Aziz Yılmaz, lideri olduğu Birleşik Fenerbahçe Vakfı'nı dün topladı. Artık harekete geçmeye, Aziz Yıldırım'ın tek adam modelinin karşısına geçmeye karar verdiler. Üyeler toplantıya çağrılırken, "Kulübün kürsüsünde konuşamadıklarınızı, gelin buradan söyleyin" dendi. "Konuşan Fenerbahçe Platformu" da aynı amaçla kurulmuştu. Çünkü kürsüden yönetimi eleştirip, kulüpten ihraç edilen son kurban Kerim Kerimoğlu oldu. Başkan "Sen varsan, ben yokum" deyince bazıları üstlerine vazife alıp, yaşı seksenlere yaklaşan Kerimoğlu'nu ihraç ettirdi. Deloitte'un federasyona gönderdiği raporun Sabah Gazetesi'ne sızması, yönetimin açıkladığı rakamlar ile doğrular arasında büyük farklar olması, 2012'ye kadar gelirlerin temlik altında olduğunun ortaya çıkması ve bu paranın çoktan harcandığının anlaşılması, geleceğin ne olacağını görebilen kongre üyelerinin reflekslerini harekete geçirdi.
Bu durum taraftarın umurunda değildir. Onlar sahadaki başarıya bakarlar. Kulübün borcu ne kadar, nasıl ödenecek, önemsemezler. Haklıdırlar da. Ama kongre üyesi öteki tarafı düşünmek zorundadır. Çünkü yıllardır küçümseyerek baktıkları Galatasaray'ın finansal tablosu, kendi kulüplerine asılmak üzere.
GALATASARAY BENZERİ...
Üstelik... Galatasaray şirket birleşmesini tamamladı, Fenerbahçe 130 milyon dolar bulmak zorunda. Galatasaray Riva'yı parselledi, 250 milyon dolar gelir bekliyor. Bir kuruş vermeden 50 bin kişilik statları oldu, eğer akıllı davranırlarsa onlar da bir darphanenin sahibi olacaklar. Galatasaray rampaya yerleşirken, Fenerbahçe benzer sorunları çözmeye çalışacak.
Bütün bunların nedeni tek adamlık modelinde kimsenin hesap sormaya cesaret edememesi, edenlerin ihraç edilerek cezalandırılması, korku ortamında boşa harcanın on milyonlarca Euro'dur.
"Dur" demek için yıllardır beklemeyi tercih edenler, uçurumun kenarına gelindiğinde kulüplerini kurtarmanın peşine düştüler. Umarım, geç kalmamışlardır.