Eğer Sivasspor şampiyonluğu kaybedecekse bu maç çok önemli rol oynayacaktır. Aslında Sivasspor gibi bir takımın Gaziantepspor'a yenilmesi büyük sürpriz değil. Çünkü onların da puan kaybetmeye hakları var. Ama dün ilk yarıda öne geçip rahat oynarken ikinci devrede yapılan hatalarla maçın kaybedilmesi sanırım Sivasspor camiasını çok üzmüştür. İlk yarıyla ikinci yarı birbirinden siyah ile beyaz gibi farklılar. İlk yarıda Sivassspor alıştığımız futbolunu oynadı, iyi kapandı, orta sahada pres yaptı, bol top kaptı, kontra uzun toplarla da golü aradı. Üstelik skoru da buldular. Ama o ikinci yarı yok mu o ikinci yarı... Her şeyin değiştiği, belki de şampiyonluğun zora girdiği o ikinci yarı... Önce konsantrasyon eksiklikleri başladı, sonra da defansif yerleşme hataları... Ardından da çok şanssız bir pozisyonda Abdurrahman'ın kendi kalesine attığı diyeceğimiz gol geldi.
Ardından Sivasspor'da tuhaf anlamsız bir panik başladı. Adeta acemiler mangası gibi oynamaya başladılar. Beraberlik de kötü sonuç değildi ama birden dan-dun moduna döndüler. İşte bu dakikalarda Gaziantep'in ikinci golü de geliverdi. Aslında Bilica Türkiye'nin en iyi defans oyuncularından biri ama defansif disiplinde zaman zaman yalnız kalıyor. Sonuçta Sivasspor dünkü maçın ardından geleceğe yönelik önemli dersler çıkartmalı. Böylesine konsantrasyon boşluğuna düştüklerinde daha çok puan kaybederler.

UYGUN'SUZ KONUŞMA
Maçtan sonra Bülent Uygun'un anlamsız konuşmalarını dinledim. Gündüz oynadıklarını ve sıcaktan dolayı yorulduklarını söyledi. Oysa Sivas buralara kadar gündüz maçlarıyla geldi. Yenilgide mazeret bulmak çok kolay ama yüzüp yüzüp kuyruğuna gelip orada kaybetmek daha kolay.
Hakem Selçuk Dereli son haftalarda başarılı yönetimiyle dikkat çekiyor. Geçen hafta Eskişehirspor-Beşiktaş maçında izledim; mükemmeldi. Dün de Gaziantep'teki yönetimini çok başarılı buldum. Neredeyse verdiği her karar doğruydu.