İzleyenleri kahkahaya boğan "Evlat Olsa Sevilmez" geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Yılın en komik filmleri arasında yerini alan film seyirciden de tam not aldı. "Evlat Olsa Sevilmez"in yönetmen koltuğuna Cüneyt İnay oturuyor. Günay Karacoğlu, Zekeriya Akman, Burcu Altın, Sadi Celil Cengiz gibi isimlerin rol aldığı film, hastalık nedeniyle son günlerini yaşayan annesinin son dileği olan evliliği gerçekleştirmek için birçok maceraya atılan Samet'in yaşadığı eğlenceli ve komik yolculuğu seyirciyle buluşturuyor. Biz de sizler için 'Samet' karakterine hayat veren genç oyuncu Zekeriya Akman'la bomba gibi röportaj gerçekleştirdik. Zekeriya Akman ile hem "Evlat Olsa Sevilmez" filmini hem de hayatına dair merak edilenleri konuştu…
Zekeriya Akman'ı biraz yakından tanımak isteriz nasıl biri? Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
-Türkiye Petrolleri'nde sondaj ustası olarak çalışan emekli bir işçinin oğluyum. Annem ev hanımı. 20 yaşımda İstanbul'la geldim. Askerlik görevimi bitirdikten sonra İstanbul'a yerleşmeye karar verdim. Yeni bir sayfayla hayata başladım. Mücadeleci ruhluyum, engellere rağmen inandığım yolda kararlı ve sabırlıyım. Sempatik ince düşünen kibar naif biriyim. İyi dostluklar kurarım dost canlısıyım. Bunu arada bir çevremden de duyuyorum.
Ekip çalışmalarında iş ayrımı yapmam çalışmayı severim. Hedeflerim arasında yaptığım işte başarılı, hakkını veren iyi bir karakter oyuncusu olmak var. Zaaflarım, bir karaktere çalıştığım zaman dış dünyaya iletişimi koparıyorum abartılı bir şekilde kendimi kaptırabiliyorum, zaman kavramım olmuyor. Çoğu zaman hayır diyemiyorum bana karşı kırıcı olumsuz bir söz söylendiğinde uzun süre etkisinde kalabiliyorum.
'HAYAT TARLAMA GÜZELLİKLER EKMEYİ ÇABALARIM'
-Hobilerim; gurmelik yapmayı severim farklı kültürlerin yemeklerini tatmak yorumlamak lezzetli yemek mekanlarını keşfetmek hoşuma gidiyor. Tarihi bölgeleri görmek tarihi dokuları incelemek incelerken yaşanmışlıklar ile ilgili hayatları hayal etmek onlarla bütünleşmek hoşuma gidiyor. Doğru bir ekiple çalışmak, insanlara faydalı olmak insanların huzurlu olması beni motive ediyor. Fobilerim; Bir kaosun içinde olmak, baskılara maruz kalmak, manipüle edilmek. Hayat felsefem; Ne ekersen onu biçersindir, bu yüzden hayat tarlama güzellikler ekmeyi çabalarım.
Zekeriya Akman nasıl keşfedildi? İlginç bir anınız var mı?
-Bazı insanlar zamanla kendini keşfetmeye başlar. Bende onlardan biri oldum. İstanbul'a adapte olmaya çalışırken sıkıcı bir alışma sürecinden geçiyordum. İş arkadaşımla şakalaşırken bana mimiklerimin çok iyi olduğunu söyledi. Bir tiyatro okuluna gitmemi önerdi hiç aklımda öyle bir şey yokken birdenbire bu sözünden etkilendim.
Benim için farklı olur hem hobi olarak güzel bir aktivite olur diye iş arkadaşımla beraber hemen internetten eğitim alabileceğim bir okul araştırdık. Taksimde yeni açılmış bir akşam okulu bulduk oraya karar verdim. Burada Özlem Gürler ve Turgay Tanülkü hocalarımla tanıştım.
Hayatıma etki edecek iki doğru insanla tanışmam beni tiyatroya bağladı. İlk dersimizin başlangıcını hiç unutmuyorum. Hocamız ve diğer öğrenci arkadaşlarımla bir halka oluşturduk hocamızın ağzından şu cümleler çıktı "Herkes birbirinin elini tutsun Sevgiyle başlıyoruz" bu söz beni çok etkiledi bir şeye sevgiyle başlamak.
Sevgiyle başladığım tiyatroyla aramda kopmayan bir bağ oluştu. Eğitimlere katıldıkça daha çok okumaya araştırmaya anlamaya kendimi tanımaya başladım. Her geçen gün hızlıca geliştiğimi fark ettim.
Fakat ana karakterimiz bu duruma hazır değildir. Düzenli bir işinin olmayışı, geçimini tam anlamıyla sağlayamaması ana karakterimizi kadınlar tarafından istenmeyen bir erkek modeli haline getirir.
Dolayısıyla ana karakterimizin işi zorlaşır. Bir yandan annesini mutlu etme telaşı bir yanda da eş arayış içine giren karakterimiz hayatın gerçekleriyle yüzleşir. Seyircinin de filmimizde kendisiyle bağlantı kurması bu kültürde yetişmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Oynadığınız karakter nasıl biri?
-Hayatın gerçeklerinden bir haber. İyi niyetli saf, fakat aynı zamanda sakar nerde nasıl davranacağını bilmeyen biridir. İyilik yapmak isterken farkında olmadan zarar verebilir. Sorumsuz bir rahatlığı var.
'Evlat Olsa Sevilmez' komedi filmi, senaryoyu okuyunca neler hissettiniz?
-Senaryoyu okuduğumda çok eğlendim tatlı bir aile komedisi. Kültürüme yakın bulduğum için bu projede yer almayı ve Samet karakterini canlandırmayı yürekten istedim. Dualarım kabul oldu. 😀
Hikâyenin sizi en heyecanlandıran "İşte bu" dedirten yanı neydi?
-Samet'in patavatsızlık ve sakarlığına rağmen işlerinin iyi gitmesi. Farkında olmadan hayatın Samet'e bir şeyler öğretmesi. Kazara başına gelen olaylar farkında olmadan edindiği bilgiler yarışma programında karşına çıkması bundan avantaj elde etmesi.
Bu bana hayatta yaşadığımız olayların bize bir tecrübe kazandırması bu tecrübelerle hayatta karşımıza çıkacak soruların yanıtını daha kolay vermemizi sağladığını çağrıştırdı.
Komediyi mi, dramı mı oynamayı daha çok seviyorsunuz?
-İnsanları eğlendirmeyi güldürmeyi seviyorum. Ama dramda da insanlarla bir dert paylaşılıyor. Bence dram ve komedi arasında ince bir çizgi var. İkisi arasında seçim yapmam zor olur. 😀 İlla bir tercih yapacaksam bu komedi olur. 😀
Kırılma noktası gibi gördüğünüz dönemler var mı?
Tiyatroyla tanıştığım zamanlar benim için bir dönüm noktasıydı. Hayatımda birçok şeyi değiştirmeye bu süreçlerde yaşadım.
Bazıları dijitale yapılan işleri daha özgür buluyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
-Dijital dönüşümün birçok alanda kolaylık sağladığını düşünüyorum. İzleyiciler artık istediği zaman internet bağlantısıyla istediği içeriği izleyebiliyor. Dijital platformların avantajı düzenlenen yasalardan dolayı sinema ve televizyonda sansürlenen filmlerin dijital platformlarda seyircinin sansürsüz ulaşabilmesidir. İzleyiciye çeşitlik anlamında yer mekân seçmeksizin de kolaylık sağlıyor. Örneğin yürüyüş bandında sporunu yaparken bir Yandan da istediğin içeriği izleyebiliyorsun. Bun anlamda daha özgür.
Hiç hayatta 'keşke'leriniz oldu mu?
-Bence kişinin bakış açısıyla ilgili bir durum. Daha önce yaşantımda keşke dediğim zaman oldu. Keşkeler zarar verdi gelişimimi durdurdu. Şu an baktığım zaman hayatımda olan olumsuz durumlar tecrübe kattı olgunlaştırdı. Keşke demek durduruyor. Bunun yerine ders çıkarıp daha ileri gitmeyi tercih ediyorum. Keşkelere son. 😀
Sürpriz sever misiniz, yoksa her şey kontrolü dahilinde olsun isteyenlerden misiniz?
-Bence bir şey kontrollü olduğu zaman heyecanı kalmıyor. Sürpriz gelişmeler beni daha çok cezbeder. 😀
Geleceğe dair nasıl hayallerin var?
-İnsanların sevgisini kazanmış faydalı bir insan olmak. İyi sanat eserleri icra etmek bunlar geleceğe dair hayallerimden.
Sosyal medya ile aranız nasıl? Birçok insan oradaki linç kültüründen çok rahatsız, siz neler hissediyorsunuz?
-Sosyal medyayı çok aktif kullanmıyorum. Yakından takip ediyorum. Doğru kullanılmadığı zaman kişinin başına felaket getirebileceğini düşünüyorum. Doğru kullanıldığı zaman engelsiz İletişim sınırsız paylaşım açısından büyük bir nimet. Sosyal medyada saatler harcanıyor.
Okuduklarımız gördüklerimiz dinlediklerimiz bizi etkiliyor. İşin en ilginç yanı ortada bir linç varsa olayı araştırmadan ve detayına inmeden direkt olarak konuya giriliyor. Ne olduğunu ne yaşandığını öğrenmeye çalışmıyor. Sorgusuz sualsiz herkes konuşuyor ben de bir şeyler söyleyeyim yaklaşımıyla haksız bir linç zincirinin kitlesi olunabiliyor. Birçok insanın haksız yere linç edildiklerini ve suçsuz olduklarına şahit olmuşuz. Umarım daha bilinçli kullanılır.