Orçun Ünal, ilk kitabı Dekadans ve Ölüm ile oldukça ilgi görmüştü. Geleceğin en iyi yazarlarından biri olacağı düşünülmüştü ve hakkında şunlar söylenmişti: "Daha ilk yazmaya başladığı 2006-2007 yıllarında adını koyduğu ilk öykülerinde yalnızlık, ölüm, pişmanlık ve masumiyet meselelerini daha çok kişisel bir perspektifle ele alırken, kitabında aynı meselelere giderek toplumsallaşan bir yaklaşımla -elbette bireyselliğinden ödün vermedeneğiliyor." Bir sonraki kitabı ise şöyle müjdeleniyordu: "Ölümü anlattığı ilk kitabından sonra zulme odaklandığını belirterek insanın, doğanın, tarihin, talihin ve Tanrı'nın insana zulmünü ele alan boşluk, hiçlik, sessizlik kavramlarının etrafında dönen öyküler üzerinde çalıştığını söylüyor." Bu Ben Değilim, Orçun Ünal'ın ikinci öykü kitabı. İçinde 15 sarsıcı öykü barındırıyor kitap. Boşluk, hiçlik ve sessizlik; önce öykü isimlerinden başlıyor: Zemin'i Beklerken mesela yahut Sonsuzluk ve Bir An ve hatta Gönderilemeyen. Deneyerek, tartarak, eşeleyerek, sarsarak yazıyor Ünal. Sessizliği, hiçliği, boşluğu ve dahasını. Bir artı bir her zaman iki etmez. Bazen daha büyük bir bir, eder. Bu Ben Değilim daha büyük bir bir olma iddiası taşıyor. Bunun en büyük sebebi kuşkusuz Ünal'ın sıradışı üslubu. Ünal Türkiyeli edebiyatta avangart eserlere imza atan bir öykücü. Teknik ve biçem bakımından yeni yöntemler deneyen ve bunu yaparken içeriği önplana çıkarabilen bir yazar. Deneysel bir tarzı var. Üstkurmacayı ve metinler arası göndermeleri seviyor ve sürekli kurguyla oynuyor. Öykü Türkiye'de romanın gerisinde kalmış bir tür. Oysa Ünal ısrarla öykünün peşinden gidiyor, bunun sebebini de bir röportajında kalıcılık şansı olarak açıklıyor: "Öykünün kısalığı ve bir bütün olarak tekrar anlatılabilirliği, kalıcılık şansı için en önemli özelliği. Aynı şekilde romanın uzunluğu da en zayıf noktası. Yüzyıllardır anlatılagelen halk hikâyeleri ve masalları, akılda tutularak tekrar anlatılabilecek herhangi bir anlatının doğal ölçüsünü ve boyutunu belirliyor aslında. Yine de hangi anlamda veya bağlamda olursa olsun, herhangi bir şeyin kalıcılığı konusunda ciddi şüphelerim var benim. Eserin kalıcılığından ziyade yaratma eyleminin veya sürecinin coşkusuna odaklanılmalı." KİMI
ALINTILAR YABANCI DİLDE
Kitabın sayfaları klasik okuru şaşırtacak şekilde tasarlanmış. Bazı yerlerde satır aralıkları azalıyor, kimi yerlerde cümle ya da satırlar bold ya da italik oluyor, dev parantezler sayfaları kaplıyor. Boşluk, hiçlik ve sessizlik kitabın tasarımında da kendini böylece açığa çıkartıyor. Ancak Türkiyeli okuru kendinden uzaklaştıracak bir hamle var kitapta. Öykülerden önce yer alan kimi alıntılar yabancı dilde bırakılmış. Bu, kitabın ulaşacağı kitleyi daraltan, bazen en dikkatli okurun bile kitaptan uzaklaşmasına sebep olacak bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Fakat kuşkusuz Bu Ben Değilim farklı denemelerden ürkmeyen öykü okurlarının severek okuyacağı bir kitap olarak Ünal'ın külliyatındaki yerini alıyor.
Tadımlık
"Senden hiçbir şey istemiyorum. Aramanı, sormanı ya da cevap yazmanı... Sana yalnızca kolay unutulacak günler diliyorum. Zahmetsizce kayıp geçmeni diliyorum hayatın içinden. Çokyüzlü dostum, benzerim, kardeşim! Sen anlamazsan kim anlar beni? Sen sormazsan hâlimi kim sorar? Kim ağlar benimle? Kim güler? Kim küser bana?"