Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı oy oranları son seçim anket sonuçları ile az çok gözler önüne seriliyor. 6'lı masa adayının belirlenmesi sürecinde yaşadığı kararsızlıklar vatandaşlar üzerinde büyük bir güvensizlik görüntüsü oluştururken seçmenin tercihi her geçen gün Cumhur İttifakı lehine artış gösteriyor. Peki, son seçim anket sonuçları nasıl? İşte Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı oy oranları ile seçim anketlerindeki son durum.
SON SEÇİM ANKETİ SONUÇLARI
2023 genel seçimleri için geri sayım sürerken "Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirdiniz?" sorusu yöneltilen seçmenin tercihi her geçen gün Cumhur İttifakı lehine artış gösterirken bilindiği üzere aylardır sürüncemeye giden 6'lı masa adayı sonunda açıklandı.
İşte Mahmut Övür'ün "Masadaki kirli pazarlıklar" başlıklı yazısından seçim anketi bölümü
Aslında Altılı Masa yaşadığı siyasi krizi aşsa da aşmasa da sahadaki durumları öyle söylendiği gibi parlak değil. Bu gerçek, deprem döneminde de değişmedi. Her seçim öncesi olduğu gibi sokaktan habersiz bir siyaset sınıfı, "yalan medya" manşetlerinin de desteğiyle hep aynı şeyi söyledi: "Bu seçimde iktidarız..." Sonra da seçmenlerine hayal kırıklığı yaşattılar.
Şimdi de "Geliyor gelmekte olan" demeleri farklı bir sonuç doğurmayacak. Önümde Optimar Araştırma'nın "Yüzyılın Felaketi" diye nitelenen depremin yaşandığı 19-23 Şubat tarihleri arasında 26 ilde 2 bin kişiyle yüz yüze yaptığı bir anket var.
O ankette, "Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna verilen cevaplar şöyle:
AK Parti: Yüzde 40, CHP: Yüzde 25.7, İP: yüzde 10.1, HDP: Yüzde 9.6, MHP yüzde 7.1, Memleket Partisi: Yüzde 1.7, Yeniden Refah Partisi: Yüzde 1.2. Saadet Partisi: Yüzde 1.2.
Diğer partilerin oranları 1'in altında...
Cumhurbaşkanı adayları arasında da durum farklı değil:
Recep Tayyip Erdoğan: Yüzde 43.2, Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 13.5, Mansur Yavaş: Yüzde 11.8, Ekrem İmamoğlu: Yüzde 7.4.
Akşener'in kavga çıkardığı İmamoğlu, Demirtaş'ın bile gerisinde kalıyor. Gördüğünüz gibi HDP destek verse de bu sonuç değişmiyor.
Bu tablodan Başkan Erdoğan'ın dediği, "Oturdular, konuştular, dağıldılar" gibi bir sonuç çıkması şaşırtıcı değil.
Bir taraftan da A Haber ekranlarında yayınlanan Satır Arası programına katılan Kamuoyu Araştırmacısı İhsan Aktaş son seçim anketlerinin sonucunu paylaşmış ve son anketteki AK Parti ve MHP'nin oylarını canlı yayında açıklamıştı.
"Vatandaş bunalıp zora girdiği dönemde bir arayışa girdi. Rusya-Ukrayna savaşında ekonomi ve enflasyon konusunda atılacak adımlar merak ediliyordu.
O dönemde millet muhalefete baktı. Millet İttifakı o dönemde yüzde 45'lere kadar gelmişti. Millet aslında bir takdir vermişti Millet İttifakı'na. Masa kavgaya devam ederken çok fazla şey yaşandı."
CUMHUR İTTİFAKINDA CİDDİ TOPARLANMA VE YÜKSELİŞ
"Döviz disiplin altına alındı, asgari ücret, memur ve emekli maaş zamları, sosyal konut projeleri, EYT, Togg'un resmi olarak banttan inmesi gibi adımlar atıldı.Cumhur İttifakı bunların her birinden 1-2 puan oy arttırdı.Şu an ("Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" diye sorulduğunda) AK Parti yüzde 40'larda, MHP yüzde 8,5 civarında."
ifadelerini kullandı.
Öte yandan SABAH Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, bugün kaleme aldığı "1 Cumhurbaşkanı 5 Yardımcı ve 2 yedek!" başlıklı köşe yazısında, 6'lı koalisyon masasının cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecine değindi. "Bunun adına "Protez Siyaseti" denir. Masanın kesilen bacağına protez takıp ayakta tutma formülüdür bu." ifadelerini kullanan Okan Müderrisoğlu, önemli değerlendirmelerde bulundu
Okan Müderrisoğlu, bugün kaleme aldığı köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
Bunun adına "Protez Siyaseti" denir. Masanın kesilen bacağına protez takıp ayakta tutma formülüdür bu.
Kaderin cilvesine bakın ki...
CHP Genel Başkanı'nın cumhurbaşkanı adaylığını bir kandil gecesi Saadet Partisi lideri açıkladı. Ve hayatın gerçekleri de CHP'ye mübarek "üç ayları" hatırlattı.
O Kemal Kılıçdaroğlu ki daha düne kadar, "Parti genel başkanları cumhurbaşkanı adayı olmamalı. Tarafsızlık yeminine nasıl bağlı kalacak?" diye iddialı sözler söylüyor, kendini de bağlıyordu. Öyle ya, CHP rozetini çıkarmak Kemal beyin siyasi kimliğini mi değiştirecek, hafızasını mı silecek?
6'li Masa'yı aksak da olsa yeniden bir araya getirme formülü esasen "çok başlılık çıkmazı" demek. 5 genel başkana "cumhurbaşkanı yardımcılığı ulufe gibi" verilirken İstanbul ve Ankara belediye başkanlarına ise aynı makam "havuç" olarak gösterilmiş, vaziyet şimdilik idare edilmiştir. SP önündeki açıklamada Sn. Akşener'in ekranlara yansıyan yüzü, ilerisi için çok şeyi anlatmakta, elbet bir gün rövanşın alınacağını bugünden hissettirmektedir.
Kaldı ki...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı peşinen "cumhurbaşkanı yardımcısı" ilân etmek DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi ile liderlerini "sıfırlamak" anlamına gelecekti. Üstelik çözüm diye sunulan "pantolon olmadı, gömlek verelim" reçetesinin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in bulduğu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kerhen evet dediği" bir çıkış yolu olmadığı da zaten Ankara kulislerinde konuşuluyordu.
Eldeki veriler, iki belediye başkanının, güç ve kapasitelerini hayli aşan bir oyunun figüranı olmayı kabullendiklerine ve anayasaya aykırı biçimde çift şapka takmasına işaret etmekteydi. Gel gör ki... Ahmet Davutoğlu'nu Ekrem İmamoğlu'na; Ali Babacan'ı da Mansur Yavaş'a bağlamayı düşünmek abesle iştigaldi. Bu aşamada iki belediye başkanı yedek cumhurbaşkanı yardımcılığına çekilmiş olsa da "yarına Allah kerim!" diye bakıldığı bir gerçekti.
6'lı Masa'nın, masa paydaşlarına bırakılmayacak kadar önemsenmesi de dikkate alındığında, bir detay ilgi çekici hale gelmekte.
Şöyle tasavvur edelim... Kemal Bey, cumhurbaşkanı seçilmiş, "Millet İttifakı Komiseri" görünümüyle iki -eski- belediye başkanı da yardımcısı olmuş.
Bu tablo bize eski Türkiye'den bir kareyi çağrıştırdı. Hilmi Özkök'ün genelkurmay başkanlığına gelmesine karşı çıkan, Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun süresini uzatmayı deneyen müesses nizam, bu hamlesinden istediği neticeyi çıkaramayınca, bir B Planı geliştirmişti. Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman sürpriz şekilde Kara Kuvvetleri Komutanı, Şener Eruygur da Jandarma Genel Komutanı yapılmış, böylece Özkök Paşa bir tür "kuşatmaya alınmak istenmişti!" Sonrasında yaşananları, ödenen bedelleri, ihtirasların acı sonuçlarını hâlâ hatırlıyoruz.
Ve nihayet...
Yeni kuşak gazeteciler "koalisyonlu günleri" pek yaşamadıkları için bugün olup bitenlere "sıcak saatler", "hareketli dakikalar" olarak bakabilirler. Haklılardır da... Ama bizim gibi kıdemi müsait meslektaşlar; farklı partiler arasındaki iktidar çekişmelerini, bakanlar kurulundan yıpratma amaçlı sızdırılan özel bilgileri, sık sık gerçekleşen içi boş liderler zirvelerini ve ülkeye yarattığı maliyeti iyi bilirler.
Sn. Akşener'in deyişi ile ister "kumar masası" isterse "noter masası" olsun, ortada küçük hesaplara dayalı "pazarlık masası" olduğu kesinleşmiştir. Güven açığının had safhaya çıktığı, yenilir yutulur olmayacak lafların edildiği, her kafadan bir ses çıkan siyasal birlikteliğin, -Allah muhafaza- iktidara gelse ülkeyi nasıl yönetemeyeceği bugünden ortaya çıkmıştır. Açıklanan 12 madde, Masa bileşenleri için ne kadar gerekli ise Türkiye'nin istikrarı açısından o derece tehlikelidir.