Meksikalı oyuncu Melissa Barrera, Filistin'e destek mesajı yazmasının ardından 'Çığlık 7' filminin kadrosundan çıkarılmıştı. Barrera ile bir önceki filmde birlikte rol alan Amerikalı oyuncu Jenna Ortega da 'Çığlık' filminde yer almayacağını duyurarak kontratını sonlandırdı.
Barrera'nın, "Çığlık 7" filminin kadrosundan Filistin'e destek veren paylaşımları nedeniyle çıkarıldı.
Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarda Barrera, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki göstermiş ve Batı medyasını "tek taraflı" olmakla suçlamıştı.
Meksikalı oyuncu Melissa Barrera, "En çok ihtiyacı olanlar için konuşmaya, barış ve güvenliği, insan hakları ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğim." ifadesini kullandı.
JENNA ORTEGA TEPKİ GÖSTERDİ
Barrera'nın film kadrosundan çıkarılması tepkilere neden olurken, Hollywood yıldızı Jenna Ortega, rol arkadaşının Filistin paylaşımları nedeniyle kovulması üzerine, kendisinin de seride yer almayacağını açıklayarak kontratını sonlandırdı.
Ortega'nın "Wednesday" dizisinin çekimiyle meşgul olacağı için kadroda yer almayacağı söylense de, bu kararında Barrera'nın kovulmasının etkili olduğu iddia edildi.
Ünlü korku serisi Çığlık 7'de kriz büyüyor. 'Çığlık 7' filmine tepkiler sürerken, yönetmen Christopher Landon, yapımdan ayrıldığını açıkladı.
"BAĞIRMAYI KESİN"
Filmin yönetmeni Christopher Landon, gelen tepkilerin ardından "Her şey berbat. Bağırmayı kesin. Bu kararı ben vermedim" açıklamasında bulunmuştu.
Sanırım 'Çığlık'tan resmen ayrıldığımı duyurmak için iyi bir zaman. Bu bazılarını hayal kırıklığına uğratacak, bazılarınıysa sevindirecek. Kabusa dönüşen rüya gibi bir işti. Ve bu işe dahil olan herkes için kalbim gerçekten kırıldı. Herkes için. Ama yoluma devam etme zamanı geldi. Wes'in mirasının gelişeceğini ve bölünmüş dünyanın gürültüsünü aşacağını ummaktan başka sohbete eklenecek daha çok şey var. Onun ve Kevin'in yarattığı şey inanılmaz bir şey ve onların ışıltısının tadını çıkarırken en kısa anı bile yaşamaktan onur duydum.
Öte yandan Oscar ödüllü oyuncu Susan Sarandon'ın, İsrail'in haftalardır yoğun saldırı altında tuttuğu Gazze'ye yönelik zulmüne tepki gösterdiği için Hollywood'la karşı karşıya geldi. Hollywood'un önde gelen menajerlik şirketi UTA, oyuncuyla yollarını ayırdı.
77 yaşındaki Oscar ödüllü oyuncu, Filistin'i desteklemek için birçok mitinge katılmış ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına dair konuşmalar yapmıştı.
Sarandon'ın katıldığı eylemlerde, "Şu anda Yahudi olmaktan korkan pek çok insan var ve (bu kişiler) bu ülkede Müslüman olmanın nasıl bir şey olduğunu hissediyorlar." ifadesini kullandığı belirtildi.
Bu açıklamasından sonra ölüm tehditleri alan Hadid'e marka yüzü olduğu Dior, ambargo koydu. Fransız marka, Filistin asıllı Bella Hadid yerine, İsrailli model May Tager ile anlaştı.
Geçtiğimiz haftalarda İsrail Başbakanı Netanyahu'nun yeni Hitler olduğunu söyleyen ve kariyerini kaybetmekten korkmadığını da sözlerine ekleyen Filistin asıllı model geçtiğimiz günlerde yeni bir paylaşımda bulunmuş ve tehditler aldığını dile getirmişti.
İşte Bella Hadid'in paylaşımı:
Sessizliğim için beni affedin. Geçtiğimiz iki hafta boyunca, tüm dünyanın dikkatini verdiği, onlarca yıldır masum canlar alan ve aileleri etkileyen bu son derece karmaşık ve dehşet verici durum için yazacak ideal kelimeleri bulamadım. Söyleyecek çok şeyim var ama bugünlük kısa tutacağım.
""Yaşandığını gördüğüm travma nedeniyle kalbim acıyor. Gazze'deki saldırıların ardından yaşananları gördükçe, çocuklarını kaybeden tüm annelerle ve yalnız ağlayan çocuklarla, kaybedilen tüm babalara, kardeşlere, amcalara, teyzelere, bu dünyada bir daha asla yürüyemeyecek olan arkadaşlara yas tutuyorum."
7 Ekim'in acısı ve sonrasında yaşananlarla uğraşan İsrailli aileler için yas tutuyorum. Bu toprakların tarihi ne olursa olsun, herhangi bir yerde, herhangi bir sivile yönelik terör saldırılarını kınıyorum. Kadınlara ve çocuklara zarar vermenin ve terör estirmenin Özgür Filistin hareketine hiçbir faydası yoktur ve olmamalıdır.
Kalbimin derinliklerinde hiçbir çocuğun, hiçbir insanın ailesinden geçici ya da süresiz olarak koparılmaması gerektiğine inanıyorum. Bu hem İsrailliler hem de Filistinliler için geçerlidir. Bizi barışa direnen teröristlerden başka bir şey olarak görmeyen bir dünyada Filistinli olmanın ne kadar zor olduğunu anlamak önemli. Bu zararlıdır, utanç vericidir ve doğru değildir.
"Babam Nakba yılında (750 bin Filistinlinin evlerinden edildiği 1948 yılı) Nasıra'da doğdu. Doğduktan dokuz gün sonra annesinin kollarında, ailesiyle birlikte Filistin'deki evlerinden kovuldular, mülteci olup, bir zamanlar evim dedikleri yerden uzaklaştılar. Büyükannem ve büyükbabamın geri dönmelerine asla izin verilmedi.