Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından yayıma hazırlanan Beyaz Perdeye Yansıyan Zihin kitabının alameti farikası editörün kimliğinde gizli.
Kitabın editörü Prof. Dr. Mustafa Bilici. İstanbul'daki Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kurucu başhekimi ve kendisine göre psikiyatri ile sinema arasında bir bağ var. İşte o bağlantı da bizzat bu kitabın konusu.
Prof. Bilici, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki görevi sırasında çalışma arkadaşlarıyla birlikte, psikiyatri asistanlarının eğitiminde sinemanın kullanımını sağladı, bu kitap da işte o sürecin bir meyvesi olarak olgunlaştı. Beyaz Perdeye Yansıyan Zihin, yine Prof. Bilici liderliğinde 2010 yılında yayımlanan Psikiyatride Sinema Sinemada Psikiyatri adlı çalışmanın ikinci cildi olarak okunabileceği için ilgilisine o ilk kitaba da göz atması gerektiğini söylemek yerinde olacak. Nitekim Bilici de bu yeni çalışmanın önsözünde aynı tavsiyeyi bizzat veriyor.
Bu çok özel kitabın sadece psikiyatri ya da psikoloji bilimi profesyonelleri için değil sinema severler ve hatta sinema profesyonelleri için de bir rehber niteliği taşıdığını söylemeden geçmek olmaz. Kitabın satır aralarında senariste, yönetmene ya da yapımcıya 'daha güçlü bir yapım için' çok net tavsiyeler veriliyor. İnsanın bir film izlerken yaşadığı deneyimin psikolojide 'peak experience' (doruk deneyim) olarak adlandırıldığını ve izleyici ile film arasındaki bağın önemini bu kitap bize öğretiyor. Ha keza film ile terapi yapılabildiğini de...
Kitap diğer yandan kült tabir edebileceğimiz yapımlarla psikiyatri bilimi arasındaki ilişkiyi de derinlemesine inceliyor. Örneğin Jack Nicholson ve Helen Hunt'ı buluşturan ve Türkçeye Benden Bu Kadar ismiyle çevrilen As Good As It Gets filminin psikiyatrideki karşılığı obsesif ve kompulsif bozukluk ve film bir terapi aracı olarak kullanılabiliyor. Bir başka örnekse Ben Hur... 1959'da yayınlanan bu kült yapımın psikiyatrideki karşılığı ise günümüzün de dertlerinden olan öfke bozuklukları...
14 bilim insanının, 14 farklı makalesinden oluşan bu kaynak kitapta bölüm yazarları ve yazı başlıkları şöyle sıralanmış. Mustafa Bilici, "Filmlerde Bilinç İnşası"; Ömer Say, "Yavuz Turgul senaryosunda aşkın yedi oylumu ve erkeğin hali"; Abdullah Yıldırım, "Psikiyatri ve sinema ilişkisine fenomenolojik yaklaşım ve klinik yansımaları"; Mahmut Kara, "Çocuğun dünya deneyimine bakış"; İshak Saygılı, "Bir uygulamalı psikanaliz sahası olarak sinema"; Gökhan Özcan, "Sinema filmlerinde inisiyatik ikililer"; Serhat Yıldırım, "Perdedeki Gerçeklik: Sinemada ruhsal bozuklukların stigmatizasyonu"; Begüm Saygılı, "Ruhsal çöküşün perdedeki izi"; Ertuğrul Bişgin, "Sinemada dissosiyatif bozukluklar"; Beyza Taşkın, "Belleğin kayıp haritası: Bellek, aidiyet ve kayıp üzerine düşünceler"; Miray Başçavuş, "Sinemada spektrum: otizm"; Mustafa Karaytuğ, "Sinemada toplum ve ötekileri"; Cemre Özdemir, "Sinema ve psikiyatrinin kesişiminde tekinsiz kadınlar"; Yücel Yılmaz, "Sinemada sapkınlıklardan narsizme ruhsal işleyişler."
TARİH OKUMASI OLARAK DA EĞLENCELİ
Tüm bu makaleler arasında dikkati en çok çeken başlıklardan birinin "Filmlerde bilinç inşası" adlı bölümün olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Prof. Bilici, bu dikkat çekici makalesinde filmlerde bilincin nasıl oluşturulduğunu anlamak için film-rüya karşılaştırması yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Bir sonraki makale olan "Yavuz Turgul senaryosunda aşkın yedi oylumu ve erkeğin hali" ise bilimselliğinin ötesinde son derece eğlenceli bir okuma deneyimi vaad ediyor.
Yavuz Turgul'un sadece senaryosunu yazdığı Sultan, Çiçek Abbas, Züğürt Ağa ve Kabadayı ile hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği Eşkıya, Gönül Yarası ve Av Mevsimi filmlerinin analiz edildiği makale biz okurlara ve izleyiciye 'erkek karakter tiplerini' özetliyor. Tutkulu erkek, takıntılı erkek, kadından destek alan erkek, ilkelerini karı-koca bütünlüğünde tutan erkek, doğrularından dönmeyen erkek gibi ayrımları filmler ve özel karakterler üzerinden inceleyen makale okuyucuda Yavuz Turgul imzalı kült eserleri yeniden izleme hevesi uyandırıyor.
Kitap psikanaliz biliminin kurucusu Sigmund Freud'a da yine sinema bağlamında özel bir pencere açıyor. Freud'un ilk sinema deneyiminden ve hatta MGM stüdyolarının sahibi Samuel Goldwyn'den aldığı senaristlik teklifinden bahsedilen bölüm bir tarih okuması olarak da son derece eğlenceli...
Beyaz Perdeye Yansıyan Zihin: Ruh Sağlığı ve Sinema adlı bu çok özel kitabın sayfalarında psikiyatri bilimi açısından değerlendirmeye alınan bir diğer özel yapım da Tunuslu sanatçı, hikâye anlatıcısı ve yönetmen Nacer Khemir'in şiirsel dille beyaz perdeye yansıttığı eseri Bab'aziz... Bab'aziz; âmâ bir derviş olan Aziz Baba ile torunu İştar'ın çölde otuz yılda bir yapılan toplantıya katılmak için çıktıkları yolculuğu konu ediniyor. Filmin ana fikri ise ölüm...
Psikolog ve psikodramatist Dr. Gökhan Özcan tarafından kaleme alınan makale Bab'aziz filmindeki 'ölümü karşılama' halini bilimsel yönüyle kaleme almış. Hatta ölümün öğretilebileceğini de satırlar arasına katmış... Başlarken de altını çizdiğimiz üzere 14 farklı bilim insanının 14 farklı makalesinden oluşan bu rehber kitap tam bir başucu eser niteliğinde. Kitabın hızlıca okunup bitirilmesi mümkün ancak başucunda durup aralıklarla başvurulması çok daha mümkün. İlgilisine şiddetle tavsiye edilir.