Benim bir çocuğum var. Dolayısıyla çocuğu olmayanların duygularını tam olarak anlayabilmem mümkün değil. Ama Seren Serengil'i anlamaya çalıştım. Yine de onunla konuşurken, "Boşver takma kafana, herkesin çocuğu yok ki. Önemli olan senin sağlığın" dedim. Ama takmış kafaya işte. Kendisinden çok, eşini düşünüyor. "Hadi ben bununla yaşamak zorundayım ama bu durum Musa'nın da kaderi olmak zorunda mı?" diyor. Seren'i yıllardır tanıyorum. Mutlu ve kalabalık bir aile olma konusundaki takıntısını da biliyorum. Mutluluğu buldu, dilerim bebek de gelir bir gün. Ama evliliğin geleceğinin bir bebeğe bağlı olmasını ve bunda da tüm sorumluluğu kadının taşıması çok ağır değil mi? Biliyorum ki, bu sorun nedeniyle evliliği sona eren pek çok kadın var. Seren bile böyle hissediyorsa, varın, o kadınların halini ve üzerlerindeki baskıyı siz düşünün...