ise, 1991 yılından sonra Kuzeyli Ali Abdullah Salih'in yönetimine giren ülkenin tamamında kuzeylilerin hâkim olması ve çok sayıda güneylinin devlet bürokrasisinde ve orduda uğradığı hak kayıplarıdır. Bu da ülkede günümüzde dahi devam eden bir bölgesel ayrımcılık ve öfke duygusunu beslemektedir.