Osmanlı Devleti'nin ardından kurulan yeni Türk devletinin bağımsızlık yolunda attığı ilk diplomatik adımlardan biri Gümrü Antlaşması'dır. Tarihte önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen bu antlaşma, Millî Mücadele döneminde kazanılan askerî zaferlerin diplomatik bir başarıya dönüşmesinin ilk örneklerinden biridir. Peki, Gümrü Antlaşması nedir, ne zaman imzalanmıştır, kimler arasında yapılmıştır ve önemi nedir?
Gümrü Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükûmeti ile Ermenistan arasında imzalanmış olan ve Doğu Cephesi'nde savaşı sona erdiren bir barış antlaşmasıdır. TBMM'nin uluslararası alanda imzaladığı ilk resmî antlaşma olma özelliğini taşır. Ayrıca bu antlaşma, Sevr Antlaşması'nı hükümsüz kılan ilk belge olması bakımından da tarihî bir öneme sahiptir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti ile Ermenistan arasında yapılan Gümrü Antlaşması, 3 Aralık 1920 tarihinde imzalanmıştır.
Doğu Cephesi, Ermenilerin Doğu Anadolu'da ilerlemesini durdurmak amacıyla açılmıştı. 28 Eylül 1920'de Kazım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu, Ermeni kuvvetlerine karşı taarruza geçti. Sarıkamış ve Kars Muharebeleri sonucunda Türk ordusu üstünlük sağlayarak Ermenileri geri çekilmek zorunda bıraktı. Bu süreçte Kars, Ardahan ve Iğdır yeniden Türk topraklarına katıldı. Geri çekilen Ermeni birliklerini takip eden Türk ordusu Gümrü'ye kadar ilerledi. Bu gelişmeler üzerine Ermenistan barış istemek zorunda kaldı ve 3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı.
TBMM adına Gümrü Antlaşması'nı Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir, Kaptancızade Hamit Bey ve Süleyman Necati Bey imzalamıştır.
Antlaşmanın öne çıkan hükümleri şu şekildedir:
Batum, Kars, Sarıkamış, Oltu, Ardahan ve Artvin çevresi Türkiye'ye bırakılmıştır.
Ermenistan, Doğu Anadolu üzerindeki tüm iddialarından vazgeçmiş ve "Büyük Ermenistan" hayali sona ermiştir.
Ermenistan, Sevr Antlaşması'nın geçersiz olduğunu kabul etmiştir.
TBMM Hükûmeti uluslararası alanda ilk diplomatik başarısını kazanmıştır.
Misak-ı Milli'nin doğu sınırları büyük ölçüde kesinleşmiştir.
Bu başarı, halkın TBMM'ye ve ordusuna olan güvenini artırmıştır.