Bundan 7 yıl önce 28 Mayıs 2013 günü Taksim'de bulunan 'Gezi Parkı'ndaki ağaçların yer değiştirmesi bahane edilerek bir kalkışma başlatıldı.
Kısa sürede örgütlerin planlı bir kalkışması olduğu öğrenilen kalkışma yaklaşık 15 gün sürdü. Geniş çaplı bir kaos ortamı oluşturan eylemler sırasında aralarında çok sayıda güvenlik güçlerinin de bulunduğu yüzlerce kişi yaralandı. Kalkışma sırasında 8 kişi de hayatını kaybetti.
KARANLIK AMAÇ ENGELLENDİ!
Kalkışma sırasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beşiktaş'ta bulunan Başbakanlık Ofisi'ni ele geçirmeye ve tüm dünyaya Başbakanlık makam odasının işgal edildiği görüntüsünü vermek isteyen terör gruplarınca yürüyüş düzenlendi. Bu amaç güvenlik güçlerince engellendi.
SEN HALA ANLAMADIN MI?
Gezi olayları sırasında sanat camiası ve siyasi alanda tanınan yüzler de yürüyüşlerde boy gösterdi. Bu isimler arasında; Mehmet Ali Alabora, Levent Üzüncü, Sırrı Süreyya Önder, firari Can Dündar'da bulundu. Mehmet Ali Alabora'nın Gezi Kalkışması'nın asıl amacını adeta itiraf ettiği şu tweeti de sembol oldu: "Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?"
EKONOMİYE BÜYÜK ZARAR
Gezi Parkı ihaneti sırasında Türkiye milyonlarca liralık zarara uğratıldı. Gezi olaylarıyla 2013'ün Haziran ayında piyasalar uzun süren negatif bir döneme girdi ve TL varlıklar satış baskısı altında kaldı. Sadece Borsa İstanbul'da işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri bile Gezi olayları ile başlayan ve 3 ay etkisini sürdüren dönemde 164 milyar lira geriledi.
ARAÇLAR YAKILDI, MALLARA ZARAR VERİLDİ
Gezi olayları ile oluşan kargaşanın piyasalarda ölçülebilen hasarın yanı sıra kırılıp dökülen, yakılan araç ve mal ile gerek yatırımcı gerekse tüketiciler üzerinde yarattığı psikolojik etki, parasal değeri ölçülmesi neredeyse imkânsız olan bir faturaya neden oldu.
DOLAYLI MALİYETİ DUDAK UÇUKLATIYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz aylarda yaptığı konuşmasında, Gezi olaylarının Türkiye'ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise 100'lerce milyar doları bulduğunu söyledi.
ENFLASYONU DA VURDU
Gezi olayları öncesinde yüzde 6,13'e kadar gerileyen yıllık enflasyon, sonraki 3 ayda yüzde 8,88'e kadar yükselirken, işsizlik oranı da artış trendine giren önemli göstergelerden biri oldu.
DAVA AÇILDI
Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda 2019 yılında Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da bulunduğu 2'si tutuklu 6'sı firari 16 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 657 sayfalık iddianamede, Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 kişi şüpheli, 746 kişi de müşteki olarak yer aldı.
İddianamede, şüphelilerin 'Gezi olayları' olarak anılan ancak bir kalkışma girişimi olan hususlarla ilgili 2011'den itibaren yönlendirme yaptıklarına değinildi.
Şüphelilerin 2013'te meydana gelen olayların ve eylemlerin finansmanı ile koordinasyonunun sağlanmasına yönelik eylemlerine de iddianamede yer verildi.
HANGİ SUÇLAR İSTENDİ?
Tüm şüpheliler hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bazı şüphelilerin "mala zarar verme", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması", "ibadethane ve mezarlıklara zarar verme", "ateşli silahlar kanuna muhalefet", "nitelikli yağma" ve "nitelikli yaralama" gibi suçlardan da değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istendi.
7 SANIĞIN DOSYASI AYRILDI
İddianame, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilerek 24 Haziran 2019'da yargılama başladı. Davanın geçtiğimiz aylarda görülen duruşmasında ise 9 sanık beraat etti, yedi sanığın dosyaları ayrıldı.
Mahkeme heyeti ayrıca, tek tutuklu sanık Osman Kavala'nın başka suçtan hükmü olmaması halinde tahliye edilmesine hükmetti.
Kararda mahkeme heyeti, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Mehmet Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi ve Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "mala zarar verme", "nitelik yağma", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "kasten yaralama", "ağırlaştırılmış yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından dava açıldığını hatırlatarak, "yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı"ndan sanıkların beraatine karar verdi.
FİRARİ SANIKLARA YAKALAMA KARARI
Firari sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin dosyalarının ayrılmasını kararlaştıran mahkeme, bu sanıklar haklarındaki yakalama kararlarını kaldırdı. Mahkeme, bu sanıklar hakkında ifadelerinin alınmasına yönelik yakalama kararı çıkardı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın karara itiraz edilmiş, dosya istinaf mahkemesine gönderilmişti. Dava istinaf mahkemesinde görülüyor
GEZİ İHANETİ VE 7 YILLIK EKONOMİK SAVAŞ
28 Mayıs 2013'de başlayan gezi ihaneti ve sonrasındaki olaylar neyi hedefliyordu? Ekonomideki hangi gelişmeler kimi rahatsız etti? Rakamları nasıl bozmaya çalıştılar. Geziden 14 gün önce hangi olay yaşandı? Sabah gazetesi yazarı Faruk Erdem 7 yıllık ekonomik savaşın perde arkasını yazdı:
7 yıl önce ağaçları bahane ederek Türkiye'nin tüm değerlerine saldıran vandallar ve bu kaosu kullanan terör örgütlerinin ekonomiye verdiği zarar Gezi olaylarından sonraki 3 aylık dönemde 100 milyar dolarları aştı. Borsa, faizler, enflasyon ve işsizlik rakamları ile Türk Lirası zarar gördü. Bunun yanında ülkeye parayla ölçülemeyen zararlar da verdiler. Üstelik bu saldırılar 7 yıldır sürüyor. Bütün bu tahribat tamir ediliyor, gerekli cevaplar veriliyor. Peki kim bunlar ve ne istiyorlar…
Tarihler 14 Mayıs 2013'ü gösterdiğinde Türkiye IMF'ya son taksitini ödeyerek ülke kaynaklarının faizle sömürülmesine son verdi. Bu süreçte ekonomideki veriler hızla iyileşirken halkın refah seviyesi yükselmeye başladı. Türkiye, üçüncü köprü, üçüncü havalimanı, tüp geçitler, otoyollar gibi mega projelere başladı.
İşte bu manzara Türkiye düşmanlarının hoşuna gitmedi. İMF'ye son taksitin ödenmesinden yani faiz hortumunun kesilmesinden tam 14 gün sonra ağaç bahanesiyle sokaklar karıştırılmaya başlandı. Ne kadar terör örgütü ve illegal yapı varsa bu kaos ortamından rant devşirmek için meydanlara çıktı. Araçlar yakıldı, esnafa saldırıldı, milli servet yok edilmeye uğraşıldı.
Zaten 'ağaç' sevgisinin bir bahane olduğunu Gezi ihanetini düzenleyenler de itiraf etmişlerdi bile. Hedef Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türk milletinin huzuru ve refahıydı. Tabiki başarılı olamayacaklardı ve zaten de olamadılar. Ama bunların iplerini ellerinde tutan dışarıdaki güç odakları asla boş durmadı, durmuyor.
MAKSAD EKONOMİYE ZARAR VERMEK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı bir konuşmada, Gezi olaylarının Türkiye'ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise 100'lerce milyar doları bulduğunu söylemişti.
Gelin biraz daha detaylı bakalım.
*Gezi olaylarıyla 2013'ün haziran ayında piyasalar uzun süren negatif bir döneme girdi, TL varlıklar satış baskısı altında kaldı.
*Sadece Borsa İstanbul'da işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri 3 aylık dönemde yüzde 30 düşüp 164 milyar lira geriledi.
*Borsa İstanbul dolar bazında yüzde 40 değir kaybetti
*1.70 TL'ye kadar gerileyen dolar hızla yükseldi TL değer kaybetti
*Kur baskısı karşısında MB 550 baz puan faiz artırdı.
* Mayıs 2013'te yüzde 4,61 olan tahvil faizleri 3 ayda yüzde 9,25'e çıktı
*Yüzde 6.13 olan enflasyon 3 ayda 8.88'e çıktı
*1 ayda yabancılar 8 milyar dolarlık çıkış yaptı.
*Yakılan yıkılan milli servet, esnafın zararı, tüketici üzerindeki psikolojik etki ölçülemedi.