SABAH Spor yazarlarından Levent Tüzemen, Bülent Timurlenk, Fatih Doğan ve Gürcan Bilgiç, SABAH Gazetesi Spor Müdürü Murat Özbostan'ın sorularını yanıtladı. İşte o açıklamalar...
MURAT ÖZBOSTAN: Beşiktaş artık ligden koptu. Sergen Yalçın hedefte. Rafa Silva krizi sürüyor. Beşiktaş nasıl düzelecek?
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş, Trabzon'da 10 kişi kalıncaya kadar çok iyi oynadı. Ligdeki yerine bakmadan yerli ve yabancı spor otoriteleri El Bilal atılıncaya kadar Beşiktaş'ın futbolunu analiz etseler cevap, 'Şampiyonluğa oynar' derler. Bence Sergen Yalçın, Beşiktaş'ın oyununu oturtmaya başladı. 10 kişilik süreçte eğer Jurasek kaleye vurmayıp topu Abraham'a çıkartsa maçı Beşiktaş kazanırdı.
BÜLENT TİMURLENK: Kriz Sergen Yalçın ve Rafa arasında değil. Yani biri gittiğinde kriz sona ermeyecek. Sergen Yalçın'ın elinde çok iyi bir kadro yok. Ama Sergen Yalçın da saha kenarındaki keskin zekâsını, oyun görüşünü aratıyor. Süper Kupa'da da olmayan bir Beşiktaş'ın bu saatten sonra hedefi, 3.'lük koltuğu olmalı.
"YAPAMIYORSAN ZAMANDAN ÇALMA"
FATİH DOĞAN: Sergen Yalçın, Mourinho gibi! Mourinho da hep sorunu kendi dışında arardı. Kendisine toz bile konduramazdı. Ya takım kötü ya hakemler ya oyuncuların hataları, zaman zaman da medya… O zaman şuna bakalım; Solskjaer, 29 maç 1.72 puan ortalaması, Valerian Ismael; 18 maç 1.72, Bronckhorst; 20 maç 1.70, Santos; 16 maç 1.56. Ve hepsi başarısız olup gönderildi. Sergen Yalçın ise 15 maç 1.53 puan ortalamasıyla bu teknik adamlardan daha başarısız. Sahip olduğu kadro da hepsinden daha maliyetli, daha iyi. Sergen Yalçın ya suçu dışarıda aramayı bırakıp takımı düzeltmek için çalışacak ya da Beşiktaş'ın zamanını çalmayı bırakacak.
GÜRCAN BİLGİÇ: G.Antep maçında net bir penaltısı verilmedi Beşiktaş'ın. Trabzon'da anlamsız bir kararla eksik kaldılar. Beşiktaş kadrosunun yapabilecekleri sınırlı. Rafa Silva da devreden çıkınca puan kayıpları üst üste geldi. Sergen hocanın 11'e 11'ken doğru oyunu oynattığını söylemeliyiz. Kalan sürede takımın tavrı, kaçan goller, değerlendirilemeyen pozisyonlar; bunlar hep oyuncu kalitesiyle alakalı.
"İCARDİ ALGI DUVARLARINI YIKACAK!"
ÖZBOSTAN: Osimhen, Afrika Kupası'na gitti. Artık sahne İcardi'nin. Arjantinli futbolcu için her gün yeni bir iddia gündeme geliyor. İcardi, Osimhen'in yokluğunda Aslan'ın yükünü alabilir mi?
TÜZEMEN: Dünya futbolunda rakip ceza alanı içinde tek vuruş yaparak golü atan golcüler, iki elin parmaklarını geçmez. İcardi, G.Saray'ın ilk iki şampiyonluğunda doğrudan katkı yaptı, ağır bir sakatlıktan sonra yavaş yavaş toparlanmaya başladı. Antalya'ya attığı gol, İcardi'nin kalitesinin ve tek vuruş ustalığının belgesidir. İki maçta da G.Saray'ın gol yükünü çekecek, bunu yapabilecek güce, kaliteye ve tecrübeye sahip. İcardi'yi G.Saray'dan koparmaya çalışan insanlar, algı operasyonlarıyla Arjantinli yıldızı yıpratmaya çalışıyorlar. Okan Buruk, İcardi ile olan mükemmel ilişkisiyle bu algı duvarlarını yıkmayı başarıyor.
TİMURLENK: Osimhen'in, G.Saray'ın oyununda verdiği katkı sadece gol atmak değil, bunun herkes farkında. İcardi için Türkiye'de ortaya atılan iddiaların bir tanesinin bile doğru çıkmaması aslında, 'Arjantinli golcü bu ülkeden gitsin de G.Saray önemli bir silahını kaybetsin' diyenlerin organize olmasa da organize gibi duran çalışması. İcardi de Osimhen'in yokluğunda ne yapması gerektiğinin farkında. G.Saray'dan alacağı yeni kontratın önümüzdeki 45 günde neler yapacağından geçtiğini galiba ondan daha iyi kimse bilemez.
DOĞAN: Osimhen gitti, Okan Buruk hocanın Liverpool'a, Bodo'ya önde pres yapıp boğduğu oyun formatı artık bitti. Okan hocanın içi kan ağlamıyorsa, ben hiçbir şey bilmiyorum. Osimhen sadece golleri değil, önde yaptığı koşularla ve nitelikli presle G.Saray'ın savunmasını 3. bölgede başlatan özel bir oyuncuydu. İcardi, Okan hocanın Osimhen'den istediği oyunu, İcardi'den alamaz. İcardi, bir kez Osimhen kadar koşmaya çalıştı, sakatlandı. O yüzden Okan hoca oyun tarzını değiştirmek ve İcardi'ye göre ayarlama yapmak durumunda ya da Osimen'in yokluğunda onun yerini doldurabilecek (ki bu da pek mümkün değil) bir transfer yapmak. Kontrollü, ekonomik bir oyunla Osimhen dönene kadar idare etmeli. Ancak bu yol riskler taşıyor.
BİLGİÇ: G.Saray'ın oyun düzeninde santrfor çok önemli. Takımın kurgusu, golcüye topu taşıma üstüne. Barış Alper, Sane bu yüzden ligin en başarılı dribblingcileri. Topu ceza sahasına getirip ve son topu teslim ediyorlar. Farklı oyuncular olmalarına rağmen İcardi de tabelayı taşıyabilecek kalitede. Sadece bunu hissetmesi lazım. Sözleşme yenileme dedikodularında boğulmuşken gözlerin ona dönmesi, farklı bir meydan okuma olacak. Sezon sonu gidecek İcardi mi yoksa sözleşmesini uzatmış, G.Saray'da devam edecek İcardi mi? Bekleyip, göreceğiz.
TRABZON OCAK'TA ROTASINI ÇİZER!"
ÖZBOSTAN: Trabzonspor dev maçta geriden gelip 1 puan almayı başardı. Bu inanç ve istek için neler sözlersiniz?
TÜZEMEN: Eğer Beşiktaş sahada eksilmeseydi Trabzonspor geri dönüşü sağlayabilir miydi? Bu sorunun cevabını Fatih hoca araştırmalı. Trabzonspor'un iyi bir ekibi var. Devre arası yapılacak nokta transferler Karadeniz fırtınasının şampiyonluk yarışının içinde kalmasını sağlar.
TİMURLENK: Trabzonspor, 2 puan kayba rağmen mevcut görüntüsüyle şampiyonluk yarışının içinde 'Varım' diye bağırıyor. Devre arasında yapılacak takviyeler durumunu da belirler.
DOĞAN: Sol bek, sol açık başta, kaliteli 2-3 iyi takviyeye ihtiyacı olsa da Trabzonspor şampiyonluğun adayıdır. Şampiyon olamazsa kimse "4 Büyükler içinde mütevazı bütçelerle yarıştın. Alacağın her sonuç başarıdır" diyecekler ve 'Niye olamadın' diye baskı kurdurmayacağı için bu durum, Trabzonspor'un gelecekteki avantajıdır.
BİLGİÇ: Onuachu olmadığında ofansif güçlerini yarı yarıya kaybettiler. Eksik kalmasalardı Beşiktaş ile berabere kalamazlardı. Hatta tabelada daha fazla skor da olabilirdi. Trabzonspor için en büyük handikap; şampiyonluk havasına girmesi. Fatih hoca da bunu biliyor ve hep 1.'lik ve 4.'lük arası hedef gösteriyordu. Çünkü yeni takım sürekli, kazanma baskısını kaldıramayabilir. Bundan sonraki her maç için final gibi yaşamak Trabzonspor için en güçlü rakip olacak. Bakalım baskıyı yönetebilecekler mi?
"TEDESCO, MOURİNHO'YU MEZARA GÖMDÜ"
MURAT ÖZBOSTAN: Fenerbahçe ligde farklı kazanarak tekrar ikinci sıraya çıktı. Camia Tedesco'ya artık güvenmeye başladı mı?
LEVENT TÜZEMEN: Tedesco'nun başarısı tesadüf değil. Akdeniz kökenli teknik adam için geldiği gün şöyle dedim: 'Parlak bir akademik kariyeri var. Disiplinli ve çalışkan. F.Bahçe'nin oyununu olumlu bir şekilde değiştirecektir çünkü bu tür hocalar Türkiye'de başarılı oluyor.' Tedesco da elindeki geniş kadroyu hep hazır tutuyor, çok oyuncuya forma şansı veriyor, takım içinde de rekabeti sürekli körüklüyor. Maç günü sahaya çıkan da kulübede oturan da çok mutlu ve memnun. Tedesco ayrıca takım içinde huzuru kaçırabilecek hiçbir oyuncuya taviz vermiyor. İtalyan teknik adam, kenarda maçı sürekli oyuncularıyla birlikte oynuyor, bir dakika olsun oyundan hiç kopmuyor.
BÜLENT TİMURLENK: Kariyerinde 26 kupası olan ama F.Bahçe'de büyük maç bile kazanamayan Mourinho'dan sonra kariyerinde sadece 1 kupa olan bir teknik adam getirdiğinizde şüpheyle yaklaşanlar olabilir. Hele de bu teknik direktörü yıllarca kötü tercihler yapan Ali Koç yönetimi getirmişse. Tedesco, G.Saray derbisini de kazanmış olsa mükemmel bir yarım sezon geçirmiş olacaktı. Takımı ligde namağlup, Avrupa'da da Brann deplasmanından görkemli bir galibiyetle döndü. Tabelalar bir tarafa, oynattığı futbol çok daha coşkulu. Talisca ve Asensio gibi yıldızlardan maksimum verim alıyor. Elbette futbolda dün yok. Camia şimdi ondan Süper Kupa'yı isteyecek. Kazansa 'Yetmez' diyecek, 'Şampiyonluk' diyecek. F.Bahçe teknik direktörü olmak hiçbir zaman kolay olmadı. En azından Tedesco, bu zorluğun ve sorumluluğun farkında.
FATİH DOĞAN: Güven de forma gibidir. Verilmez, alınır. Tedesco da hırsıyla, kalitesiyle takımın, daha önemlisi camianın güvenini kendi kazandı, bunu da çok çalışarak kazandı. 'En iyisi benim' diyen ama en iyi takımı hazırlamayan Mourinho vardı. Başarıya aç, çalışkan, genç bir teknik adam, 'Ben değil biz' merkezli yaklaşımıyla ve bütün enerjisini ekibine yoğunlaştırarak selefinin kalıntılarını şampiyon olmadan şimdiden mezara gömdü. Futbolun güzel tarafı, büyük takımda oynamanın gerçeği bu. Dün yoktur, bugün vardır. Mourinho gibi 'tek yıldız benim' rolünü istemese de Tedesco artık Fenerbahçe'nin başrol oyuncusudur.
GÜRCAN BİLGİÇ: 4x4'lük iki maç izledik. Bir yıldan fazla bir zamandan sonra F.Bahçeliler, ilk defa arkalarına yaslanıp 90 dakikanın bitmesini beklediler. 3 maçlık krizden sonra taşlar yerine oturdukça oyuncu grubunun güveni geldi ve kazanan takım özelliğini elde ettiler. Nasıl ki problemlerden Tedesco'yu sorumlu tutuyorsak, iyiler de onun hanesine yazılır. Ciddi bedel ödetti. İrfan Can Kahveci ve Cenk Tosun'dan sonra Becao'nun da kadro dışı kalması önemli balans ayarıydı. Oyuncuların değerine baktığımız zaman 'yanlış' diyebileceğimiz kararlar, takımın performansına olumlu yansıdı. Bu dönemde G.Saray'ın da tökezlemesi, açılan puan farkının kapanması, Trabzon'un yarışa girmesi ve Saran yönetiminin prim motivasyonu çalkantıyı bir çıkış hikâyesine çevirdi. En iyi F.Bahçe'yi daha seyretmedik.