"Kan Çiçekleri"nin Dilan'ı olarak tanınan Yağmur Yüksel, bu hafta Sabah TV'de 'Yasemİnce İtiraflar' programında Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Diziyle ilgili konuşan Yüksel, "Oyuncu arkadaşlarımızla, yapımcılarımız ve yönetmenlerimizle sıcaklığı samimiyeti tutturduk." dedi. Partneri Barış Baktaş hakkında da konuşan oyuncu, "Birbirimizde gördüğümüz eksikleri söylüyoruz, birbirimizi kapatıyoruz, tamamlıyoruz. Çok mutluyum onunla çalıştığım için." İfadelerini kullandı. Özel hayatına dair itiraflarda bulunmayı da ihmal etmedi. İşte röportajın tüm detayları…
-Nasılsın, neler yapıyorsun, yazı nasıl geçirdin, biraz genel başlayalım…
İyiyim her şey yolunda. İkinci sezonumuz başladı. Güzel tepkiler aldık, aldım. Çok mutluyum bu yüzden. Dizimiz güzel gidiyor. Yazı da üçe ayırdım; biraz dinlendim, biraz ailem ve arkadaşlarımla vakit geçirdim, bir de oyunculuk dersleri aldım. Dolu dolu geçti.
KISA SÜREDE BAĞ OLUŞTU
-Seni konuk almam için sınırsız sayıda yorum, DM ve mail aldım. Nedir bu sevginin sırrı?
Bence tamamen sıcaklık, samimiyet, içtenlik, doğallık. Yani onlar artık beni tanıyor. Beni biliyorlar. Ben bunu hissediyorum. Neye gülerim, neye üzülürüm, nerede neye bozuk atmışımdır, artık beni tanıyorlar. Kısa bir süre geçti ama bir bağ oluştuğunu hissediyorum.
OYUNCU OLMAK EN BÜYÜK HAYALİMDİ
-Seni kısaca tanısak? Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Ben çok eğlenceli bir kızdım. Kendi başıma bile çok eğlenirdim. Şarkı açar dans ederdim, gülmeyi çok seviyorum zaten, hep gülerdim böyle. Olumsuzlukların olduğu bir yerde bile hep olumlu bir şey yaratırdım kendime. Bir yerden bir şey çıkarırdım kendime ve orayı böyle pozitifleştirirdim. Hayata hep güzel bakardım. Hep de oyuncu olmak istiyordum, en büyük hayalimdi. Çok dizi izlerdim, oyunculara bakardım. Kim ne yapıyor? Nasıl konuşuyorlar? Bakışları nasıl? Bunlara dikkat ederdim. Ve çok çalışkandım. Hem bir şeyler araştırırdım. Okula gideyim ama sonrasında çalışayım mesela. Kendi paramla aldığım bir çikolata bile beni çok mutlu ederdi. Böyle bir çocukluktu ama mutluydum.
BİR ANDA OLDU VE BEN İNANAMADIM
-Peki, oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Çok istiyordum. Gerçekten en büyük hayalimdi diyebilirim ve şu an o hayalimin başında olmak o yolda ilerlemek benim için inanılmaz mutluluk verici. Güzel bir süreçti. Gittik geldik yapım aşamasında. Başka bir karakterdi görüştüğüm ama sonrasında bir anda Dilan oldum.
Menajerim Banu ablayla biz tanışıyorduk öncesinde ama ben o zamanlar okula gidiyordum. Çalışıyordum, staj filan da derken audition gönderiyordu bana çekemiyordum o zamanlar vaktim yoktu. Sonrasında artık yaş olarak da biraz büyümüştüm ve zamanı olduğunu düşündüm o zaman. Tekrar konuştuk birlikte. "Bir iş var, senaryosu güzel, sana uyduğunu düşünüyorum karakter olarak, bir bakalım" dedi. Gittik. Yapım aşamasında 2,5-3 ay sürekli irtibat halindeydik. Sonra bir anda oldu ve ben inanamadım.
-Okulun bitmiş miydi, okulla birlikte mi yürüttün projeyi?
Okulum bitmişti artık. Çalışıyordum. İşten çıkmıştım bazı meselelerden dolayı. Tam o zamanda oldu böyle. O zaman çok iyi değildim duygusal olarak. Sonra bir anda bunun olması… Bu bir mesaj bana.
-"Kan Çiçekleri" dizisine nasıl dahil oldun, proje ilk geldiğinde neler hissettin?
Bir kere gerçekten Dilan karakteri o kadar güçlü bir karakter ki aslında. O kadar fedakar, sahiplenici bir karakter ki… "Bu kız gerçekten güçlü" dedim. Senaryoya baktığımda bu kadar olay var başında ama ailesini bırakmıyor, o kadar acı çekmesine rağmen aşkını bırakmıyor, sevenlerini bırakmıyor. Hayvanlarla ve doğayla arası çok iyi. "Çok güzel bir karakter" dedim.
-Sana da benziyor…
Evet, biraz benzetiyorum (gülüyor). Sonra oradaki oyuncu arkadaşlarımızla, yapımcılarımız ve yönetmenlerimizle sıcaklığı samimiyeti tutturduk. Her şey güzel gitti.