Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili basında yer alan bir takım haberler üzerine resen soruşturma başlattı.
Soruşturma, terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla görevli Başsavcıvekilliği tarafından gerçekleştirilecek.
Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Görüşen'in yürüteceği soruşturma çerçevesinde, Özal'ın yaşamını yitirdiği Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki kayıtlar yeniden incelenecek.
Soruşturma kapsamında önümüzdeki günlerde bir takım kişilerin ifadelerine de başvurulabileceği öğrenildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Turgut Özal'ın eşi Semra Özal'ın, 30 Ocak 2006'da bir gazetede, eşinin ölümüne ilişkin yer verilen bir takım iddiaları üzerine, eski milletvekili Emin Şirin tarafından 31 Ocak 2006'da yapılan suç duyurusunun ardından yürüttüğü soruşturmada ''takipsizlik'' kararı vermişti.
Başsavcıvekili Mehmet Çavuşoğlu tarafından, 2 Mart 2006 tarihinde verilen kararda, ''Semra Özal'ın, söyleşisinde yaptığı açıklamaların herhangi bir belgeye dayanmadığı, mevcut Hacettepe Hastanelerince düzenlenen raporların aksine eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün zehirlenme ile bir ilgisinin olmadığı, kalp yetmezliğinden meydana geldiği anlaşıldığından kamu davası açılmasına yer olmadığına'' karar verildiği kaydedilmişti.
Öte yandan, Özal'a yönelik 1988 yılında düzenlenen suikast girişimiyle ilgili basında yer alan haberler üzerine soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali, ''yetkisizlik'' kararı vererek, soruşturma dosyasını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Gönderilen bu soruşturma dosyasının, mevcut soruşturma dosyası ile birleştirileceği ve Özal'a yönelik 1988 yılındaki suikast girişimine ilişkin iddiaların da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturulacağı kaydedildi. (AA)
Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasına yönelik 18 Haziran 1988'de yapılan suikast girişimiyle ilgili iddialarına yönelik açılan soruşturma kapsamında ifade vermişti.
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde, merhum Cumhurbaşkanı babası Turgut Özal'a yönelik suikast iddialarına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali'ye ifade veren Ahmet Özal, adliyeden ayrılışında basın mensuplarına açıklama yaptı.Ahmet Özal, şunları söylemişti:
''Ben sayın savcımıza gerek suikastıyla ilgili gerekse vefatıyla ilgili bildiklerimi, duyduklarımı bazı isimleri, olayları hadiseleri yıllardan beri bazı konuşulmamış bilinmeyen olayları anlattım. Şimdi bu isimlerle ve olaylarla ilgili birinci olarak kanunu sebeplerden dolayı bunlarla ilgili konuşmam yasaktır. İkincisi soruşturmanın selameti açısından doğru değildir. Üçüncüsü de bu isimlerin, olayların, can güvenliği açısından konuşulmaması gerekir. Ama çok süratli bir çalışma olduğunu, sayın savcımızın bu konuda zaten çalışma yapmış olduğunu gördüm çok da mutlu oldum. Artık Türkiye'de, Türkiye'nin 1993 yılını siz gazeteci olarak incelemeniz lazımdır.
"Sayın rahmetli Uğur Mumcu ile başlayan rahmetli Eşref Bitlis ile devam eden, rahmetli Özal ile devam eden, Adnan Kahveci'nin vefatıyla süren, Madımak olayları, 33 erin şehit olması... Bir dönemin, bir PKK meselesinin çözümü, bir Kürt meselesinin çözümüyle ilgili, sıcak ortamın başladığı bir dönemin kapanmasıdır. O günden bu güne 17 sene geçti. Çok şehitler verdik olayları çözemedik. O dönemler özellikle Eşref Bitlis Paşa ile rahmetli çok yakın ilişkiler içerisinde çözüme ulaşmışlardı.
Türkiye o dönem, önemli bir dönemdir 93 yılı. Belki bugün konuşulan Ergenekon davalarından 100 kat daha önemlidir. Bunlar hiçbir zaman gizli kalmaz. Rahmetlinin de bana söylediği buydu. Hatta ben kendisini en son Türkmenistan'da gördüm o zaman da kendisi döner dönmez bu meseleyi bizzat çözeceğini bana söylemişti. Döndükten sonra zaten cumartesi günü vefat etti.'' Özal, açıklamasının ardından adliyeden ayrıldı.