İstanbul iftar saati ve vakti Ramazan İmsakiyesi ile araştırılıyor. On bir ayın sultanı, rahmet ve bereket ayı ibadetlerle idrak ediliyor. "İstanbul iftar vakti saat kaçta, ne zaman, iftara ne kadar kaldı?" soruları yanıt arıyor. İl il iftar vakti, sahur vakti ve imsak saatleri Diyanet İşleri tarafından yayınlandı 'Ramazan-ı şerifteki bir oruç, bin oruçtan üstündür' anlayışı ile oruç ibadetini yerine getiren İslam alemi, 21 Nisan'da bayrama ulaşacak Peki, Ramazan'ın 12. günü İstanbul iftar vakti saat kaçta? İşte, Diyanet tarafından paylaşılan İstanbul İmsakiye 2023 takvimi…
İL İL İMSAKİYE 2023 TAKVİMİ 24 MART
Ramazan ayının ikinci günü geride kaldı. Oruç ibadetini yerine getirmek için sahura kalkanlar, sahur ve iftar vakitlerini merak ediyor.
30 günlük Ramazan İmsakiye ile sahur vakti, iftar vakti ve imsak vakitleri bilgilerine sabah.com.tr'nin İmsakiye 2023 sayfası üzerinden ulaşabilirsiniz.
İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer iller için 3 Nisan Pazartesi günü sahur ve iftar vakti şöyle;
- İstanbul iftar vakti için akşam ezanı ise 19:37'de okunacak.
- İstanbul'da teravih namazı vakti ise 20:59
* 30 günlük >> İstanbul İftar Vakti < sayfası için>
* 30 günlük >> İstanbul sahur Vakti < sayfası için>
İmsakiye < linkine tıklayarak tüm illerin iftar ve sahur vakti bilgisini>
İFTAR DUASI NASIL YAPILIR?
"Allahümme leke sumtu ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkıke eftartü ve savme'l-Ğadi min şehri Ramazane neveytü, feğfirlî mâ kaddemtü ve mâ ahhartü."
İşte Türkçe anlamı:
"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"
SAHUR DUASI NASIL YAPILIR?
Peygamber Efendimizin sahur duası şöyledir:
"Ey bu gecenin ve biraz sonra oIacak sahurun Rabbi oIan AIIah'ımız.. Bizi iftarIara uIaştırırken günahIarımızdan arınmış oIarak orucumuzu açmayı nasip eyIe… Âmin…"
RAMAZAN AYINDA NE OLMUŞTUR?
Müslüman alemi için bereket ayı olarak kabul edilen on bir ayın sultanına sayılı günler kaldı. Ayet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Ramazan ayının başlıca özellikleri şu şekildedir;
- Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında indirilmeye başlamıştır.
- İslamın şartlarından birisi olan oruç ibadeti bu ayda yerine getirilir.
- Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) inanarak teravih namazını kılan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağı müjdesini vermiştir. Kendisinin de bizzat kılarak ümmeti için sünnet olduğunu bildirdiği teravih namazı da yine bu aya özel ibadetlerden birisidir.
- Fıtır sadakası (fitre) bu ayın sonuna ve bayramdan önce verilmektedir.
- Bazı hadis kaynaklarında bu ayda umre yapanların hac sevabı alacağı belirtilmiştir.
- Bu ay içerisinde yapılan ibadetler diğer aylara göre daha çok mükâfat verileceği yine hadislerde belirtilmektedir.
- Kur'an-ı Kerim ayı olarak bilinen bu ay içerisinde bolca Kur'an okunmalıdır.
Bazı hadislerde, oruç tutmaya niyetlenen bir kimsenin sahuru tamamen terk etmemesi, bir yudum su bile olsa içerek orucuna öyle başlaması tavsiye edilir. Sahur yemeği "mübarek gıda" olarak nitelendirilmiş olup sahur sofrasına oturanların ve sahura kalkanların Yüce Allah'ın rahmetine, meleklerin duasına mazhar olacağı bildirilmiştir (Ebû Dâvûd, "Ṣavm", 17; Nesâî, "Ṣıyâm", 25-26).
Sonuç olarak sahura kalkmak zorunlu bir hal değildir. Ancak sevilen bir davranıştır. Sağlık açısından bakıldığında da gün boyu oruç tutacak kimsenin oruca güç yetirebilmek ve günlük ihtiyaç duyduğu besinleri vücuduna alabilmek adına sahur yemeği yemesi uygun görülür. Ayrıca Peygamber Efendimiz'in bu sünnetini yerine getirmek, bu kıymetli vaktin bereketinden ve faziletinden faydalanmak, Ramazan ayında yapılacak güzel işlerdendir.
Öte yandan, sahurun Müslümanların orucunu daha önceki ümmetlerden ayıran bir özelliği olduğu Peygamber Efendimiz'in bir hadisiyle bildirilmiştir. Bu hadisin açıklamasında, sahur yemeğinin Müslümanlara sunulan bir kolaylık olduğundan, bu nedenle Ehl-i kitaptan farklı davranmak için sahura kalkmanın bu nimetin şükrü manasına geleceği bildirilir. (Müslim, "Ṣıyâm", 46; Ebû Dâvûd, "Ṣavm", 16; Nesâî, "Ṣıyâm", 27; Tirmizî, "Ṣavm", 17)