Dünya Kupası'nın yıldızlarından biri de şüphesiz Cüneyt Çakır'dı. Üstelik iki kez üst üste Dünya Kupası yarı finalini yöneterek tarihe geçti. Kupa bitti ama hocanın yoğun temposu son sürat devam ediyor. Seminerler, dayanıklılık testleri, kamplar arasında Sapanca'da yine bir seminerde yakaladım onu. 66 günde sadece üç gün evine uğrayabildiğini söylüyor. "Evimi özledim" diyor ve ekliyor "Ayarlayabilirsem artık bir tatil yapmak istiyorum." Fotoğraf çekimimizi sık sık fotoğraf çektirmek isteyen gençler bölüyor. Sempatik ve güler yüzlü kimseyi geri çevirmiyor. "Egolu" diye eleştirenlere "Siz nasıl biri olduğumu anlatın lütfen" diyor. Röportaj vermeyi, futbol dışında konuşmayı da sevmiyor. Çok derin mevzulara girmeden biraz aile hayatını, biraz maçları, en önemlisi Dünya Kupası macerasını konuşuyoruz. Şu şehir efsanesine dönen Çin'den gelen beş milyonluk teklifi de sormadan edemiyorum tabii.
- Hocam öncelikle tebrik ederim. Dünya Kupası'nda iki kez üst üste yarı final yöneten ikinci hakem oldunuz.
- Bir Türk olarak gurur verici bir duygu. Tarihte sadece 1950'li yıllarda böyle bir başarı gerçekleşmiş. Çalışırsak, inanırsak ve planlı şekilde hazırlanırsak neleri başarabileceğimizi göstermeye devam ediyoruz. İsimler semboldür. Bize Türk hakem olarak hitap ediyorlar. Ülkemizi, bayrağımızı üst düzey organizasyonlarda başarıyla temsil edebildiğimiz için ne mutlu bize.
- Hocam nasıl besleniyorsunuz, ne yiyip ne içiyorsunuz?
- Profesyonel kişilerle çalışmak bu işin sırrı diye düşünüyorum. Beslenme alanında da profesyonel kişilerle çalışıyorum. Onların tavsiyeleriyle, bizler için hazırladıkları beslenme programlarıyla bu yoğun tempoyu en sağlıklı şekilde kaldırabiliyorum. Yaptığım normal antrenmanların dışında muhakkak kuvvet antrenmanları yapmaya çalışıyorum. Çok iyi bir kondisyona sahip olsam bile vücudumu da doğru bir şekilde korumam gerekiyor. Bunun yanında uyku düzenime ve dinlenmeme de çok dikkat ediyorum.
- Dünya Kupası'na nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Dünya Kupası hazırlık süreci iki yıl sürdü. Bu uzun sürecin içerisinde yedi seminer yapıldı. Bu seminerlerin hepsinde atletik testlere tabi tutulduk. Hepsini başarıyla tamamlamamız gerekiyordu. Çok şükür ki bütün seminerleri ve atletik testleri başarıyla tamamladım ve Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandım. Kondisyonunuzu korumak için devamlı antrenman yapıp kendinize iyi bakmanız gerekiyor. Seminerler tabii ki sadece atletik testlerden ibaret değil. Bu seminerlerin içerisinde dünyanın en önde isimleri olan Collina ve Busacca tarafından kural sınavları yapılıyor, teorik ve video hakemlik eğitimi gibi çeşitli konularda da eğitim veriliyor.
- Yönetirken çok zorlandığınız maçlar oldu mu?
- Yönettiğim üç maç da birbirinden zorlu geçti. Arjantin-Nijerya maçının futbol otoriteleri tarafından en zorlu ve en başarılı yönetilen maç olarak takdir edilmesi bizler için gurur vericiydi.
HEDEFİM AVRUPA ŞAMPİYONASI
- Hakemlikte son beş yılınız kaldı, gelecek planınız var mı? Ya da gerçekleştirmek istediğiniz hayaliniz kaldı mı?
- Uzun ve kısa vadeli planlarım var. Öncelikli hedefim 2020 yılında düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası'na katılabilmek. Umarım ekibimle birlikte çok çalışarak bu başarıyı yakalayabilirim. Daha sonra uzun vadeli hedeflerimiz için konuşabiliriz. Ama gerek hakemlik yaparken gerekse sonrasında tek bir amacım var. Ülkeme, ülke futboluna, Türk hakemliğine en iyi şekilde hizmet etmek ve bayrağımızı hep yükseklerde dalgalandırmak.
BİR TEKLİF SÖZ KONUSU DEĞİL
- Gelelim şu herkesin konuştuğu Çin'den gelen 5 milyon dolarlık teklife...
- Böyle bir teklif sözkonusu değil. Zaten Türk Futbol Federasyonu ile devam eden sözleşmem var.
- Maçlara kendinizi psikolojik olarak nasıl hazırlıyorsunuz? Bir destek alıyor musunuz?
- Üst düzey liglerde görev yapan hakemler, yaptıkları işin doğası gereği ve mevcut tecrübeleriyle bu baskıdan ve tepkiden en az etkilenen kişilerdir. Türkiye Futbol Federasyonu'nun bize sağladığı olanaklarla profesyonel destek alıyoruz. Pek çok kişisel gelişim eğitimi aldık. Baskı altında, fiziksel aktivite halindeyken doğru karar vermeye yönelik özel eğitimler alıyor, çalışmalar yapıyoruz.
- Basında yapılan eleştiriler karşısında nasıl bir savunma mekanizmanız var? Kulaklarınızı kapıyor musunuz yoksa etkileniyor musunuz?
- Hiçbir hakemin maçtan sonra yapılan eleştirilere çıkıp cevap vermek gibi bir lüksü yok. Biz hakemler sadece sahadaki performansımızla konuşabiliriz. Teknik olarak bize değer katacak eleştirileri tabii ki önemsiyoruz. Kişiselleşen eleştirileri ise bu kategoride değerlendirmek mümkün değil.
İYİ Kİ HAKEM OLDUM
- Neden hakemliği seçtiniz? Babanızın etkisi var mı?
- Futbol oynarken 17 yaşımda bir sakatlık geçirmiştim. Futbola ara vermek zorunda kaldım. O dönemde gerçekleştirilen hakem kursuna katıldım. Hakem olarak bir maça çıktığınız zaman geri dönmek ve bu güzel mesleği bırakmak çok zor. Bambaşka bir keyif. İyi ki bu mesleği seçmişim diyorum. Babamın futbol hakemi olması ve küçüklüğümden beri onun hakemlik yaptığı müsabakaları seyrederek büyümem seçimimde önemli rol oynadı.
- Kendinizi hiç babanızla kıyaslıyor musunuz?
- Ben hiçbir zaman kendimi bir başka hakemle ya da kişiyle kıyaslamadım. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Serdar Çakır sadece benim babam değil şu anda üst düzey görev yapan ya da yapmış birçok hakemin hocası konumunda. Umarım hakemliği bıraktıktan sonra Türk hakemliğine onun kazandırdıklarının yarısını kazandırabilirim diye düşünüyorum. Pek çok hakemin yetişmesinde çok büyük rolü var.
HOCAM O PENALTI KARARI YANLIŞTI!
- Bu kadar maç yönettiniz. Başınıza illa ki komik şeyler geliyordur. Var mı aklınıza gelen anlar?
- Yıllar önce yönettiğim bir maçın bitiş düdüğünden sonra bir oyuncu yanıma kadar gelerek; "Hocam rakip takıma verdiğin penaltı kararı yanlıştı. Bu yanlış karar yüzünden maçı kaybettik" şeklinde şiddetli bir itirazda bulunmuştu. Ben de kendisini hayretle dinlemiştim çünkü maç 1-1 berabere sonuçlanmıştı ve müsabaka içerisinde verilmiş herhangi bir penaltı kararı yoktu!
EŞİME MİNNETTARIM
- Futbol dışında ilgilendiğiniz sporlar var mı?
- Basketbolu çok seviyorum. NBA maçlarını mümkün mertebe takip ediyorum. Masa tenisi oynamayı çok seviyorum.
- Hep spor mu, başka hobileriniz yok mu?
- Futboldan kalan zamanlarımı mutlaka ailemle geçirmeye çalışıyorum. Sinemaya, tiyatroya gitmeyi, kitap okumayı ve dizi izlemeyi çok seviyorum.
- Stresli maçlar aile hayatınıza yansıyor mu?
- İster istemez bu sizin ev hayatınıza yansıyor. Aileme çok teşekkür etmek istiyorum. Onların verdiği bu destek ve anlayış olmasa bu başarıları yakalamam imkansız olurdu.
- Eşiniz maçlarınıza geliyor mu, neler hissediyor?
- Yurtdışında görev aldığım üst düzey turnuvalarda maçları ve final müsabakalarını izlemeye geldi. Bana olan desteğine minnettarım. Başarılarımızla gururlanıyor. Hem takımın bir parçası olarak hem de bir Türk insanı olarak.
- Havalimanı patlamasında eşiniz de varmış. Bu olay sizi nasıl etkiledi?
- Herkes için kötü, hatırlamak istemediğimiz bir olay olarak kaldı. Her zaman şükretmesini bilen bir kişiyim. Umarım bir daha böyle şeyler yaşanmaz.
HALKIN DUASI GÜÇ OLDU
- Daha önce ciğerlerinizden bir rahatsızlık geçirmiştiniz. Eski performansınızı nasıl kazandınız?
- 2015 yılında bir maç esnasında yaşadığım bir rahatsızlıktı. Öncelikle doktorum sayın Osman Tokat'a çok teşekkür ediyorum. O dönemde benimle birlikte antrenmanlara gelen bütün arkadaşlarıma, destek olan herkese çok teşekkür ediyorum. Türk halkının bizden hiçbir zaman esirgemediği duaları sahalara geri dönebilmek için en büyük moral kaynağı ve güç oldu. O sezonu Şampiyonlar Ligi finalini yönetmek ise benim için çok anlam ifade ediyordu.
VAR FUTBOLA ADALET GETİRECEK
- VAR sistemi faydalı olacak mı?
- Bu sistemin en başından beri en büyük savunucularından biriyim. Kesinlikle futbola adalet getireceğine inanıyorum. Dünya Kupası'ndaki başarılı uygulamanın ligimize yansıyacağını düşünüyorum. Her yeni uygulama gibi bir adaptasyon süreci olacaktır.
- Yönettiğiniz maçları oturup tekrar seyreder misiniz?
- Bütün maçlarımı izler, özeleştiri yaparım.
- Futbol dünyasında yakın arkadaşlarınız var mı? Kimlerle görüşüyorsunuz?
- İletişim çağındayız. Futbol sosyal bir olay. Hepimiz aynı geminin içerisindeyiz. Tabii ki pek çok dostumuz, arkadaşımız var. Sizin vasıtanızla, Dünya Kupası'nda mesajlarıyla destek veren kulüp başkanları ve yöneticilerine, teknik direktörlere, oyuncu arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bize bir aile olduğumuzu hissettirdiler.
- Son olarak hakem olmak isteyenlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
- TFF ve İl Hakem Kurulları organizasyonuyla açılan kurslar oluyor. Kursu ve atletik sınavları tamamlayan herkes hakem olabilir.