-Platoda inşa edilen Hz. Muhammed'in doğduğu ev olduğu gibi muhafaza ediliyor. Aslının birebir aynısı olan beşiği, annesi Hz. Amine'nin yatağı odada duruyor. Dedesi Abdülmuttalip'in evi de korunuyor.
KARİKATÜR KRİZİ SONRASI FİLMİN ÇEKİLMESİNE KARAR VERİLDİ
Yönetmen Mecid Mecidi'nin Hz. Muhammed üzerine film çekme isteğini tetikleyen önemli olaylardan biri, pek bilinmiyor ama 2006'daki Danimarka'da yaşanan karikatür krizi. Bu kriz patlak verdiğinde Mecidi "Benim inandığım dinin ve yolundan yürüdüğüm peygamberin şiddetle hiç alakası yok. Dünyada böyle algılanmasını anlamak mümkün değil. Bir Müslüman yönetmen olarak benim sorumluluğum gerçekleri anlatmak. Hz. Muhammed'in nasıl bir peygamber olduğunu, İslamiyet öğretilerinin şiddetle alakası olmadığını anlatmak benim için elzem" diyerek yola çıkmış.
ŞİDDETLE İSLAMİYETİN iLGİSİ YOK
Noor Taban Film Şirketi de Mecidi'ye tam destek verince çalışmalar başlamış. Filmin yapımcısı Muhammed Rıza Sabiri, "Biz film çalışmasına başladığımızda Taliban vardı. Sonra DEAŞ ortaya çıktı. Bu örgütler yüzünden Müslüman dünyası şiddet ile yan yana anılır oldu. Siz istediğiniz kadar İslamiyet'in şiddetle ilgisi olmadığını anlatın, insanların kafasında bir imaj var. Bu imajları, gerçeği anlatarak değiştirebilirsiniz. Bu gerçeği sinemayla anlatmak önemli. Çünkü bir filmle milyonlarca insana ulaşabiliyorsunuz" diyor. Bu platonun neden kurulduğu ve Mecidi'nin çok zahmetli bir işe girişmesinin sebebi de böylece anlaşılıyor. Ki zaten Mecidi bu filmle ilgili olarak Mardin'de konuştuğumuz zaman "Müslümanlık denince insanların aklına şiddet, terörizm geliyor. Ama İslamiyet bu değil! Ben İslam'ın gerçek yüzünü göstermek istiyorum. Filmi bu bakışla çekiyorum. Filmde İslam neden insanlığa gönderildi, bunu anlatmaya çalışacağım. Bunun için peygamberin yaşadığı dönemde yaşananları da anlatacağım" demişti. Mecidi dediği perspektifte filmi çekti. Ama yapımcı Sabiri, Mecidi'nin bir konunun altını çizdiğini söylüyor: "Mecidi 'Bu film nihayetinde benim yorumum. İnsanlar izler, sevebilir, beğenmeyebilir. Ben en iyi filmi değil elimden gelenin en iyisini çekmeye çalıştım. Önemli olan bu plato sayesinde farklı yorumlarla farklı hikayelerle İsmamiyet'le ilgili filmler çekilmesi. Ve herkesin kendi meşrebince İslamiyetin gerçek yüzünü anlatması' demişti. Bunun için biz bütün dünyadaki sinemacılara açık çağrı yaptık. Gelin istediğiniz hikayeyi bu platoda çekin diye" diyor.
MÜSLÜMAN OLMAYANLAR DA ETKİLENDİ
Film İran'da geçen yıl gösterime girdi. Sabiri ilginin çok büyük olduğunu söylüyor. Filmin dünyada da ses getirdiğini anlatıyor. Sabiri "Şimdi Türkiye'de vizyona girdi. İnsanların büyük ilgi göstereceğini düşünüyorum ve olumlu tepkiler bekliyorum" diyor. Film önümüzdeki günlerde Irak, Rusya, Tataristan, Dağıstan'ın da aralarında olduğu birçok ülkede gösterime girecek. Sabiri her ülkede gösterime girmeden önce din adamlarına ve önemli gazetecilere, kanaat önderlerine özel gösterimler yaptıklarını ve icazet aldıklarını anlatıyor. "Çünkü" diyor, "Hz. Muhammed tüm İslam dünyasının kutsalıdır. Hassasiyetler var. Bu hassasiyetleri filmin çekim sürecinde hep göz önünde bulundurduk. Gösterim sürecinde de buna dikkat ediyoruz." Uluslararası festivallerde de gösterilen filmle ilgili genel tepkilerin olumlu olduğunu anlatıyor Sabiri. Başka dine mensup insanların filmi izlediklerinde etkilendiğini söylüyor: "Filmdeki dinler arasındaki diyalog vurgusunu görüyorlar. Hz. Muhammed'in nasıl bir dünyaya gönderildiğini, onun olaylara yaklaşımını görüp akıllarındaki İslamiyet'le ilgili olumsuz algıları değiştirdiklerini söylüyorlar. Bu da bizim amacımıza ulaştığımızın bir göstergesi."
HZ. MUHAMMED'İN DOĞDUĞU EV
Platoda inşa edilen Hz. Muhammed'in doğduğu evin replikası, Kabe'ye yaklaşık 80 metre uzaklıkta. Büyük bir avlusu var. Görevli bu evin kapısının kilidini besmele çekerek açıyor. İçeri giriyoruz. "Odaları da gezebilir miyiz?" diye izin istiyoruz. Kabul ediliyor. Evin sağ tarafındaki odaya gidiyoruz. Burası peygamberin doğduğu odanın aynısı. Filmde kullanılan beşik, annesi Hz. Amine'nin yatağı var bu odada. Her detay düşünülmüş. İlhami fotoğraf çekerken pencereden bir rüzgar esiyor. Perdeler havalanıyor. Ki aslında çölün ortasındayız...
AYETLERİN BİLDİRİLDİĞİ YER
Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi filminin başında amcası Ebu Talip'in peygamberi korumak için Mekkeli müşriklerle tartıştığını izliyoruz. Sonra Ebu Talip o dönem Müslümanların abluka altında yaşadığı Ebu Talip Mahallesi'ndeki Hz. Muhammed'in kaldığı eve doğru gidiyor. Yüksekçe bir yerde olan evin yakınına gelince Hz. Muhammed'in doğumunu ve çocukluğunu hatırlıyor. Filmin sonunda ise Hz. Muhammed bu evin avlusundan Müslümanlara ayetler bildiriyor. Filmde kullanılan o evi plato şehirde görmek biraz zor oldu. Tepede olduğu için yukarı çıkmak istemedi görevliler. Ama "Filmin en etkili sahneleri arasında bu ev vardı" deyince evin yanına gidebildik.
DEDESİ ABDÜLMUTTALİP'İN EVİ
Hz. Muhammed'in dedesi Abdülmuttalip'in evi, plato şehirdeki Mekke'nin ortasında bulunan Kabe'nin hemen yanında. Kapı açılınca sizi avluda bir hurma ağacı karşılıyor. Ayakkabılarımızı çıkarıp evin içine giriyoruz. Filmin kimi önemli sahnelerinin çekildiği bu evde filmde gördüğümüz eşyalar yerli yerinde duruyor.
KABE'NİN İÇİNDEN
Filmde Kabe'nin içini de görüyoruz. Bunun için platoyu gezerken Kabe'nin içine girmek istediğimizi söylüyoruz."Tamam" deniyor. Kabe'nin içinde filmde de görülen dönemin putları bulunuyor. Kimi fermanlar da duvarlarda asılı. Putların, fermanların o döneme uygun bir şekilde yapıldığını söylüyor yetkililer
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ FİLM DE ÇEKİLECEK
40 milyon dolar bütçeli Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi'nin dünyada seyirciden ilgi görmesi halinde projenin ikinci ve üçüncü filminin de çekilmesi planlanıyor. İkinci filmde Hz. Muhammed'in 14 yaşından peygamber olduğu döneme kadar süreç anlatılacak. Üçüncü filmdeyse peygamberliğini ilan ettikten sonraki dönem. İlk filmde Medine'de çekim yapılmasa da sonraki filmlerde Medine şehrinde çekimler yapılacak. Biz, Noor Sinema Şehri'ne gelince Medine'yi de ziyaret ettik. Mekke'ye göre daha yeşillik ve sulak. Evler inşaa edilmiş ama iç dekorasyon henüz bitmemiş.
BUSRA DA İNŞA EDİLDİ
Sadece Mekke ve Medine değil, filmde Hz. Muhammed Şam yolculuğuna çıktığında konakladığı Busra da inşa edilmiş. Hemen Mekke şehrinin 200 metre arkasına devasa bir kale yapılmış. Kalenin içinde kilise ve avlusu, pazar yeri bulunuyor. Kalenin dışındaysa Roma sütunlarından oluşan bir yol var. Filmde Rahip Bahira, Hz. Muhammed'in seçilmiş olduğunu anlıyor. Hz. Muhammed'in hayatının tehlikede olduğunu Ebu Talip'e anlatıp ona peygamberi tekrar Mekke'ye geri götürmesi gerektiğini söylüyor. Filmde Hz. Muhammed'in kiliseye girdiği etkili bir sahne var. O sahne işte burada çekilmiş.
PLATO BİR AY SONRA ZİYARETE AÇILACAK
Noor Sinema Şehri'nde görevliler ve şehir içinde kalan Allah Yar köyünde yaşayanlar dışında şimdilik kimse yok. Fakat bir ay sonra burasının ziyarete açılması planlanıyor. Bunun için de çalışmalar yürütülüyor. Ama buraya sinemacıların ya da ziyaretçilerin dışında akademik dünyanın da ilgi göstermesi için kimi çalışmalar yapılıyor. Platoda büyük bir kütüphane ve çalışma ofisleri kurulması için hazırlıklar başlamış. Böylece İslamiyet ile özellikle de ilk yıllarıyla ilgili araştırma yapacak kişilere imkan tanınacak. Ayrıca hem film ekiplerinin hem ziyaretçilerin hem de akademisyenlerin kalması için büyük bir otelin yapımına başlanmış. Çünkü Tahran-Kum arasında kalan plato şehre, Tahran'dan gelip gitmek biraz zor.