Son zamanlarda İsrail'den birkaç köşe yazısı yazdım çünkü Dışişleri Bakanı John Kerry, barış misyonunu karar aşamasına getirir ve taraflara net bir anlaşma sunarsa Yahudi halkı tarihindeki en can alıcı seçimle karşı karşıya kalacak. Bu seçimin vakti geldiğinde İsrail'de kıyamet kopabilir. Bunun nedenini anlamak önemli. Başbakan Benyamin Netanyahu, Filistinlilerden İsrail'i "Yahudi halkının milli devleti" olarak tanımasını istiyor; yani Batı Şeria'yı Filistinlilere bırakırsa iki halklı iki devlet olacağını kabul etmiş oluyor. Fakat Netanyahu'nun bu isteğine bir cevap alabilmesi için önce İsraillilerin 1967'den beri, yani onları Batı Şeria'daki kadim İsrail anavatanına kavuşturan savaştan beri boğuştukları bir soruyu cevaplamaları gerekiyor. O soru da şudur: "Yahudi halkının milli devleti nedir?" Bu soruya cevap verilmesini kaçınılmaz hale getiren Kerry, İsrail siyasi sisteminde hararetli bir tartışma başlattı. Kerry, bir süre önce Münih'te düzenlenen bir konferansta şöyle dedi: "Mevcut barış görüşmeleri başarısızlığa uğrarsa [İsrail'e karşı] giderek yoğunlaşan bir gayrimeşrulaştırma kampanyası oluşacak. İnsanlar bu konuda çok hassas. Boykot gibi şeylerden söz ediliyor." Bazı İsrailli bakanlar ve Amerikalı Yahudi önderleri, BDS (boykot, tecrit ve yaptırım) hareketini bahane ederek İsrail'i daha fazla taviz vermeye zorladığı gerekçesiyle Kerry'ye ateş püskürüyor. Ben hiç de onlar gibi düşünmüyorum. Kerry ve Başkan Obama, Yahudi halkı ve İsrail'in başına ancak bela olabilecek Batı Şeria'daki tehlikeli gidişattan güvenle sıyrılmaları için İsraillilere bir zemin hazırlamaya çalışıyor. İsrail toplumundaki çetrefilli sorunlar üstünde çalışan Reut Enstitüsü'nün kurucusu Gidi Grinstein, "Tarihimizde bir dönüm noktasındayız, hem de çoğumuzun sandığından çok daha önemli bir dönüm noktasında" diyor. 1936'dan beri "Siyonist hareket, Siyon'da egemen ve demokratik bir Yahudi çoğunluk oluşturmaya çalışmış ve iki halk için iki devlet ilkesini (birer Yahudi ve Arap devletini) bu amaçla sonunda kabul etmişti." Gerçi İsrail'de Batı Şeria'yı yutmak isteyen güçlü bir yerleşimci hareketi var ama İsrail Devleti dünyaya ve Yahudilere, güvenlik koşullarının elvermesi halinde iki buçuk milyon Filistinlinin denetimini devredeceğini ve iki devletli bir anlaşmayı kabul edeceğini de söylüyor. Misyonu başarısız olduğu takdirde Kerry, iki devletli çözümün artık uygulanabilir olmadığını ilan edecek. Bu da İsrail'i şu üç olumsuz yoldan birine zorlayacaktır: Batı Şeria'nın bazı bölgelerinden tek taraflı olarak geri çekilmek; oraları ilhak edip bölgedeki Filistinlilere yurttaşlık hakkı tanıyarak İsrail'i iki uluslu bir devlet haline getirmek; veya ikisini de yapamayıp, Apartheid benzeri bir rejimle iki buçuk milyon Filistinli üstünde kalıcı denetim kurmak. Grinstein'in dikkat çektiği üzere, "Bu üç seçeneğin de ortak noktası, BDS hareketinde büyük bir patlamaya yol açacak olmasıdır ve özü itibariyle BDS hareketi, İsrail'in politikalarını değil, bizzat varlığını hedef almaktadır. Onlar İsrail'in yok olmasını istiyor." Dahası, "Yahudi halkının milli devleti" olmak, İsrail'in değerleriyle Yahudi diasporasının (Amerikan Yahudi lerinin çoğu liberallere oy verir) veya İsrail'in tek gerçek müttefiki olan Amerika'nın değerlerinin aynı çizgide olması gerektiği anlamına gelir. Grinstein, "Bunun olması halinde İsrail'le Amerika ve Amerikalı Yahudiler ister istemez kutuplaşacaklardır" diye ekliyor. Kimse İsrail'den Filistinlilerin her talebine boyun eğmesini, güvensiz sınırları kabul etmesini veya Filistinlilerin aşırılıklarına kat lanmasını beklemiyor. Kerry'nin istediği bu değil. İsrail var gücüyle pazarlık yaparak çıkarlarını korumalıdır. "Fakat" diyor Grinstein, "İsrail, Batı Şeria'daki Filistinliler üstündeki kontrolünü bırakacağı konusunda müthiş inandırıcı görünmek zorunda. Yoksa Amerika'yla ve Amerikan Yahudilerinin büyük bir kesimiyle sorun yaşayacak, bu da İsrail'i yekvücut bir güç olmaktan çıkarıp bölünmüş bir güce çevirecektir." Dolayısıyla Kerry planı derin bir yüzleşmeye gebe. Yani, "Yahudi halkının milli devleti nedir ve yurt dışındaki Yahudilerle İsrail'in en yakın müttefiki Amerika onunla ileride nasıl bağ kuracak?"
THOMAS L. FRİEDMAN