Sümer tapınaklarına verilen isim nedir, sorusu bizi Sümer medeniyetini yakından incelemeye iter. Sümerliler Mezopotamya'da yaşayan ve dönemine göre oldukça gelişmiş bir uygarlıktır. Sanat, edebiyat bilim ve matematik gibi alanlarda gelişen bu uygarlığın kendine özgü bir dini yapılanması ve inanışı da vardır. Yine inşa ettiği mimari yapılar arasında en dikkat çekeni de tapınaklarıdır. Bu noktada, Sümerlerin tapınaklarına ne ad verilir bakacak olursak kendilerine özgü bir isimle karşılaşırız.
Büyük uygarlıkların ve dünya kültür mirasının temellerini atan Sümerler, tarih sahnesine diğer medeniyetlere göre daha erken çıkmıştır. M.Ö 4000 yıllarından itibaren başlayan tarihiyle Sümerler: yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gibi pozitif öğretilerin yanı sıra din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda da diğer medeniyetlere örnek olmuşlardır.
Bu medeniyet, yaşamış olduğu her bölgede kendi soylarından oluşan yerleşim sistemi içerisine girmiştir. Sümerliler, böylece bölgesel site devletleri ve site devletlerinin bir araya gelmiş olduğu bir medeniyet oluşmuşlardır. Sümerlerin bölgesel olarak bu yapılanmaları irili ufaklı 35 Şehir Devleti kurmalarını sağlamıştır.
Mezopotamya'da (Dicle ve Fırat Nehirlerinin arası) yaşamış olan Sümerler, bilim ve teknik konularında içinde bulunulan tarih çağının oldukça ilerisinde bir medeniyet kurmuşlardır. Sümerlerin ev aletlerinde çanak, çömlek, kazan, ekmek pişirme tandırları gibi birçok araç ve gereci icat ettiği ve yaptığı bulgulanmıştır. Bunların yanında Sümerler sert ve güçlü madenleri de işleyerek oldukça gelişmiş bir mimari yapı tekniği kullanarak taş, kerpiç ve tuğlalar kullanmış ve iki ya da üç katlı evler inşa etmişlerdir. Şaşırtıcı şekilde bir sulama sistemi kullanmışlardır. Bataklıkları kurutup yaşadıkları bölgelere kanallarla su taşımışlardır. Setler yaparak sel baskınlarının önlemişler ve barajlar yapıp ihtiyaç sularını da koruma altına almışlardır. Sümerler yapmış oldukları düzenli sulama kanalları ile tarım arazilerinden oldukça verim almışlardır. Ayrıca elde ettikleri mahsulleri depolamayı başarabilmişlerdir.
Bilim ve Teknik alanında diğer tüm toplumların önünde olan Sümerler, Matematik ve Geometrinin temellerini de atmışlardır. Matematiğin temeli olan dört işlemi bulmuşlar ve dairenin alanını da hesaplamayı başarmışlardır. Sümerler, tüm bunların yanında zaman hesaplamasında inanılmaz bir başarı elde ederek gelişmiş bir takvim kullanmaya başlamışlardır. Tarihte Ay yılına dayalı ilk takvimi bulmuş olan Sümerler takviminde, yıl 360 gün, aylar 30'ar gün olarak hesaplanmıştır. Bütün bunlara ek olarak güneş saatini de ilk Sümerler bulmuştur. Bu güneş saati yalnızca günleri ve ayları değil güneşin hareketleriyle saatleri de hesaplamışlardır.
Tarihte, Sümerlerin dini inanışlarını bulgulayabilmek için edebi metinler oldukça önem taşımaktadır. Bu metinler Sümerlerin dini inanışlarını, sosyal düzenlerini, güçlerini, dünya görüşlerini yansıtmaktadır. Bunların yanında bu metinler Sümerlerin dini inanışlarına dair de bilgiler vermektedir.
Sümerlerin dini çok tanrılı bir dindi. Sümerlere göre dünyada görülen, hissedilen her nesnenin ve her canlının bir tanrısı vardı. Sümerlere göre Tanrılar insan görüntüsünde, fakat ölümsüz ve insanüstü güçlere sahipti. İnsanlar gibi onların da çocukları ve eşlerinden oluşan aileleri vardı. Bu aileler de kral gibi bir baş tanrı altında toplanırlardı. Yine, Tanrılar da insanlar gibi sever, üzülür, kızar, kıskanır, kavga eder, kötülük yapar, hastalanır, hatta yapabilirlerdi. Yer, gök, su, hava Tanrılar'ı yaratıcı; diğerleri idare edici tanrılardı.
Her uygarlıkta olduğu gibi Sümerlerin de dini inanışlarını tanrıya sunmak için yerleri bulunmaktaydı. Sümerlerin de tapınaklarına Ziggurat denilmektedir. Ziggurat, yükselmiş yere kurmak anlamına gelmektedir. Antik Mezopotamya vadisinde ve İran'da terası bulunan bu yapılar piramitlere benzemektedir.
Zigguratlar, Sümerlerin tapınağı olamasın yanında aynı yapı Babillerde ve Asurlarda da kullanılmaktadır. Mezopotamya'da Zigguratlar'ı sadece halkın ibadet ettiği ya da tören yaptığı mimari yapılar değildi. Bu tapınaklarda tanrıların bulunduğuna inanılırdı.