Prostat kanseri 50 yaş üzerindeki erkeklerde en sık, kansere bağlı ölümlerin akciğer kanserinden sonra ikinci en sık nedenidir.
Prostat Kanseri BelirtileriP.S.M.A. (Prostat) kanseri nedir?
Tanı
Prostat kanseri, çoğu durumda yakınması olmayanlar erkeklerde tarama ile saptanır. Prostat kanseri belirtileri şunlardır:
Prostat kanseri tanısında PSA (kanda prostat spesifik antijen testi), makattan muayene, transrektal ultrason (makattan ultrason, TRUS) ve biyopsi ile histopatolojik inceleme temel yaklaşımı oluşturur. Kanserli hastaların %32 sinde PSA 4.0'ün altındadır. Normal kişilerin % 79'unda PSA 4.1'den yüksektir. TRUS ve biyopsi ile kanserlerin %37-50'i saptanamıyor, TRUS rehberliğinde yapılan >33.000 biyopside ancak %44.6 oranında malign bulunmuştur.
PSMA nedir?
PSMA (prostat spesifik membran antijen) prostat kanser hücreleri üzerinde yüksek düzeyde mevcut olan dimerik tip II integral membran glikoproteindir. Prostat kanserinin seyri ve prognozu açısından belirleyici olduğu gösterilmiştir. Prostat kanserli hastaların % 95'inde pozitif bulunmuştur. Yüksek PSMA seviyeleri, hastalığın agresif biçimleri, yani, metastatik ve daha yüksek dereceli prostat kanserlerinde görülmektedir. Yüksek düzey PSMA, cerrahi olarak tedavi edilen prostat kanserinde erken nüks ile de ilişkili bulunmuştur. PSMA, prostat kanseri karakterizasyonu ve tedavisi için mükemmel bir hedeftir.
PSMA PET-CT nasıl uygulanır? Tanı ve tedaviye katkısı nedir?
Diğer birçok kanserde başarılı olduğu bilinen standart ve yaygın olarak kullanılan FDG PET-CT adı verilen yöntem prostat kanserinde başarılı bulunmamıştır. Prostat spesifik antijen (PSA) adı verilen kan testi ile kolaylıkla ölçülen prostata özgün maddenin varlığı bu alandaki araştırmalara yol göstermiştir. Günümüzde prostat spesifik membran antijen (PSMA) adı verilen prostat kanser hücresine özgü maddeler görüntüleme amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. PSMA, galyum 68 izotopu ile bağlanıp damar yolu ile verilerek kanser hücrelerinin varlığı, başka organlara yayılıp yayılmadığı Nükleer Tıp ünitelerinde PET-CT cihazları ile saptanabilmektedir. Bu görüntülemenin % 90'ın üzerinde doğrulukta olduğu ve prostat kanseri tarama ve takibinde kanda ölçülen PSA kan testinden daha hassas olduğu saptanmıştır. Bu yöntem daha önce bilinmeyen vücuda yayılım odaklarını saptayabilmekte hastalık evresini ve dolayısı ile tedavi yaklaşımını değiştirebilmektedir. Özellikle tanı aşamasında yapılan patolojik hücre analizlerinde orta ve yüksek yayılma riski olduğu saptanmış hastalarda bu teknik oldukça yararlı olma potansiyeli taşımaktadır. Prostat kanserinin sıklıkla yayılma gösterdiği yakın lenf bezleri ve kemik gibi dokulardaki hastalık varlığı ortaya konarak, hastaya yararı olmayacak, önemli yan etkileri olabilecek tedaviler engellenebilmektedir. Prostat kanseri hastalarının tedavi sonrası takipte hastalığın nüks edip etmediği muayene bulguları, kan PSA değerleri veya ultrason, tomografi, manyetik rezonans görüntüleme (emar) gibi görüntüleme yöntemleri ile araştırılmaktadır. Elde edilen ilk verilere göre Galyum 68 PSMA PET-CT yöntemi hastalığın nüks edip etmediğini, nüks etmiş ise yaygınlığını ve tedavi seçeneklerini belirlemede tüm bu yöntemlerden daha başarılıdır. Nüksü saptamada çok düşük PSA kan değerlerinde bile iyi sonuç alınmaktadır ve diğer görüntüleme yöntemlerinden çok daha hassas olduğu gösterilmiştir. Tüm bu başarılı ilk verilere karşın bilim dünyasında henüz yöntemin nerede ve nasıl kullanılacağı konusunda kanıta dayalı rehber yoktur. Bununla birlikte patolojik skorlaması ve evresi orta ve yüksek risk olarak belirlenmiş hastalarında potansiyel yararı yüksek görünmektedir. Verilen madde ilaç değildir, yan etkisi yoktur, galyum 68 radyoaktif maddesinin verdiği radyasyon ise düşük düzeydedir. Teknik ülkemizde henüz yalnızca bazı merkezlerde uygulanabilmektedir.