Tarımsal üretimde dijital teknoloji kullanımı her geçen gün artıyor. Türk tarımının dijitalleşmesi (dijital dönüşüm hamlesi) konusunda önemli adımlar atılıyor. Çiftçilerin hayatlarını kolaylaştıracak dijital dönüşüm hamlesi hem tarımda verimliliği artırıyor hem de ülke ekonomisine olumlu katkılarda bulunuyor.
TÜRKİYE, TARIMDA YAPAY ZEKA VE DİJİTALLEŞMEYİ YAYGINLAŞTIRMAYI HEDEFLİYOR
Emek yoğun tarımdan bilgi yoğun tarıma geçen dünya, verimli ve sürdürülebilir bir gıda üretimi için dijitalleşiyor. Tarımda dijitalleşme konusunda önemli çalışmalar yürüten ülkelerden biri de Türkiye. Tarımdaki potansiyelini ortaya çıkarmak, artan nüfusunu beslemek ve gıda arzının yönetimini sistematik bir şekilde sağlamak için yeni teknolojilere yönelen Türkiye, akıllı tarım uygulamalarını yapay zeka ve dijitalleşmeyle yaygınlaştırmayı hedefliyor.
Türkiye'nin tarım alanındaki dijital dönüşüm çabaları hakkında Sabah.com.tr'ye dikkat çeken değerlendirmelerde bulunan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ufuk Türker, ülkedeki tüm sektörlerde dijital dönüşüme önem verildiğine dikkat çekerek, tarımsal üretim faaliyetlerinin önem verilen alanların başında geldiğini belirtti.
Türkiye'deki dijital tarım programlarının Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin denetimine tabi olduğunu söyleyen Türker, Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Kurulunun, Tarım ve Orman Bakanlığının yerel şubelerinin, belediyelerin, ziraat odalarının, tarım işletmelerinin ve kooperatiflerin dijital teknolojileri test etme, benimseme ve çiftçilere hizmet sağlama konusunda önemli roller oynadığını aktardı.
EN FAZLA İLERLEME YÜKSEK DEĞERLİ ÜRÜNLERDE SAĞLANDI
Uzaktan algılanan ve kitle kaynaklı verilerle desteklenen uygulama tabanlı teknolojilerin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Türker, Tarım ve Orman Bakanlığının, tarım sektöründeki paydaşlar için e-Devlet aracılığıyla topladığı çok sayıda veri ile sistemlerini ve hizmetlerini dijitalleştirmekte olduğunu ancak, koordineli çalışmanın sınırlı kalmaya devam ettiğini ve veri kalitesi sorunlarının da işlevselliği ve etkinliği olumsuz etkilediğini bildirdi.
Prof. Dr. Türker, Türk tarımında dijital teknolojilerin benimsenmesi sonucunda varılan çıktıları şu sözlerle anlattı:
"En fazla ilerleme, maliyet fayda oranının en güçlü olduğu yüksek girdi maliyetlerine sahip meyve bahçeleri ve sera üretimi ürünlerinde kaydedilmiştir. Birincil üretimde veya sözleşmeli çiftçilerden kaynak sağlamada faaliyet gösteren büyük tarım işletmeleri ise tarla operasyonları, ham madde kaynakları, kalite yönetimi ve izlenebilirlik sistemleri gibi faaliyetlerde hala dijitalleşmenin erken aşamasındadırlar."
DİJİTALLEŞME KIRSALA GERİ DÖNÜŞLERDE NE KADAR ETKİLİ OLUR?
Türkiye'de nüfusun yüzde 93,39'u il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken belde ve köylerde yaşayanların oranı yüzde 6,6'ya geriledi. Dijital dönüşümün, tarım alanındaki istihdama iyi bir cevap vermesi ve kırsala yeniden dönüşleri sağlaması bekleniyor. Prof. Dr. Türker, tarımda dijitalleşmenin özellikle genç nüfus üzerinde cazip bir etki yaratabileceğini şu sözlerle ifade etti:
"Bu teknolojiler sayesinde daha fazla genç çiftçilikle ve üretimle buluşabilir. Özellikle hayvancılık sektörü 7/24 bir faaliyet gerektirmekte ve kırsal alanlarda üretim yapan çiftçilerin hiçbir sosyal hayatları olmamakta ya da çok kısıtlanmaktadır. Burada hem iş gücü ihtiyacını azaltıp hem de çiftçinin sosyal refah ve verimliğini arttıran; dijital teknolojilerdir. Otomatik hayvan sağım sistemleri, hayvan altı temizleme sistemleri, otomatik hayvan yemleme robotları gibi teknolojiler; işgücü ihtiyacını önemli oranda azaltıcı ve kolaylaştırıcı etkiye sahiptir. Hayvanları dijital teknoloji unsurlarıyla takip etmek hem daha kolaydır hem de erken teşhiste önemli bir işlev görmektedir. Kısacası dijital teknolojiler tarımsal faaliyetleri daha kolaylaştırıcı ve verimli yapması yönüyle Türk tarımında önemli roller oynamaktadır."
DİJİTALLEŞME, ENFLASYONLA MÜCADELENİN ÖNEMLİ BİLEŞENİ OLAN GIDA ARZINI NASIL ETKİLER?
Arz ve talep yanlı olmak üzere iki koldan oluşan enflasyonun bir bileşeni de gıda arzıdır. Bu açıdan tarımsal üretimde ürün tüketiciye ulaşana kadar fiyatlamada makas büyüyor. Türker, tarımda veri odaklı bir yönetim ile kaynakların daha etkin kullanımına imkan sağlanacağını belirterek, dijitalleşmenin hem yeterli gıda arzı sağlama hem de talep yönünde doğru ve esnek kararlar alınması hususunda önemli kolaylıklar sağlayacağını ifade etti. "Ancak çevre ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri bu durumu zorlaştırabilir" diye de ekledi.
Türkiye'nin çok fazla ürün çeşitliliğine sahip bir ülke olduğunu belirten Prof. Dr. Türker, bu noktada ileri düzeyde veri odaklı ve yapay zekanın da devrede olduğu karar destek sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu aktardı ve devamında şu ifadeleri kullandı:
"Sadece üretim yapmak yeterli olmuyor aynı zamanda tarladan çatala kadar ki tüm süreçleri de yönetmek gerekliliği de bir gerçek ve bu sağlanmadan pazarda istenen neticeler alınamıyor. Bu bakımdan dijital teknolojiler önemli esneklikler ve korumalar sağlayabilir. Çünkü üretimin tüm aşamaları blok zincir gibi dijital teknolojilerle takip edilebilir ve bu veriler analiz edilerek bu noktada dijitalleşme ile ürünün tüketiciye kadar ulaşma aşamalarında süreç ve üretim zincirinde iyileşmeler sağlanabilir."
TÜRK TARIMINDA DİJİTAL TEKNOLOJİLER NE KADAR BENİMSENDİ?
Türker, Türk tarımında dijital teknolojilerin benimsenmesi hakkında yaptığı değerlendirmelerde, yerli üretim sistemlerinin yeni yeni piyasaya girmeye başladığını belirterek, tarımda en önemli teknolojileri barındıran hassas tarım ve teknolojilerinin büyük süt üreticileri tarafından kullanıldığını ancak büyük ölçekli tarla ürünü eken çiftçiler için otomatik dümenleme ve yönlendirme sistemleriyle sınırlı olduğunu aktardı.
"Otomasyon; modern seralar, büyük ölçekli kümes hayvanları ve süt üretimiyle sınırlı kalmış olup, tarla bahçelerinin sulanmasında bir miktar potansiyele sahiptir" diyen Türker, özellikle ilaçlama için dron kullanımına olan ilginin artmasına rağmen, genişleme potansiyelinin orta düzeyde olduğunu söyledi.
Dijital IoT cihazlarının kamu ve özel kullanıcılar arasında hızlı bir büyüme gösterdiğini ifade eden Türker, uydu tabanlı uzaktan algılamanın geniş yelpazedeki olası kullanım durumlarına kıyasla yeterince kullanılmadığını belirtti.
"KIRSAL ALANLARDA İNTERNET ERİŞİMİ TÜRKİYE GENELİ İLE HALA EŞİT DEĞİL"
Türkiye'nin 2026 yılında 5G hizmetlerini sunmayı planladığını anımsatan Türker, "Çiftçilerin internet erişimi ve akıllı telefon kullanımı ağ kapsamı ve hızı bakımından kırsal alanlarda Türkiye geneli ile hala eşit değil hatta gerisinde kalmaktadır. 2020 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı ve FAO tarafından yürütülen ulusal düzeyde temsili bir anket de, çiftçilerin %82'sinin interneti çoğunlukla akıllı telefonlar (yüzde 80) aracılığıyla kullandığını ortaya koydu. Çiftçilerin yarısı 3G veya üstüne erişebilmektedir. Katılımcıların yalnızca %60'ı mobil internet kapsamını yeterli bulmaktadır ve çiftçilerin yarısı internet hızından memnundurlar. İnternet ve akıllı telefon kullanımı yaşla birlikte azalırken eğitim düzeyiyle birlikte artmaktadır." dedi.
DİJİTALLEŞME TARIMDA SU VERİMLİLİĞİNİ ARTIRABİLİR
Dijital tarım teknolojilerinin tarımda su verimliliğini de arttırabileceğini söyleyen Türker, "Kuraklık problemi ile başa çıkabilmek için suyu en iyi şekilde kullanmak bir zorunluluktur." ifadesini kullanarak dijitalleşmenin su verimliliğine katkısını şu sözlerle anlattı:
"Dijital iklim istasyonları ve nesnelerin interneti (IoT) sayesinde çiftçiler tarım arazilerindeki sulamayı optimum düzeylerde yönetme imkanına sahiptirler. Bu sayede sulama suyundan tasarruf ederken aynı zamanda daha az enerji kullanımı sağlanabilir. Tarım işletmeleri genellikle düşük maliyetle geniş alan kapsamı sağlayan dijital hava istasyonları ve uzaktan algılama görüntüleri ile de sulama programlarını yönetebilirler. Tarla içi bitki yüzey sıcaklığı sensörleri ya da dronlarda kullanılan termal kameralarda aynı amaca hizmet edebilmektedir. Otomasyon ve karar destek yazılımları sayesinde çiftçiler sulama programlarını başarıyla ve verimli bir şekilde yönetebilmektedirler."