Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye'nin ve İstanbulun nüfusu ne durumda olacak, hangi sektörler bununla beraber gelişim gösterecek? İşte cevapları... Kaynak: Para Dergisi 13 yılda yüzde 20 artış: Amerikan Sayım Bürosu’nun (Census Bureau) uzmanları ise 2023 nüfusumuzun 89 milyon 62 bin 582 kişi düzeyine çıkacağını tahmin ediyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü’nün (UNPD) projeksiyonlarında 2020 yılı için 83 milyon 873 bin ve 2025 için ise 87 milyon 364 kişilik nüfus tahminleri var. Bu tahminler 2023’te 86 milyon dolayında bir nüfus düzeyine işaret ediyor. Tüm projeksiyonları dikkate alarak cumhuriyetin 100. yılına 87 milyon 600 bin kişilik bir nüfusla gireceğimizi söyleyebiliriz. Bu düzey 2009 sonunda 72 milyon 561 bin 312 olan nüfusa göre yüzde 20.3’lük bir artış anlamına gelecek. Zengin ülkelerin çoğunluğunda nüfusun durakladığı veya azaldığı bir dönemde bu nüfus artışı iç pazarı ve talebi büyütecek. Nüfus artış hızı düşecek: Doğurganlık azalacak: Doğurganlık 2.1’e düştükten sonra nüfusun artış potansiyeli duraklıyor. Nüfusun azalması ise 2.1 düzeyine ulaşıldıktan 40-50 yıl sonra ve ölümlerinin sayısının doğumları aşması ile ortaya çıkıyor. Hane sayısı artacak: Çekirdek aile yaygınlaşacak: Hanehalkı sayısının nüfustan daha hızlı artması ve çekirdek ailenin yaygınlaşması, konut, otomobil mobilya, elektronik ve beyaz eşya sektörlerine ek talep yaratacak. Çalışabilir nüfus artacak: Çocukların sayısı sabit kalacak: 2009’da 19 milyon 982 bin olan çocuk sayısı, 2023’e kadar olan zaman içinde 18 milyon 673 bine kadar gerileyecek. Çalışabilir nüfus ve bu nüfusun elde edebileceği gelir artarken çocukların sayısının sabit kalması, çocuk başına harcanacak parayı yükseltecek. 13 yıl içinde çocukların eğitimine ve sağlığına daha fazla para harcanacak. Okul öncesi eğitim için açılan anaokulu ve kreşlerin sayısı artacak. Oyuncak, çocuk mobilyası ve bilgisayar sektörleri bu eğilimden yararlanacak. Çocuk sayısının sabit kalması eğitimin kalitesini yükseltecek. Okul açığı kapatıldıktan sonra yeni okulların yapımına harcanacak para, mevcutların öğretim kalitesinin yükseltilmesine ayrılabilecek. Yaşlıların sayısı ve oranı artacak: Halen nüfusumuzun yüzde 6’sı, 65 yaş ve üstü kişilerden oluşuyor. 13 yıl sonra bu oran TÜİK’e göre yüzde 9.3’e, ABD Sayım Bürosu’na göre ise yüzde 8.9’a çıkacak. Artışa rağmen bu oran AB ortalaması olan yüzde 17’nin epey altında kalacak. 2010- 2023 döneminde yaşlı sayılan nüfus bugüne göre 2.5 milyon kişilik artışla 7.2 milyona yükselecek. Sayısı artan yaşlılar için özel sektör ve devlet yeni huzur evleri ve geriatride uzmanlaşmış hastaneler kuracak. Fizyoterapiye ve bakım hizmetlerine talep artacak. Ömrümüz uzayacak: Bebek ölümlerinin azalması ve yaşlıların daha iyi tıbbi bakım almaları sayesinde doğuşta hayat ümidi, 13 yıl içinde ortalama 3 yaş yükselecek. 2023’te ortalama ömür erkeklerde 73, kadınlarda 78.7, toplamda ise 75.7 yıl olacak. Bebek ölümü azalacak: Yeni doğan her 1000 bebekten ilk yıl içinde ölenlerin 2009’da 15.3 olan sayısı 2023’e kadar 9.2’ye düşecek. Ancak bu oran AB’de binde 4.5 olduğu için bu konuda yeni önlemler alınması gerekecek. İstanbul’un nüfusu 16 milyonu aşacak: 1990’da 7 milyon 195 bin 773 olan İstanbul’un il nüfusu, 2009 sonunda 12 milyon 915 bin 153’e kadar tırmanmıştı. 19 yıl için hesaplandığında yüzde 3,1 olan yıllık ortalama artış oranı son iki yılda biraz da kriz nedeniyle yüzde 1.3’e kadar geriledi. Gelecek 13 yıl için ortalama yıllık artış oranını yüzde 1.6 olarak alarak yapılan hesaplar İstanbul’un nüfusunun 2023’te 16 milyon 123 bine yükseleceğini ortaya koyuyor. Nüfusumuzun 100 milyonu aşması zor: 2050 için farklı kuruluşlar tarafından yapılan projeksiyonlar nüfusumuzun 100 milyona iyice yaklaştıktan sonra uzun bir süre sabit kalacağını gösteriyor. AB’deki Türkiye karşıtları ise 40 yıl sonra Türkiye’nin nüfusunun 130 milyonu bulacağını iddia ederek kamuoylarını etkilemeye gayret ediyor. GENÇ NÜFUS AVANTAJI SÜRECEK Gelecek 13 yılda yaşlıların sayısı artsa da, nüfusumuz diğer gelişmiş ülkelere göre genç kalacak. 2009’da nüfusu tam ortadan bölen (medyan) yaş 28.3’tü. 2023’te ise nüfusun yarısı 31 yaşın altında kalacak. Halen ortalama yaş 29 yıl dolayında. 13 yıl sonra bu, 33 yılı bulacak. Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkede ise ortalama yaş aynı süre içinde 41’den 43’e yükselecek. AB’deki yaşlı nüfus, üretim, tüketim, sosyal güvenlik sistemi ve artan bakım harcamaları nedeniyle önemli sorunlar yaratacak. Zengin ülkelerde 65 yaş üstü nüfus sayısı, 1998’de çocuk sayısına eşitlendi. Bu eşitleme Türkiye’de 2050 yılından sonra gerçekleşecek. En az 40 yıl daha genç nüfusun avantajlarından yararlanabileceğiz. Yaşlı nüfusa sahip Japonya’nın son 20 yılda yaşadığı durgunluk 2020’ye doğru Avrupa’da da yaygınlaşacak. 2020’den sonra AB ülkeleri Türkiye’den göç almaya daha sıcak bakacak. Ama o zaman da kalkınmasını rayına oturtmuş bir Türkiye, yetişmiş elemanlarını Avrupa’ya kaptırmak istemeyecek. İşler iyi giderse 100. yılda Türkiye’nin refah düzeyi AB’nin ortalama refah düzeyine yaklaşmış, hatta bu düzeyi geçmiş olacak… Türkiye’nin Avrupa’ya göre göreceli olarak genç nüfusu ekonomik kalkınma açısından aşağıdaki yararları getirecek: *Genç nüfus üretimin artırılması için büyük bir potansiyel yaratacak. *Gençlerin tüketim eğilimi yaşlı nüfusa göre daha güçlü olduğu için, iç talepteki canlılık sürecek. *Genç nüfus teknolojideki gelişmelerin daha hızlı bir şekilde benimsenmesini sağlayacak. *Nüfusun genç yapısı, yerli ve yabancı sermayenin yatırım kararlarında olumlu bir rol oynayacak.