İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. İlker Taşçı, ramazanda oruç vazifesini yerine getiren belli bir yaşın üzerindeki bireylerin, bayramla birlikte beslenme alışkanlarına dönebilmelerinin bir uyum sürecini de beraberinde getirdiğini söyledi.
Uzun süre susuzluğa alışan, daha düşük enerji miktarı ile gün boyu dayanmaya çalışan bir vücudun eski düzenine özellikle belli bir yaşın üzerindeki bireylerde daha geç döndüğünü ifade eden Taşçı, "Bayramla birlikte hızlı şekilde sıvı dengesini sağlayacak fazla su alımı, gıda dengesini yukarıya çekecek şekilde enerji alımı, büyüklerimizin toparlanmasını bir miktar daha zorlaştırabilir. Böyle bir durumda yaşlılarımız bir miktar daha dikkatli şekilde tekrar üç öğüne geçmeli. Sıvı alımı kadınlarda 1,5 litrenin altına, erkeklerde de 2 litrenin altına düşmeyecek şekilde mutlaka devam ettirilmeli. İhtiyacın üzerinde sıvı almak için kendilerine çok zorlamamalılar." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Taşçı, yaşlılar için protein alımının da çok önemli olduğuna işaret ederek, yaşlıların protein ve et yönünden zengin, sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme düzeninin olması gerektiğini söyledi. Bayramla birlikte yaşlıların, hastalıklarına bağlı kullandıkları ilaçları yeniden düzenlemeleri gerektiğine dikkati çeken Taşçı, özellikle tansiyon hastalarının ilaçlarını eski düzenine getirmeleri gerektiğini belirtti.
"BAYRAM EGZERSİZ İÇİN BİR FIRSAT"
İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. İlker Taşçı, ruh ve beden sağlığı açısından bayramların yaşlılar için de bir fırsat olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bayram egzersiz için de çok güzel bir fırsat, insanlar evden eve yürüyerek gidiyorlar. Buna zaman ayırmak lazım. Evde oturup ziyaretçi beklemenin dışında aslında komşularını, akrabalarını, evlatlarını, torunlarını ziyaret etmek de yaşlılarımız için çok faydalı bir faaliyettir.
Yaşlılarımız kendi akranlarıyla görüşmek için bayramı vesile olarak kullanabilirler. Kendi aralarında da ziyaret yapabilirler. Bizlere de düşen bir görev var. Anneannemizi, babaannemizi evinde ziyaret edip, elini öpüp bayramını kutlamaktan ziyade, 'Hadi seni şuraya götürelim' diyebiliriz. Bu da onların daha aktif olmasını sağlayabilir. Bu alışkanlıkları bayramdan sonra sürdürebilirler. Önümüz yaz, herkesin dışarı çıkmasını istiyoruz. Haftada en az üç gün büyüklerimiz açık havaya çıkmalı ve en az bir saatin üzerinde zaman geçirmeliler. Bu onların yeme alışkanlıkları kadar, hastalıkları için kullandıkları ilaçları kadar gerekli bir faaliyettir."
Taşçı, yaşlıların sosyal anlamda sağlıklı olmasının beden sağlığı üzerinde de çok etkisi bulunduğuna işaret ederek evden dışarı çıkmanın güneşin altına yürümek olmadığını, dışarıda bulunulan sürede yapılan egzersiz olduğunu belirtti.
Yaşlıların bu durumu günde 10 bin adım gibi faaliyetler olarak anlamaması gerektiğinin altını çizen Taşçı, "Dışarıda bulunduğumuzda hem bedenimiz hareketli oluyor hem denge sistemimiz daha kuvvetli oluyor. Eklemlerimizin bağları kuvvetleniyor. Evin dışında geçirilen zaman uyku düzeninden depresyona kadar birçok durumu etkiliyor. Bizim için önemli olan evin dışında zaman geçirmek. Eklemlerimiz, denge sistemimizin çalışacak kadar faaliyette bulunması yaşlılar için çok faydalıdır." diye konuştu.
