İskender Pala'nın, Kapı Yayınları'ndan çıkan Azdahak, isimli romanı beni ilk cümlesinden itibaren içine çekti. Tarihi romanlara olan ilgimin de elbet bundan payı var. Fakat, yetkin bir kalemin, okuyucuyu sürükleme gücü bu romanın ilk cümlesinde başlıyor ve son cümlesine kadar soluksuz bir şekilde devam ediyor. Roman, 1577 yılının İstanbul'unda, Üçüncü Murat döneminde geçiyor, Sokullu Mehmed Paşa'nın sadrazamlığının son zamanlarında bir ramazan günü başlıyor. Ramazan heyecanının yaşandığı bir dönem tasvir edilirken, kendinizi orada buluyorsunuz. O havayı iliklerinize kadar soluyorsunuz. Eğer, sıkı bir İskender Pala okuyucusuysanız bu durum size pek de yabacı gelmeyecektir. Zira aşina olduğunuz bir durumdur. Pala, kaleme aldığı tarihi romanlarda, döneminin havasını çok iyi yansıtan bir isim. Dolayısıyla salt bir roman okumuyorsunuz. Anlatılan tarihi dönemin dokusuna da nüfuz ediyorsunuz. Azdahak isimli romanında da 3. Murat dönemi İstanbul'una ve Osmanlısına dair çok şey öğreneceksiniz. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, İskender Pala, her ne kadar tarihi romanlar yazsa da, her romanı bugüne bir şey söyler. Bu yönüyle günceldir. Konu geçmişte kalsa da, meseleler günceldir. Azdahak'ı okurken, aslında birçok şeyin bugünle benzeştiğini şaşkınlıkla fark edeceksiniz. Günümüzdeki siyonist yapılanmaya benzer bir örgüt olan Azdahak, Osmanlı'nın başkentinde kargaşa ve kaos çıkarmak ister. Korku iklimini hakim kılmak için çalışır. Osmanlı döneminin gizli servisinde çalışan üç hafiye de bu kötülük zincirini boşa çıkarmak için örgütün peşine düşer. Ve ortaya bir solukta okunan bir eser çıkar...
SENARYO AYNI AKTÖRLER FARKLI
Pala, kitapla ilgili vermiş olduğu bir röportajda, Azdahak'ın isminin, eski Hint ve Pers efsanelerinin anlattığı ezoterik bir yapılanma olduğuna işaret ediyor. Yine aynı röportajda, romanının bugüne olan izdüşümünü şu sözlerle anlatıyor: "Azdahak'ın bugünkü izdüşümü olanlar sırasıyla Irak'ı, Suriye'yi, Filistin ve Lübnan'ı karıştırmaya devam ediyorlar. Hristiyan olduğu halde 'Musevilerden daha fazla Siyonist'im' diyen bu insanların bir ülküsü, amacı var; dünyaya armageddonu yaşatmak ve kıyameti yaklaştırmak... Kısacası cennet bekleyerek dünyayı cehenneme çeviren insanlardan bahsediyoruz. Birilerinin cenneti uğruna on binlerce insanın ölmesi, on binlercesinin soykırıma uğraması... Ortadoğu'yu sarsan şu kadar acı, şu kadar şiddet, şu kadar yoksulluk, şu kadar gözyaşı... Dünya merkez bankaları, Amerikan yönetiminde söz sahibi olan lobiler, dünyanın büyük zenginleri baş aktörler. Efsanelerdeki Azdahak örgütü bunlar değilse, daha kim olabilir? Benim romanımda hikaye, 1577'lerde geçiyor ama okuyucu sık sık 'sanki bugünkü Ortadoğu!' diyecek. Üstadın da ifade ettiği gibi, romanı okurken bugüne dair çok benzerlik bulacaksınız.