İki genç ve dâhi polis. Bilgi-işlem ve analiz uzmanı iki arkadaş. Hasan Yaldız 1985, Servet Özkurt 1986 doğumlu. İki ortak yönleri var: Biri zekaları, diğeri polislik tutkuları. Yaldız, İTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümünü; Özkurt, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümünü üçüncü sınıfta bırakıp, Polis Akademisi'ni kazanmış. Geçen sene de mezun olup Emniyet Genel Müdürlüğü'nde işe başlamışlar. Kendileri için zeki derken de boşuna söylemedik, ikisinin de zekaları tescilli. Hasan Yaldız, Türk Zeka Vakfı'nın Türkiye çapında düzenlediği yarışmada bu yıl birinci olmuş. Servet Özkurt ise Türkiye Hafıza Olimpiyatı'nda üç sene üst üste Türkiye şampiyonu olmuş. İki arkadaş ayrıca Polis Akademisi'nde Zeka Oyunları Topluluğu'nu kurmuş, çeşitli etkinlikler yapıp öğrencileri yarışmalara hazırlamışlar. Altı ay boyunca 12 milyon basamaklı bir sayının asal sayı olup olmadığını araştırmak gibi etkinlikler de yapabilen bu iki farklı polisi yakından tanıdık ve neler yaptıklarını konuştuk...
- Gençlerin 'gelecek vadeden meslekler' olarak görüp, yıllar süren çalışmalar sonucu zorlukla kazandığı üniversiteleri bir kalemde bırakıp Polis Akademisi'ni kazanmışsınız ikiniz de...
- Hasan Yaldız: Evet. Ben İTÜ'de bilgisayar mühendisliği okuyordum. Üçüncü sınıfta aslında polis olmak istediğime karar verdim ve bırakıp Akademi'ye geçtim.
- Neden?
- H.Y: Polislik her zaman bir tutkuydu benim için. Lise sonda o kadar yüksek puan alınca akademiye gelmeye cesaret edememiştim. Çünkü çevremizde baskı vardı. Yüksek puan alan kişi ya mühendisliğe gider ya tıp bölümüne. Ama ben sonunda istediğim mesleği yapmaya karar verdim. 2006'da Akademi'ye girdim. Geçen yaz da mezun oldum. Ankara'da çalışıyorum şu an.
- Aslen nerelisiniz?
- H.Y: Konya.
- Servet Özkurt: Ben Şırnak, Cizreliyim. Ama İstanbul'da okudum ilkokuldan itibaren. Y.T.Ü'de Elektronik Mühendisliği bölümünde okurken bıraktım, Akademi'ye geçtim. Mutlu olamamıştım o bölümde. Polisliğe de ilgi duyuyordum hep. Birtakım sorunları çözen insan olmaktı o benim için.
- Polisiye dizileri izliyor musunuz?
- S.Ö: Evet.
CSI'ları filan hep izliyoruz. Ama çoğu bana abartılı geliyor. Hepsi şov tabii en nihayetinde... En abartılılardan biri
Arka Sokaklar mesela.
- H.Y: Evet. Bir ekip var, her işe onlar gidiyor. Yok ki böyle bir şey.
- Dexter?
- S.Ö: Evet, izliyorum, beğeniyorum.
Prison Break de güzeldi.
- H.Y: Akademi'de, derslerde de izliyorduk dizileri. Onlar üzerinden 'Burada bu var, şu yanlış, bu doğru,' gibi incelemeler yapıyorduk.
- Behzat Ç.?
- H.Y: Şu ana kadar yapılmış en gerçekçi yerli polisiye dizi bence. Tabii öyle bir polis olsan ikinci günde kovulursun, o ayrı. Ama zaten o şov olmasa kimse izlemez ki...
- S.Ö: Behzat Ç. belki 20 sene öncesinin polisi olabilir ama şimdi öyle bir polis yok.
- Neden?
- H.Y: Mesela psikolojik sorunları var. Psikolojik sorunları olan biri teşkilata giremez. Teste tabi tutuluyoruz çünkü biz. Sonradan çıkarsa da psikolojik sorunun, atılırsın teşkilattan. Mevzuatta böyle geçiyor. Polis Koleji'ne de Akademi'ye de girerken ve çıkarken sağlık testleri yapılıyor.