Bermuda Şeytan Üçgeni dışında Ejderha Şeytan Üçgeni veya Şeytan Denizi olarak adlandırılan başka bir bölge daha var. Yüzlerce paranormal hikayeye ev sahipliği yapan Ejderha Üçgeni, Pasifik Okyanusu'nda, Japonya yakınlarında bir bölge.
Şimdi ise Ejderha Üçgeni hakkında bomba bir iddia ortaya atıldı. Ocak, 2012'de 19 mürettebatı olan Çinli yük gemisi MV Lin-je, Japonya'nın Kagoshima limanına ulaşamadı.
Yük gemisi Şeytan Denizi'nde yani Ejderha Üçgeni içinde herhangi bir tehlike alarmı vermeden bir anda ortadan kayboldu.
Aylarca süren aramalara karşın gemiyle ilgili herhangi bir iz bulunamadı. Profesör Junichi Yaoi'nin bu konu hakkında ileri sürdüğü iddialar var. Söz konusu iddialar sosyal medyada yeni bir tartışma konusu başlattı.
Paranormal olaylar hakkında yazar olan Junichi Yaoi, "Size kolay bir örnek vermek istiyorum. TV programları bir stüdyoda yapılır, ancak yayınlandıklarında bir radyo dalgasına dönüşürler. Demek istediğim kayıp gemi aslında burada, ancak farklı bir boyutta. Bu yüzden onu göremiyoruz ve dokunamıyoruz" dedi.
Yaoi, gemilerin ve uçakların Şeytan Denizi'nde kaybolmaları konusunda başka sebepler de olabilir dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Temel olarak, bazı gemilerin fırtına yüzünden battığını düşünüyorum. Ama sonra tamamen kayboluyorlar. Belki deniz tabanı altında bir delik açılıyor ve başka bir boyuta geçiyorlar."
Komplo teorisyenleri de Bermuda Şeytan Üçgeni ve Şeytan Denizi hakkında farklı boyuta açan giriş kapıları olduğunu ileri sürüyor. Bu işin arkasında ise uzaylıların olduğunu düşünüyolar.
Bir de işi İçi Boş Dünya teorisine bağlayan kişiler var. Düz Dünya teorisi dışında farklı bir teori olan İçi Boş Dünya iddiasına göre, yer altında yani gezegenin merkezinde yaşam var.
Güya burada yaşan gelişmiş canlılar insanları tehlikelerden koruyor. Şeytan üçgenlerinin de yer altına açılan birer kapı olduğunu belirtiyorlar.
Kim oldukları ya da nereden geldikleri hala büyük bir muamma. MÖ. 1200 dolaylarında Yunan yarımadası, Ege ve Akdeniz kıyıları, Anadolu, Suriye, Fenike, Filistin'deki tüm şehirleri yakıp yıkarak üzerinden geçmişler, Antik Mısır'ın içlerine kadar ilerlemişler.
Doğu Akdeniz'deki medeniyetler, Hititler, Yunanlar ve Minos Uygarlığı gibi pek çok uygarlığın ya çökmesine ya da gerilemesine yol açmışlar, Troya kenti tümüyle yok olmuş, Ugarit şehri düşmüş örneğin...
Tunç Çağı'nı kapatan bu istilanın önünde hiçbir güç duramamış ve uygarlık yaklaşık bin yıl geriye sarmış.
Ege Göçleri'nin ve konuyla ilgili çalışmaların bir başka özelliği ise, 13. yy sonlarındaki tüm Yakındoğu'nun Tunç Çağ kültürleri ve göçler sırasında adı geçen halk, devlet ve ülke isimleriyle, olayların gerçekleştiği dönemden sonraki gelişmeleri "Karanlık Çağlar" ve hatta 400 500 yıl sonrasındaki Frig, Muşki, Lydia vb. uygarlıkların tarihini ve onlarla ilgili bazı sırları da ilgilendiriyor olmasıdır.
Tarihin bir evresinde hem de hiçbir geçiş döneminin izine rastlanmadan; bundan yaklaşık 40 ila 70 bin yıl önce insanlık aniden mağara resimleri çizmeye, şarkılar söylemeye, mücevherler tasarlamaya, taştan aletler yapmaya başlıyor… İletişimle ortaya çıkan dillerin buna sebep olduğu düşünülse de insanlığın evriminde bu sıçrayışın nasıl mümkün olduğu hala çözülebilmiş değil! Birdenbire nasıl olmuştu bu, hala merak konusu...
Bir nevi analog bir bilgisayar düşünün ama iki bin yıllık olsun! Keşfedildiği 1901'den beri nasıl çalıştığını anlamak amacıyla pek çok kopyası yapılsa da işleyişi hala çözülebilmiş değil.
Düzenek, bir ayakkabı kutusu büyüklüğünde ahşap bir kasa içinde yer alan bir grup pirinç dişliden meydana geliyor.
İki bin yıl önce batmış bir gemide bulunan Antikythera düzeneğinin, gezegenlerin konumu ve Güneş tutulması vaktinin tahmin edilmesi hatta olimpiyat oyunlarının zamanlarını da dört yıla kadar gösterebilen mekanik bir hesap makinesi olduğu keşfedilse de nasıl çalıştığıyla ilgili araştırmalar sürüyor.