Fenerbahçe, başına bunca belayı getiren oyun anlayışını değiştirmeden kazandı. Yine kalesinde tehlikeler görüp, sadece ucuz kurtularak, kendi içinde gelişen iki golle işini bitirdi.
Acıların insanı olgunlaştırması gibi, farklı bir yenilgiden sonra, neyi ne zaman yapacaklarını bilerek ve doğru anlarda doğru kararlar vererek oynadılar. Selçuk'un orta sahadaki duruş ve hamle doğruları ile Carlos'unkiler birleşince, Bursaspor'un hücum planları 'işlemez' hale geldi. Sercan Yıldırım'ı Carlos üstünden tabelaya oynatmak maç öncesinin doğrusuydu. Ama tecrübeli oyuncu en zayıf olduğu yüksek toplarda hata yapmadı, birebirde aksamadı, tek hata ile genç yıldız adayının suyunu kesti. Yusuf Şimşek'in oyunu kurma isteğine; Josico ile Selçuk Şahin'in müthiş dikkati izin vermedi. Selçuk çok kontrollü ve istekli kaldı sahada. Belli ki markaj görevi verilmemişti. Ama onlar sahada kimin neyi iyi yapacağını bilerek oynadılar.
Maçın temposu hep yüksek kaldı. İlk yarıda Bursa, Fenerbahçe orta sahasını çabuk geçiyordu. Kopuk oyun buna izin veriyordu. Fenerbahçe'nin ikinci golü ile aynı görüntü Bursa cephesine geçti. Üst üste kontralarla fark çok daha büyüyebilirdi.

HAKEMDEN İKİ BÜYÜK HATA
Fenerbahçe'nin bu maçı kazanmanın ötesinde, rakibine oyunun her anında bileğinin gücünü göstermesi de önemliydi. Samet Aybaba, Alex'in üzerine sert markaj uygulamadı veya uygulatamadı.
Kendi takımına güvenebilirsin ama karşındakilerin kalitesini asla küçümsemeyeceksin. Bu maç bunun ilginç örneğidir. Aragones'in yardımcısı İspanyol basınına oyuncularının dediklerini yapmadığını söyledi. Dün de bunun için kazandılar zaten. Semih sağ açık oynamadı, Selçuk çakılı kalmadı, Alex orta sahada adam eksiltti, Fenerbahçe daha etkili ve hızlı oynamaya çalıştı.
Hakem Tolga Özkalfa bu maçın en büyük iki hatasının sahibiydi. 45'te Alex'e yapılan penaltıyı vermedi. Böyle değerlendirmiş olabilir ama sarı kart göstermesi neden? İki oyuncunun temaslı mücadelesi var. Bunun üstüne devre bitiminde üstlerine top atan Edu'ya sarı kartını çıkarttı. Neden kırmızı değil?
Eğer Uğur Boral'ın slalomlarla attığı ikinci gol olmasa, bu maç Özkalfa'nın başına "bizzat" yıkılırdı.