Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Bildiri savaşı

Sürekli okurlarımız hatırlayacaktır: Gezi Parkı eylemlerinin en yoğun olduğu günlerde ben ABD'ydim.
ABD yönetiminde ve medyasında, bizim Hükümete karşı olumsuz bir tavır vardı. Başbakan Erdoğan "çoğunlukçu" ("majoritarian") kavramı kullanılarak eleştiriliyor... Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığı, vatandaşların iktidarı protesto etme hakkı olduğu vs. söyleniyordu... Bunları "Washington İzlenimleri" başlığıyla üç yazı halinde kaleme almıştım.
Bu gelişmede önemli olan, gelen eleştirilerin doğruluğu veya yanlışlığı, haklılığı veya haksızlığı değildi.
Niye? Çünkü ABD'nin tarihine baktığımızda "aşırı pragmatik", hatta "çıkarcı" bir tavır görüyoruz.
Bir vakitler seçimle iktidara gelen Allende'yi devirmeleri... 12 Eylül 1980'de darbe yapan Kenan Evren Cuntası için "Bizim çocuklar başardı" demeleri hâlâ hafızamızda... Bugün de Mısır'daki darbeyi destekliyorlar.
Bu ve nice örnek bize meselelere "ilkeler" (demokrasi, insan hakları, vs.) düzeyinde bakılmadığını gösteriyor. Ülke çıkarı veya hükümet politikası nasıl gerektiriyorsa, dünya olayları o şekilde yorumlanıyor Batılı devletler tarafından. (Tabii aslında Doğu-Batı fark etmiyor, bütün devletlerin yaklaşımı aynı ama şu anda bizim konumuz Batı...)

Bu da 'bizim' cevabımız
İşte bunları göz önünde tutarak Hükümete yönelik eleştirilerin süreceğini söylemiştim. Nitekim öyle oldu: Avrupa Birliği'nden de salvolar geldi.
Geçenlerde de, İngiliz Times gazetesinde... Hükümet kanadının "densizlik" diye nitelediği... 30 sanatçı tarafından imzalanmış bir ilan yayınlandı. (Burada ele almıştık.)
Olay tam külleniyordu ki... Bu sefer bizim entelektüeller de (akademisyen, gazeteci, sanatçı, yazar) Times'ta çıkan bildiriye karşı bir bildiri yayınladı dün...
100'den fazla imzanın atıldığı bildirinin başlığı: "Bizde çok adam bulunur!"... Bildiri, "Yeryüzünün fikir ve vicdan sahibi sakinleri..." diye başlıyor.

Bazı değişiklikler gerekir

Bildirinin iki noktada eksikleri olduğunu söylemeliyim:
1) Bu bildiri sadece Türk medyasında değil, aynı anda Times'ta da yayınlanmalıydı. İngiliz gazetesinde ilan şeklinde yayınlanan bir bildiriye... Türk medyası aracılığıyla cevap vermek yerinde olmaz. "Türk'ün Türk'e propagandası" derler.
2) Bildiride, Times'taki ilanla ilgili olarak... "Bu görüşlerin (...) hiçbir kıymeti yoktur. (...) bu tutumun insan hakları, sanat, düşünce ve medeniyet ikliminde yeri, karşılığı ve hükmü bulunmamaktadır..." gibi ifadeler yer almakta.
Eğer o ilanın bir kıymeti, bir hükmü, bir değeri bulunmuyorsa... Ne diye cevap veriyoruz?
Bence... Bu eleştiriler göz önüne alınarak bildiri tekrar yazılmalı... Sonra da Times'da ilan şeklinde yayınlanmalı.
Hatta parasını da bildiriyi destekleyenler cebinden vermeli ki sivilliğinden kuşku olmasın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA