TÜRK siyasetinin ikilemini görmemek imkânsız.
Sağ kanatta "Ya Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıkıp AK Parti'yi bırakırsa bu parti ne olur" sorusu var. Solda da "Ya Deniz Baykal CHP'nin başını hiç bırakmaz ve bu parti ebediyen muhalefette kalırsa ne olur" sorunsalı bulunmakta.
Birinin seçimi mutlaka kazanacağına, diğerinin ise seçimi asla kazanamayacağına dönük iki isme endeksli siyasi ortamı, çok partili düzene geçtiğimizden beri yaşamaktayız. 1950'lerde bunu İnönü-Menderes ikileminde yaşamıştık. Sonra Demirel-Ecevit ikilisi sahneye geldiler. Şimdi de Erdoğan ve Baykal var sahnede.
Bu çemberi kırmak artık şart gibi. Keşke Erdoğan Çankaya'ya çıksa ve keşke Baykal yerini, yeni bir isme bıraksa. Demokrasinin sağlığı için nöbet değişikliği süreci başlasa artık. Örneğin Mehmet Ağar da, yeni söylemleriyle DYP'yi iktidara taşıyabilse...