Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Ego şişirmeyi alışkanlık haline getirmenin sonuçları

Özellikle siyasetçiler, egolarını şişiren kadrolara bağımlı yaşarlar. Söz konusu kadrolar seçim kaybetmiş siyasetçileri "Bu millet sizin büyüklüğünüzü anlamadı" diye uyutmazlar mı? Eğer bu ego şişirme eyleminde ölçü kaçırılırsa siyasetçi de, partisi de seçim barajının suları altında kalıp, yokluğa kavuşurlar.

Japon modeli

Ego pompalamayı ulusal bir siyaset olarak benimseyen toplumlar da vardır. Örneğin Japon şirketleri bilinçli ve organize biçimde çalışanlarına ego pompalarlar. Kendi ülkesi dışındayken görkemli ofislerde görev yapan ünlü Japon markalarının yöneticisi, Tokyo'da 40-50 metrekarelik apartman katlarında yaşar. Şirketteki bürosunda ise, kafes kadar dar mekânda, binlerce kişi ile yan yana çalışır.

Geyşa evinde...

Ancak bu Japon yöneticinin maaşı dışında, harcamaları şirket tarafından ödenen kredi kartı vardır. Akşam işinden çıkınca bu kredi kartı ile harcamalar yapacağı bir "Geyşa Evi"ne gider. Orada alkollü içkileri yuvarlar ve seçtiği geyşa tarafından egosu cilalanıp, pompalanır... Geyşa ona "Ne kadar yakışıklı, ne kadar akıllısın. Şirketini de ülkeni de, çok çalışarak sen kurtarıyorsun" doğrultusunda övgüler seslendirir. Bu övgülerle egosu şişen ve aldığı alkolle kafası dumanlanan Japon yönetici ertesi sabah, geyşanın bir gece önce söylediklerini hatırlayarak şirketine erkenden gidip karınca gibi çalışır ve akşamın olmasını bekler.

Ölçüyü kaçırmanın sonucu
Bu "Ego pompalama" operasyonlarını Japon militarist ulusalcıları 1930'lardan başlayarak kitlelere dönük biçimde yaptılar. Japonların her ulustan üstün olduklarına, her savaşta her devleti yeneceklerine, gerekirse kamikaze pilotu olup intihar etmenin vatan görevi olduğuna Japon halkını inandırdılar... Sonuç, Japonya üzerine atılan iki atom bombası ile "Kayıtsız şartsız teslim" oldu.

Ders almak

Tarihten ve yaşananlardan ders alan toplumlar, asla bireysel ego şişirmelerini, kolektif (veya totaliter) modele dönüştürmeyi denemezler. Bir ırkın üstünlüğünü, her ülkeye saldırılıp zafer kazanılabileceğini, dünyadaki her olgunun ulusal varlık için bir tehdit ve bir tehlike olduğunu seslendiren siyasi akımların, ülkeleri ve dünyayı ne tür felaketlere sürüklediğini, aklı başında olan toplumlar artık bilmektedir... Bireysel egolarımızı şişirebiliriz... Ama bunu dünyaya, komşulara, siyasi rakiplerimize ve içimizdeki "Ötekiler"e dönük bir nefret operasyonuna asla dayamayalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA