BİR FRANKENSTEIN OLARAK BREIVIK
Mason, Tapınakçı özentisi, Hıristiyan cihadist, ultra-milliyetçi Norveçli terörist Anders Behring Breivik, 22 Temmuz'daki saldırıdan sonra Müslümanlara karşı yeni bir Haçlı Seferi'ni başlattığını ilan etti. Breivik'in tarih sahnesine çıkışı, Tapınak Şövalyeleri ve masonluk meraklılarına ve komploculara, film senaryolarına konu olacak ilginçlikte malzeme verdi. 13 Şubat 1979 doğumlu katil, Wenche Behring adlı bir hemşire ile Jens David Breivik adlı bir ekonomistin oğlu. Hali vakti yerindeydi. Öyle ki yüzbinlerce dolar parası ve 26 bin dolar limitli kredi kartları vardı. Breivik, saldırılarının amacını Avrupa'yı Müslümanlardan korumak olarak açıkladı. Yayınladığı 1516 sayfalık manifestonun başlığı Bir Avrupa Bağımsızlık Bildirgesi-2083 idi. Breivik, manifestosunda Papa'dan Marksizm'e batılı pek çok makam, kişi ve ideolojiyi eleştiriyor ve Müslümanların Avrupa'dan ayıklanması gerektiğini söylüyor. Diğer hayalleri ise İran'da bir Zerdüşt devleti kurmak, Sudan'ı Hıristiyanlaştırmak ve Mescid-i Aksa'yı yıkıp Süleyman Tapınağı'nı yeniden inşa etmek. Bu sonuncusuna dikkat. Çünkü daha önce belirttiğimiz gibi Süleyman Mabedi'ni inşa etmek Tapınakçıların da amaçları arasındaydı.
MASON LOCALARI KINAMADI
Aryan bir yüze sahip olabilmek için estetik ameliyat yaptıracak kadar milliyetçi ve tutkulu bir terörist olan Breivik, Müslümanlara ve özellikle onların askeri, siyasi önderi olduğunu düşündüğü Türklere öfkeli. Üye olduğu mason locası, dünya masonluğu için benzersiz bir anti-propaganda olan olaydan sonra Breivik'i hemen ihraç etti. Ancak saldırıdan sonra dünyadaki hiçbir locadan eylemi, Breivik'i kınayan bir açıklama yapılmadı. Breivik, uzun lafın kısası, ancak Marquis de Sade, Hasan Sabbah, Jasques de Mollay, Hitler, Ted Bundy ve Bin Ladin bir araya gelse ortaya çıkabilecek bir tür Frankenstein. Yoksa 'Norveç Troll'ü mü demeliydik. Saldırılar Norveç'te vuku bulduğu için insanın aklına ister istemez Norveç kırsalındaki dev yaratıkların hikâyesini konu alan 2010 yapımı André Ovredal imzalı Troll Hunter filmi geliyor. Breivik de grotesk ölçülerde cüce bir Norveçli troll olarak dünya kamuoyunun hafızasında yer etti. Milliyetçiliğin her türlüsünün en dâhice eleştirisini Elias Canetti yapmıştı: "Bayraklar görülebilir hale getirilmiş rüzgârdır." Canetti'nin olayı basite indirgeyen bu mizahi yaklaşımının Avrupa'nın bilinçaltında pek de karşılığının olmadığı görülüyor. Breivik de, Avrupa'nın bilinçaltını temsil eden bir postmodern terörist. Avrupa'nın bilinçaltını temsil ediyor, çünkü gizliden gizliye Müslüman karşıtlığının arttığı kıtada çoğunluğun bastırdığı bir duyguya hitap ediyor. Postmodern, çünkü arkasında neo-Tapınakçı bir örgütün varlığından kuşkulanılsa bile 21. yüzyılın gösteri dünyasına yakışan bir yalnız terörist.
TAPINAKÇILARIN TORUNLARI: MASONLAR
Masonluk pek çok yönüyle neo-Tapınakçı bir örgüt. Hem Tapınakçı sembol, yöntem ve hatta ideallere sahip oldukları için, hem de bilinen ilk mason riti, Tapınakçıların mülteci olarak yerleştiği Skoç riti olduğu için Tapınakçılarla masonların ilişkisini ispatlayan diğer bir bulgu, şövalyeliğin pek çok rit ve obediyansta (büyük loca) önemli bir yerinin olması. Mason locaları Avrupa'da 16. ve 17. yüzyılda İskoçya'dan başlayarak kurulmaya başlandı. Amerika kıtasına göçenler de ABD'de mason locaları kurdular. Bugün tüm dünyada yaklaşık 6 milyon mason var. Masonluk operatif ve spekülatif masonluk olarak ikiye ayrılıyor. Operatif masonluk, masonluğun teoriden yoksun bir şekilde lonca gibi mesleki dayanışma örgütleri etrafında teşkilatlandığı dönemi anlatıyor. Spekülatif masonluk ise locaların kurulmasıyla birlikte masonluğun felsefi ve ideolojik altyapısının oluşmasıyla ortaya çıktı. Masonluğun iki dönemini, teoriden yoksun masonluk ve teorik masonluk olarak da ayırmak mümkün. Masonluğa yönelik eleştiriler üç grupta toplanıyor: Dinsel, politik ve komplocu. Müslümanlar ve Hıristiyanlar, masonluğu dine aykırı buluyorlar. Masonluğa politik açıdan karşı çıkanlar ise masonların ekonomi ve siyasette etkin olmasından rahatsızlar. 'Komplocu'lar ise masonların, 'Judaist' gizli emellere sahip olduğuna inanıyorlar. Son bir ayrıntı: Masonlar, Fransız Devrimi'nde olduğu gibi Osmanlı ve Türk modernleşmesinde önemli rol oynadı.