Yani Erman ve Ahmet Çakar Hocamın yazılarını bu kadar merakla az beklemişimdir. Trabzon - Fenerbahçe maçında, hakem Halil U. Meler, Trabzon lehine bir penaltı çaldı.
Kararı sonrası VAR hakemiyle uzun uzun konuştu ama VAR'a gitmeye, pozisyonu ekrandan izlemeye gerek görmeden, tekrar penaltı noktasını gösterdi.
Konya maçında Galatasaray lehine penaltı kararı veren Hüseyin Göçek de VAR hakemi Halis Özkahya ile uzun uzun konuşmuş, ama ekranda yeniden izleme gereği görmeden "Penaltı" deyince, ikisi de Türk spor medyası tarafından idam edilmişlerdi.
VAR nedir, nasıl kullanılır hala bilmeyen, federasyonun her gazeteciye yolladığı VAR broşürünü bir kere okumadan ahkam kesen Türk medyası genelde tartışmalı penaltının haksız olduğunu söyledi. Ben katılmıyorum.
Bizim medyamız ayağa dalarak yapılan müdahalelerde hala "Topa dokundu ama" demeye devam ediyor. Hareket kurallara aykırıysa, topa dokunmak faulü kurtarmaz. Kafaya çıkarken, dirsekle omuza basıyorsanız, topa dokunmanız faulü önlüyor mu?.
Bizim futbolcularımız da hala öğrenemedi. Çünkü öğreten Hoca yok.. İşte kıyamet koparan Fatih Hocam bile ayni kafada çünkü. Rakibin ayağındaki topa dalarken, ona yakın taraftaki ayağınızı uzattınız mı, topa dokunsanız bile önce çelme taktığınız için, karar fauldür.
Çelmenin geldiğini gören rakip, düşmemek, ya da sizin ayağınızı ezmemek için refleks olarak zıplar ve dengesini ve pozisyonunu kaybeder de ondan..
Bu sebeple, nizami, yasal, kabul edilir dalış, dıştaki ayakla yapılabilir. İşte o zaman topa dokunmak durumu kurtarır, ancak. Sadece o zaman!. Yani!. Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya'nın ortak "Penaltı" kararları doğrudur!.