Bayramın ilk günleri Van'daydım ya, randevulaşsak zor buluşuruz denecek bir yerde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik' le karşılaşıverdik. Arka sokaklarda etrafındakilerle birlikte yürüyüşe çıkmıştı baba toprağında. Yanına yanaşıverdim ve sordum;
Esnafa iyi geldi
Hayırdır bakanım bu karda çamurda?
- Oooo Savaş bey siz burada ha?
- Vallahi kuş gribi davasına kuş olduk uçtuk, Van'a konduk.
- Hoş sefa geldiniz. Buyrun sizi de gezdirelim
- Nerelere efendim?
- Şurada çok güzel bir çarşı açtı belediye başkanımız. Ben de gidip hem hayırlı olsun hem de iyi bayramlar diyeceğim esnafa.
- Ne çarşısı ki acaba?
- Daha önce seyyarlar gelir burada tezgah açardı. Şimdi kapalı bir mekan oldu. Hem temiz, hem usulüne uygun. Kaydu kuydu var şimdi hepsinin
İnci kefali
Kenar tarafı da balıkçılar çarşısı mı ne?
- Doğru gördünüz. Orayı da balıkçı esnafa ayırmışlar. İnci kefali satılır daha çok. Van gölünün incisidir.
- Yanınızdaki beyefendi çok benziyor size?
- Tabii benzer. Öz kardeşim o benim. Böyle mütevazı, kendi işinde gücünde biridir
- Gören bakan kardeşi demez yani?
- (Gülerek) Zaten ona ve diğer kardeşlerime; "ağabeyiniz bakan oldu havanız değişmedi helal olsun" diyorlarmış
- Onlar ne diyormuş peki?
- "Ağabeyimizin havası değişmedi ki bizim değişsin " diyorlarmış iyi laf değil mi?