İnsan böyle büyük bir törende Kurtlar Vadisi Irak filminden de kareler gösterilsin, bizim çocuklar külliyen orada bulunsun istiyor. Düşünün hele; Polat ağabeyimiz kırmızı halı üzerinde mehter adımlarıyla yürüyor. Etrafa; "Çıkarken İpragaz'ı kapattım mıydı yav?" tadındaki o malum bakışını atıyor. Sonra hışımla ardına dönüp, yüzlerce kamera önünde ekibiyle konuşuyor:
- Hişşt Memati.
- Buyur usta?
- Sigarayı otelde, masanın üstünde unuttum.
- Vayy!..
- Tedarikli misin?
- Yok be usta. Bende de yok.
- 3-4 saat içerde tıkılıcaz düşünmedin mi?
- Sonunu düşünen kahraman olamaz usta!
- Karşı büfeden iki paket kapın. Antrakta tüttürür harman olmayız.
- Polat Abi?
- Ne var Erhan?
- Abi şu karşıdaki şapkalı gözlüklüyü tanıyorum sanki. Tuzak olmasın?
- Hangisi? Şu mu? Lan... Lan Metin Uca o!
- Aaa. Valla o be. Vay uğursuz!
- Abdüley!..
- Buyur abi?
- Çabuk çıkart zuladaki çuvalı, geçir şunun da başına!..
Hayal dünyası
Yani işte böyle. Hayallerim böyleydi işte. Neylersin ki "Ulusalcı"
duygular insanı nah böyle güzel hülyalara gark ediyor . İnsanoğlu bu alemde hayalsiz yaşayamıyor.