Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADALET CİNGÖZ

İyi ki doğdun Ömer Uluç!

1931 doğumlu soyut figüratif ressamımızdır. Ömer Uluç kimdir?
Evet, 1931 doğumlu üstadın geçtiğimiz hafta doğum günüydü. Tam bir Başak burcu titizliğine ve aynı zamanda Başak'a zıt bir bohemliğe sahip sanatçımızın doğum günü yemeği için tercihi, Cihangir'deki Doğa Balık'tı... Sadece çok yakın dostları arasında kutlanacak doğum günü yemeğine giderken bir yandan da sanatçının yaşını hesaplamaya çalışıyordum. Cihangir'de parmaklarımı kapatıp açarken tuhaf görünmüş olmalıyım. Doğa Balık'ta kimler yoktu ki...
Son derece farklı dünyalardan insanlar, Ömer Uluç ve Vivet Kanetti'nin dostları olarak bir masa etrafında toplanmıştık. Mesela Raffi Portakal... Ünlü müzayedeci... Nilüfer Göle ünlü sosyolog ve ünlü ekonomist Asaf Savaş Akat . Osman Paşa'nın ve Abdülhamit'in torunu Osman Bey ve eşi Vietnam asıllı Janine... Lacivert ve mor renkteki kıyafetiyle göz alıcı güzelliğiyle Sema Çağa ve eşi Barbaros. Çiftin çok yakın dostları, Huşper Akyürek... Modern sanatımızın bilirkişisi, sanat tarihçi Ömer Faruk Şerifoğlu, kültür ve sanat editörü Cem Erciyes ve ünlü tiyatro oyuncusu eşi Nalan Kuruçim... Tamamıyla farklı hayatlar yaşayan bizler, ortak noktamız hiç yokmuş gibi başlayan yemekte, çok geçmeden tek ortak noktamızın Ömer Uluç olduğunu kavrayacaktık...

Nijerya'dan öykülere buyrun

Onun renkli hayatına değmiş her birimiz, diğer değenlerden anılar, şakalar, başka matrak öyküler dinleyerek daha da renklenecektik... Nijerya'dan öyküler mesela... Kol düğmelerinin birinde Abdühamit diğerinde Osman Paşa'nın resminin bulunduğu Beyzade'den, Elizabeth limanındaki barda Ömer Uluç'la nasıl tanıştığını öğrendik. İkisi de koca limanda petrol zengini olmayı 'planlamayan' tek beyaz ve tek Türk olarak birbirlerini hemen sevmişler. Beyzade'nin arada bir gömleğinden baş veren Abdülhamit'in bile bu hikâyeye kulak kesildiğini söylemeliyim. Ayrıca Beyzade'yle Uluç'un gece boyunca Yorubaca (Nijerya'daki bir kabilenin dili) kadeh tokuşturduklarını da ilave etmeliyim.
Gecenin büyük hikâyelerinden biri de, İlhan Koman'la birlikte, Rahmi Koç'un Nişantaşı'ndaki bir evini nasıl gerçeküstü hatta Dada akımına uygun dekore ettiklerinin hikâyesiydi... Evi öyle bir dekore etmişlerdi ki, Bizans oyuncakları gibi mekanik oyuncaklarla, kütüphaneden fırlayan hayvan heykelleriyle ya da devasa metal kuş kafesleriyle, dekorasyon bitip de eve giren bir daha gelmek evi dahi istememiş.
Gecenin en renkli ve yoğun anlarından biri de Sema Çağa'nın anlamlı konuşmasıydı... Vivet Kanetti'nin son kitabı Bana Modern Türk'ün tarifini yapabilir misin?'den yaptığı alıntıyla taçlandırdığı ve Uluç'a olan hayranlığını, sevgisini içten cümlelerle aktardığı konuşması unutulmazdı. Yemeğin en duygusal dakikalarıydı... Mezeler, özellikle Ömer Bey'in favorisi balıklar şahaneydi bunu da söylemek isterim... Ömer Uluç'u bundan yıllar önce bir söyleşi yapmak münasebetiyle tanımıştım. Galatasaray'dan Tünel'e o kısacık yolu, konuşmaktan, anlattıkları karşısında gülmek ya da düşünmek için ayak üstü molalarla bir saatte filan yürümüştük...
Ne anlattığını da sevmiştim, nasıl anlattığını da... En çok da kahkahasını... O gün bugün hiç ayrılmadık güler dururuz... Daha da çok güleceğiz belli. Ne kadar iyi...
İyi ki doğdun Ömer Uluç... Bir kez daha...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA