Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Güleriz gülecek halimize...

Başbakan Erdoğan'ı kapıları kilitli zırhlı Mercedes'ten kurtarmak için başlatılan " Balyoz Harekâtı ", doğal olarak insanları güldürdü. Erdoğan sağlığına kavuştuğu için, duruma gülmek doğal bir davranış. Her gelişmede gerilen toplumun, böyle durumlarda gülebilmesi, sağlıklı da.
Çünkü bundan önceki " Balyoz Harekâtı "nda, kimse gülememişti Türkiye'de. 12 Mart 1971'deki dolaylı askeri müdahale sonrasında, aynı yılın 28 Nisan günü İstanbul'daki İsrail Konsolosu Elrom kaçırılmıştı. Bunun üzerine o dönemin kodu mu oturtan Başbakan yardımcısı Sadi Koçaş, " Balyoz Harekâtı "nın başladığını açıklamıştı.
O günü yaşayanlar hatırlar. İstanbul'da sokağa çıkma yasağı vardı. Asker ve polis, ev ev arama yapıyordu. Arananlar ise, sadece zanlılar değildi. Evinde sol içerikli kitaplar bulunduranlar gözaltına alınıyordu. İnsanlar endişe içinde evlerinin kapısının çalınmasını beklerken, arka bahçelerde tehlikeli olabilecek kitaplarını yakıyorlardı.
Hayatlarında belki hiç kitap okumamış güvenlik görevlilerinin de aralarında bulunduğu arama ekiplerinin, mesela kitaplığında " Anti-Komünizm " başlıklı kitap bulunan bir kişiyi de gözaltına aldıkları anlatılıyordu o günlerde. Bu duruma itiraz eden ev sahibi " Ama bu kitap anti komünizmi anlatıyor " diye itiraz edince, kitabı elinde tutan asker " Anti manti önemli değil, komünizm var ya o bize yeter " demişti.

BALYOZ
HAREKÂTI
Balyoz Harekatı ile Elrom'un cesedi de bulundu. Ama bu vesile ile sol düşünce taşıdıkları bilinen aydınlar da tutuklandı. Düşünce sahiplerine terörist muamelesi yapıldı.
12 Mart'ın " Balyoz Harekâtı "nı hatırlayanlar için, Başbakan'ı makam aracından kurtarmak için başlatılan " Balyoz Harekâtı " tabii ki güldürücüdür.
Aslında siyasi liderlerin bazı davranışlarının mizah konusu olması da, demokratik toplumların en doğal tabloları arasındadır. Örneğin Başbakan Erdoğan'ın ata binerken, attan düşmesi de o dönemde mizah yazarlarına malzeme olmamış mıydı?
Özal'ın başbakanı Yıldırım Akbulut, siyasi mizahın en büyük kaynağı değil miydi mesela? Örneğin Akbulut'un bir alışveriş merkezinde elektrikler kesilince döner merdivende kaldığı ve onu itfaiyenin kurtardığı anlatılmaz mıydı? Veya " Kuğu Gölü " balesine giderken, yanında mayosunu da götürdüğü anlatılmaz mıydı?
Rahmetli Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay da, nice fıkraya konu olmuştu görevi başındayken. Mesela İngiltere ziyaretinde yanında bulunan Milli Eğitim Bakanı'nı " Bak burada çocuklar bile İngilizce konuşabiliyor " diye azarladığı anlatılırdı.
12 Eylül'ün Devlet Başkanı Kenan Evren'in de her sabah 9'u 5 geçe endişelendiği ve en ufak kaşıntısında siroz tedavisi olmayı düşündüğü anlatılmaz mıydı?

CHURCHILL-BEVAN

Gelişmiş demokrasilerde bunlar yazılır, televizyon programlarına konu olur ve kimse de bunları dava konusu yapmayı düşünmez. Bunların arasında, mesela Muhafazakâr eski İngiliz Başbakanı Churchill ile o dönem İşçi Partisi'nin sol kanat lideri Bevan arasında geçen diyalog da vardır.
Göbeği ile dikkati çeken Churchill ile Avam Kamarası koridorunda karşılaşan Bevan, hemen iğnesini batırır karşısındakinin göbeğine,
-Sir Winston, hayırlı olsun, hamilesiniz galiba, der. Churcill rakibinin bu sorusunu gülerek cevaplar:
-Evet hamileyim galiba. Bebek kız olursa kraliçemizin, erkek olursa kralımızın adını vereceğim. Ama hamile değilsem ve bu şişkinlik sadece gaz ise, çıktığı zaman adını Bevan koyacağım!
ABD'nin eski Başkanı Gerald Ford yanındakilerle konuşurken sürekli sendeleyip düştüğü için, onun hakkında " Aynı anda iki işi birden yapamaz. Konuşurken yürüyemez. Herhalde doğum kontrol aracı olarak da çiklet çiğniyordur " denilmez miydi? Ford'u sonra bir konuşma yaparken izledim. Şu cümlesini duyunca da onun hakkındaki düşüncelerim değişmişti:
-Her başarılı kadının sırtında başarılı olduğu sanılan bir erkek vardır. Ve bu erkek, benim gibi " Bu kadın neden beni hala taşıyor " diye sürekli şaşkındır.
Levent Kırca " Olacak O Kadar "ı yapsaydı, son " Balyoz Harekâtı "nı kim bilir nasıl güzel işlerdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA