- AB'yle ilişkileriniz hangi düzeyde?
- Biz, Avrupa Konseyi'ni Avrupa Birliği'nin gölgesinden çıkarmaya ve itibarını artırmaya başladık. Planlarımız arasında uluslararası bir kuruluş olan AB'yi de Avrupa Konseyi'ne üye yapmak var. Bu sağlandığında Avrupa Birliği de benim başkanlığını yaptığım Parlamentoya diğer üye ülkeler gibi temsilci gönderecek. Avrupa Konseyi'nin itibarını artırmak ve değerlerini yayıp etki alanını genişletmek için komşu bölgelerdeki üye olmayan ülkeleri de buraya entegre etmemiz lazım.
- Komşu derken?
- Mesela Afrika'nın kuzeyindeki ülkeler: Fas, Tunus, Cezayir gibi. Tunus'taki durumu görüyorsunuz. Bin Ali ülkeyi terk etmeden üç gün önce ülkenin Avrupa Konseyi'ne entegre olmasını teşvik etmek için Tunus'taydım. Bu ülkelerin dışında diğer tarafta Filistin var. O bölgede ayrıca Lübnan ve Ürdün var. Asya tarafına baktığımızda Kazakistan ve Kırgızistan var.
- Onları da mı Avrupa Konseyi'ne üye yapacaksınız?
- 'Demokrasi İçin Ortaklık' adlı bir program geliştirdik. Bu ülkeler tam üye olamayacaklar belki ama oy vermek dışında bizim tüm çalışmalarımıza katılabilecek, siyasi partilere üye olabilecek, komisyonlarda görev alabilecek, Genel Kurul'da konuşabilecek, önerge verebilecek, tasarı sunabilecek, deklerasyonlara imza atabilecekler. Bunun karşılığında da onlardan demokratik standartlarını yükseltmelerini, parlamentonun siyasal sistemdeki rolünü artırmalarını, insan hakları konusunda adımlar atmalarını, bizim sözleşme ve konvansiyonlarımızı imzalayıp hayata geçirmelerini isteyeceğiz. Özellikle son günlerde yaşanan olaylara baktığımızda bizim çabalarımızın ne kadar anlamlı olduğu ortaya çıkıyor. Darbeler, ayaklanmalar olmadan, kan dökülmeden demokratikleşmeyi sağlamak istiyoruz.
- Çalışmalarınıza baktığımda Avrupa Konseyini güçlendirmeye çalıştığınız anlaşılıyor. Öte yandan şöyle de görüşler var: Avrupa bir 'hasta adama dönüştü', 'Zaten yaşlı olan Avrupa kıtası bunamaya başladı', 'Avrupa müflis bir aristokrata dönüştü.' Bu görüşlere katılmıyor musunuz?
- Ben Avrupa'nın sonunun geldiğini, müflis bir tüccar olduğunu düşünmüyorum. Ekonomik krizler, inişler-çıkışlar olabilir ama neticede Avrupa her bakımdan Dünyanın en istikrarlı bölgelerinin başındadır. Çünkü Avrupa'yı birleştiren tek şey ekonomi değildir; bir değerler bütünüdür. Avrupa Konseyi de bu çerçevede kurulmuştur. Avrupa şu anda gerek demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi birçok alanda gerekse ekonomide Dünyanın en istikrarlı bölgesidir.