Memlekette, Kürt meselesi tartışıladursun, İstanbul'un orta yerinde bir Kürt köyü kuruldu. Adı Tewlo. Tewlo Kürtçede alay etme maksatlı 'Hadi canım' anlamında bir nida olarak kullanılıyor. Sarıyer'e bağlı Gümüşdere köyünde kurulan Tewlo köyü ise tam da nidaya uygun bir komedi köyü. Zaten köyü oluşturanlar da, komedi yapmak üzere bir araya gelmiş Kürt oyuncular. Tewlo köyü, TRT Şeş'te her cumartesi 22.00'de yayınlanan ve aynı adı taşıyan komedi programı için oluşturulan yapay bir köy. Fakat bir Kürt köyünde ne ararsanız var,
Tewlo dizisi için oluşturulan bu köyde. Köye sürekli yenilik getirmeye çalışan Muhtar, köyün delisi Berbat, köyün imamı Mela Silheddin (Molla Selahattin), köyün korkağı Camer (Yiğit), köyün palavracısı Zekoye Vırek (Yalancı Zekeriya), köyün dedesi Ape Casım (Casım Amca), davulcusu, zurnacısı, öğretmeni, genç kızları, kadınlarıyla
Tewlo, Kürt mizahında yeni bir dönemi başlatıyor. Belirtmeden geçmemek lazım, dünyaca ünlü mizah üstadı Şarlo'nun da yolu Tewlo'ya düşmüş. Ve programın ilk bölümünün adı da, onun ismini taşıyor: Lo lo Şarlo.
İLK KEZ OYUNCULUK YAPANLAR VAR
Ekranların ilk Kürtçe komedi programı olan
Tewlo, TRT Şeş'te üçüncü sezonunu oynasa da, ekip ilk kez köy mizahı yapmaya soyunmuş. Oyuncuların büyük kısmı televizyon ve tiyatro dünyasında çeşitli yapımlarda rol almış Kürt oyuncular, ancak aralarında oyunculukla ilk kez tanışanlar da var. Daha önce
Esmer dergisinden tanıdığımız Ferzende Kaya'nın genel yönetmenliğindeki
Tewlo, Kürt mizahçılar tarafından yazılıyor. Ferzende Kaya, projenin ilk hedefinin televizyonun ve sinemanın yarattığı Kürt algısını kırmak olduğunu belirtiyor: "Kürt deyince akla şalvarlı, sakallı, puşili, belinde tabancası olan, kızını öldürmek için şehre gelen, kan davası, töre gibi dertleri olan problemli bir tip gelirdi. Bu sinemaya ve televizyona Kemalizmin etkisiydi: Kürt hep görgüsüzdü, imam hep sapıktı." Halbuki Kürtlerin de çeşitli sınıflarının olduğunu, zengini, fakiri, okumuşu, cahiliyle farklı farklı tabakalardan oluştuğunu anımsatıyor; ilk iki sezonda kullandıkları mizah diliyle bu önyargıyı yıkmayı amaçladıklarını vurguluyor. Yeni sezonda ise köye dalmışlar, ancak bu köyde de yine sanılanın aksine ağalar, şeyhler, silahlar yok. Tewlo köyünün hayatı bilen, son derece eğlenceli ve keyifli insanların köyü olduğunu söylüyor Ferzende Kaya. Gerçekten de öyle, yabancı memleket görmüş ve köye klasik müzik getiren muhtarı başlı başına bir keyif adamı. Modern hayatı o kadar sevmiş ki muhtar, halayı değiştirip köylülere modern dans öğretme sevdasına dalıyor, hatta yemek kültürüne bile el atıyor, dünyanın değişik yerlerinden getirttiği tatlarla köyün mutfak kültürünü bile zenginleştirmek için çabalıyor. Tabii bunları yaparken, ister istemez epey komik durumlara düşüyor.
PALAVRACISI DA VAR KOMİGİ DE...
Köydeki imam ise Türk filmlerinin aksine gayet normal bir adam, hiçbir cinsel sorunu yok, sadece biraz yemeye düşkün. Köyün palavracısı Zekoye Vırek ise, sanki
Don Kişot'tan fırlamış bir Sanço Panza. Dünya klasiklerini okumuş, birçok efsaneyi bilen bu palavracı adam, yaşadığı her şeyi abartarak anlatmaya bayılıyor. Örneğin bir köpekle karşılaştığında, gidip köylülere bir ejderhayla karşılaştığını, bir kuş gördüğünde Pegasus'u gördüğünü anlatacak kadar geniş bir hayal gücüne sahip. Köyün korkağı ise adı Camer (Yiğit) olan başlı başına komik bir tip. Aslında gölgesinden korkmasına rağmen, sürekli kavgadan bahseden, evinde boy boy sopaları olan bu farklı tipi ise Kürtlerin kavgacı olarak bilinen imajını değiştirmek için kurgulamışlar.
Tewlo'yu yaparken epey zorluklarla da karşılaşmışlar elbette. Ferzende Kaya, bir TRT kanalında mizah yaptıkları için argoya, cinselliğe ve küfüre bulaşmamaya çalıştıklarını, bunu Türkçe yapmak bile yeterince zorken, bir yaşam dili olmaktan uzaklaştırılan Kürtçede bunu başardıklarını anlatıyor. Çalışırken Kürtçedeki şiveler konusunda zorlanmışlar, bunu da bütün oyunculara telaffuz dersleri aldırarak halletmişler. Tabii en önemlisi de toplumun Kürt mizahı denince Kemal Sunal ya da en iyi ihtimalle
Vizontele'yi hatırlaması onları hayli zorlamış: "Türkçenin bozuk bir dille telaffuz edilmesi yıllarca Kürt mizahı olarak yutturuldu, halbuki bunlar sadece bozuk bir Kürtçeyle yapılan Türkçe mizah örnekleriydi."
Tewlo'nun oyuncularının tamamı Kürt ve her biri kendi anadillerinde neredeyse ilk kez oyunculuk yapıyor. O gün çekim günleri olmadığı halde bizim için bir araya geldiler ve bize hem kendi oyunculuk geçmişlerini, hem
Tewlo'da oynadıkları birbirinden komik karakterleri, hem de Türk televizyonlarında Kürtçe bir yapımda ilk kez rol alma misyonunu anlattılar.
MEHMET ALİ AYGAN (36, Camer)
ADI YİĞİT KENDİSİ KORKAK
"Viranşehirliyim. Oyunculukla üniversitede tanıştım. Şu ana kadar toplam 17 oyunda rol aldım. Tiyatro eğitiminin dışında, bir yıl televizyon ve sinema eğitimi aldım. TRT Şeş açılınca Tewlo grubuna dahil oldum. Öğretmenlikten istifa ettim. Türkçe oyunlar oynarken ezber konusunda hep sıkıntılıydım. Ama Kürtçe oynamaya başladığımda çok rahat ezberlediğimi fark ettim. Camer adında bir karakteri canlandırıyorum. Karısına sürekli hava atan, herkesi döverim diye böbürlenen, ama köyün ortasında bir kavga olduğunda da ilk bayılan o, korkağın teki yani. Tewlo'daki bütün karakterler bizim köylerde var olan tipler. Hangi köye giderseniz gidin bu tipleri görürsünüz."
MURAT GÜLTEKİN (38, Şarlo):
TEWLO'NUN ŞARLO'SU
"Dersimliyim, oyunculuğa 1994'te Kartal Sanat Tiyatrosu'nda başladım. Farklı tiyatrolarda oyunculuk deneyimlerim oldu. Bundan önce Tiyatro Prizma'da Çanakkale savaşını anlatan bir oyunda rol aldım, şu anda İklim Sanat Tiyatrosu'nda oluşum içerisindeyiz. Bu projede başından beri varım. Şarlo'yu geçen sezonun sonlarında oynamaya başladım. Çok küçük yaşta köyden çıktığım için Kürtçem yeterli düzeye gelemedi. Ve anadilimi iyi konuşamadığım için, Tewlo'da bir sessiz sinema karakterini oynamaya başladım."
SORAB ARGUN (29, Köyün delisi Berbat):
BERBAT' BİR DELİ
"Batmanlıyım. Oyunculuğa Tewlo ile başladım. Daha önce aile içerisinde çeşitli taklitler yapardım. Bundan önceki projede Mem u Zin hikâyesinde Beko'yu canlandırmıştım. Yeni sezonda köyün delisini oynuyorum. Kadın karakter bile canlandırdım. Kendi halinde, sevecen, her ortamda bulunabilen bir deli. Muhtar bazen deliyi diğer köylülere 'Bu sizden daha akıllı' diye örnek gösteriyor. Yani köyde bir eğlence unsuru. Ailede Türkçe konuşulmadığı için fazla zorlanmadım. Kendi anadilimde oynamak, benim için çok değerli, çünkü bu bir ilk ve biz bunun ne anlama geldiğinin farkındayız."
TUĞBA TEKİNER (24, Kızkurusu Sürmeli): İLK
OYUNCULUK DENEYİMİ
"Diyarbakırlıyım, oyunculuğa Tewlo'da başladım. Daha önce bir modern dans gösterisinde Mem u Zin hikâyesindeki Zin'i canlandırmıştım. Şu andaki karakterimin adı Sürmeli. Sürmeli; 50 yaşında, evlenmemiş, işi gücü koca aramak olan bir yaşlı kız. Ama ağabeyi Ape Casım evlenmesine sürekli engel oluyor, hatta zaman zaman Sürmeli'nin kılığına girerek dünürcüleri kovaladığı bile oluyor. Tewlo'nun yanı sıra, başka skeçlerde ve kliplerde de oynuyorum. Öncesinde bir özel şirkette satış temsilciliği yapıyordum. Şimdi tiyatro eğitimi görüyorum ve TRT Şeş'e dublaj yapıyorum."
BARAN AYMAZ (19, Zurnacı Tajdin):
KÖYÜN FIRLAMASI TAJDİN
"Karslıyım. Herhangi bir oyunculuk eğitimi almadım. Fakat oyunculukla ilgili yetenekli olduğumu düşünüyordum. Üç sezon boyunca Bedo diye bir karakteri canlandırdım. Şimdi köyün zurnacısı Tajdin'i oynuyorum. Fırlama bir delikanlı, kafayı muhtarın kızına takmış, sürekli camlarına taş atıp onu tavlamaya çalışıyor. Muhtar bu durumdan bayağı rahatsız ve sürekli Tajdin'i dövüyor. Sürekli insanlarla gırgır geçen, eğlenceli bir karakter. Kürtçe oynamamız ayrıca bir avantaj, çünkü biz bildiğimiz, gördüğümüz, şeyleri oynuyoruz."