Usta yazar Tahsin Yücel öncelikle ismiyle dikkat çeken bir romanla karşımızda:
Sonuncu. Selami Bey, Osmanlı soyundan gelen bir ailenin Fransa'da felsefe okumuş parlak bir ferdi. Herkesin beklentisinin aksine, gençlik yıllarından itibaren okuduğu branşa dair hiçbir kariyer yapmayan Selami Bey'in aslında bir kariyeri olduğunu söylemek de pek yerinde olmaz. Çünkü yıllarca bir roman yazma hayali kuran Selami Harici, varlıklı bir ailenin oğlu olduğu için hiçbir iş yapmadan sadece hayali olan şeye, kitap yazmaya odaklanır. Felsefe ve hayat üzerine kurgulayacağı romanı için düşünmekten başka bir arzusu olmayan Selami Bey, eşi tarafından da desteklenir. Günler, aylar, yıllar geçer, bu sırada Harici çiftinin dört çoçukları olur ama Selami Bey, '
Serencam' adını verdiği kitabı yazmaya bir türlü başlayamaz. Çünkü bu güne kadar yazılmamış, yapılmamışın peşinde olan Selami Bey, hiçbir yaptığını özgün bulmamaktadır. Sayfalar dolusu yazdığı halde hep onları yırtıp yenisine başlar. Ortada olmayan, tek kelimesi bile yazılmamış bu romanın bir tek şeyi bellidir, o da adı... Üç kuşak boyunca devam eden öykü, aynı aileden üç kişinin anlatımıyla tamamlanıyor. İlk bölümü, kitabın yazılma aşamasının tüm sancılarını anlatan Zarife Hanım'ın ağzından okuyoruz, ikinci bölümde, Selami ve Zarife Hanım'ın hayata gözlerini yummasının ardından, en küçük oğulları anlatmaya başlıyor, son bölümde ise torun Lami devreye giriyor ve Serencam'ın hayatla birlikte devam eden hikâyesini anlatıyor. Tahsin Yücel,
Sonuncu isimli, uzun bir kitabın yazılma hikâyesini ve sonrasını anlattığı bu romanda, yer yer ince ince, yer yer alenen yayın dünyasını, basını, iş ve sanat dünyasını eleştiriyor. Zarife Hanım'ın kocasına yazdığı romana bir türlü başlayamayışına dair serzenişte bulunduğu bir paragraf bunun birebir örneklerinden biri; "Başka bir yol önereyim sana, en ünlü romancılarımızın en sık başvurdukları yolu; Son birkaç yılda Avrupa ülkelerinde başarı kazanmış üç dört romanı okuyup inceleyip içlerinde en sevdiklerini ayır, bunları küçük değişikliklerle yeniden kurgulayarak dört beş yüz sayfalık bir roman ya da deneme oluştur, iki üç hafta içinde Türkiye'nin en saygın ve en çok okunan yazarı oluverirsin, sen de rahat edersin, biz de." Selami Harici, hayatını bu kitabı yazmaya, tüm servetini bu kitap için harcamaya başlar, tam 40 yıl sonra, 80'li yaşlarında kitabı bitirdiğinde tam 27 bin 718 sayfalık bir kitap çıkar ortaya. Üstelik, hiçbir noktalama işaretinin kullanılmadığı bu kitap, dosyalar ve klasörler arasında kalmaya mahkûmdur. Ama Maçka'da bir daire satarak bu orijinal ve devasa kitabı bastırmayı göze alan Selami Bey kendi gibi bir yayıncı bulur. Ve kitap tek olarak basılır. Kitabın basılmasının ertesi günü Selami Bey hayata gözlerini yumar. Bundan sonra eşi Zarife Hanım'ın mücadelesi başlar. Dünyanın en çok bilinen ve en büyük kitabı çok ünlenir ama kitabı başından sonuna kadar okuyan tek bir kişi bile çıkmaz. Aslında
Serencam'ın öyküsü yani
Sonuncu'nun hikâyesi tam olarak yazılma, basılma ve anlaşılamama olarak üçe ayrılabilir.
Sonuncu Tahsin Yücel Can Yayınları 344 s. 21 TL.