İngilizcede hacker sözcüğü gerçekte "baltayla budayıp yontan kişi, ya da marangoz" anlamına geliyor.
Bu işin doğasından olsa gerek, sözcük zamanla teknolojik engellere sıradışı çözümler getirmekten zevk alan kişileri betimlemek için kullanılmaya başlandı.
Bilgisayar korsanlığı 1950'lerin sonlarında, elektrik düğmelerine tutkun MIT Tech Maket Demiryolu Kulübü üyelerinin bir IBM 704 merkezi bilgisayar sistemini denetlemek üzere delikli kartlar üretmeye başlamalarıyla birlikte ortaya çıktı.
Kulübün ilk programlarından biri ana bilgisayar konsolunun üzerinde ışıkların yanmasını sağlayarak, bir düğmeye basıldığında konsolun soldan sağa ardından sağdan sola zıplayan bir topu andırmasına neden olan bir kodlamaydı. Bilgisayar Ping-Pong'u işte böyle ortaya çıktı!
1970'lerin başlarına gelindiğinde, bilgisayar korsanlarının babası sayılan John Draper, Cap'n Crunch marka bir mısır gevreği paketinden çıkan oyuncak düdüğün çıkardığı sesin AT&T şirketinin uzak mesafe görüşme sistemine erişim için kullandığı 2600 hertzlik sinyale eşit frekansta olduğunu fark etti. Böylelikle, telefon hatlarına girip ücretsiz görüşme yapmanın ve de kısa süreliğine kodesi boylamanın yolu açılmış oldu.